İngiltere sokaklarında ilerleyen araba geniş bol ışıklı bir caddede yol alıyordu. Arkamızda bize eşlik eden araba bir saniye bile bizi gözden kaçırmamıştı. Emir ile Selim gerginliklerinden bir şey kaybetmeden kendi aralarında konuşmaya dalmışlardı. Geniş arabada Aslı ile ben yanyana, onlar karşımızda oturmuş öndeki şoförün onları duymayacağı bir seste muhtemelen planla ilgili konuşuyorlardı. Eğilip Aslı'ya bir şey sorduğum sırada Emir'in sert bakışları ile karşılaştım. Muhtemelen eğildiğimde daha da belli olan dekoltemden rahatsız olmuştu. Nedense onunla arabaya binmeden önce yaptığımız konuşmadan dolayı gergin hissediyordum. Bana söyleyeceği şeylerin hayalini kurarken üzülme ihtimali beni yiyip bitiriyordu. Belki de güzel şeyler söyleyecekti... Her ne olursa olsun bu gece ikimiz için de dönüm noktası olacaktı.
"Aşırı sert bakıyor ikisi de," Aslı eğilip kulağıma doğru fısıltı ile konuşunca dönüp iki adama baktım. İkisi de konuşmaya dalmıştı ama Emir'in gözleri az da olsa bana kayıyor gibiydi.
"Kıyafet noktasında biraz abarttık mı sence?" diye kısık sesle sordum.
"Ne abartması ya, abartan onlar. Türk erkeği modeli olur kendileri,"
"Yine de bilmiyorum, zaten yabancı bir ortam bana. Şimdi de aşırı gergin hissetmeye başladım," ilk defa böyle bir ortama girecektim ve ciddi manada kötü hissetmeye başlamıştım. Uzun zamandır hissetmediğim bu gerginlik şu an nefes almamı etkiliyor gibi hissediyordum. Astım olmam bunu aşırı hızlandırmıştı.
"Yonca, iyi misin?" Emir bana doğru eğilmiş endişe ile yüzüme bakıyordu.
"Hı hı," başımı sallayıp karşılık verdim.
"Ama rengin attı, nefes almakta mı zorlanıyorsun?"
"Hemen bir hastaneye gidebiliriz," Selim de şimdi endişe ile bana bakıyordu.
"Yonca," Aslı da elimi tutup dikkatle yüzüme bakmıştı.
"Hayır hayır, gerek yok. Bir anda heyecanlandım, bilmediğim bir ortama gireceğim için gerildim," arabanın benim tarafımdaki camı çoktan Emir tarafından açılmıştı.
"Aslı buraya gelir misin?" Emir öne doğru bir hamle yapıp Aslı ile yer değiştirdi. Şimdi hemen yanımda oturmuş elimi kavramıştı. "İşte ben de seni az önce gördüğüm an böyle nefes almayı unuttum,"
Yüzünü bana yaklaştırıp kısık sesle konuşmuştu. "Bazı şeyler gerçekten de kalbe zarar,"
O konuşurken farkında olmadan tüm gerginliğim uçup gitmişti. Koyu gözlerine öylece bakıp kalmıştım.
"Ve şimdi sana bakıp da kaç kişinin benim gibi olacağını düşünürken sinirden elim ayağım titriyor," tuttuğu elimin üzerini yavaşça okşamıştı. Bu adam benim kalbim için kesinlikle zarardı... Yoksa neden bu kadar hızlı atsın?
"Sağol," dedim sessizce. "Gerginliğim sayende geçti ama kalp atışımı hızlandırman pek iyi olmadı," sustuktan sonra ne dediğimi düşündüm. Off!
"Bunu sen bana sürekli yapıyorsun ama," onun da sesi kısıktı.
"Farkında değilim," dedim.
"O daha kötü ya," kocaman bir gülümseme bana sunarken yüreğimde akan şelaleler hızlanıyordu.
"Daha iyi görünüyorsun Yonca," Aslı konuşunca aniden bulunduğum ortamı hatırlayıp ona baktım. "Emir etkisi demeliyiz bence buna,"
"Aslı, sen ve diğerleri," Emir elimi bırakmadan ardına yaslandı. "Neden her anı mahvedip duruyorsunuz hiç bilmiyorum,"
"Yalnız mıyız şu an arabada Emir?"
"İkiniz birbiriniz ile ilgilenip dursanıza," Emir, Selim'e bakıp sorar gibi bir ifadeyle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULDUĞUN YERDEYİM
General Fiction"Yüreğinin kapılarını benden başkasına açamazsın! Bu ben bile olsam..." "Bu sözüyle deli olduğunu düşünebilirdim ama o an anladım ki bu iki adam birbirinden farklı, birbirini kıskanacak kadar da aşık..." ** "Sırrımı bildiğin için yanımdan ayrılamazs...