6. BÖLÜM KİM OLDUĞUM SANA BAĞLI

344 93 32
                                    

EMİR BAYAR

"" Karanlık bir kuytuda saklı zihnim ve ruhum. Bana ait olduğunu düşündüğüm her şey benden çok uzakta. Kalbimi parça parça eden ne varsa kendi elimle tuttuğum aynanın tam ortasında."

**
Yatılı liseyi bitirdikten sonra, gerçi ilkokuldan itibaren yatılı okudum, üniversite için yurt dışına gitme kararı almıştım. Ya da zorundaydım çünkü yaşadığım toplum beni kabul etmeyecek kadar beni anlamaktan yoksundu. Kim olduğumu bilmedikleri için bu kararıma önce güldüler sonra da karşı çıktılar. Bana her zaman mesafeli olan Halit Bayar yani babam bu kararımı duyunca hiç tepki vermeden gitmeme izin vermişti. Annem onu kararından vazgeçirmeye çalışmıştı ama o sanki biliyormuş gibi bana yardım etmeye çalışmıştı. Ama gerçekte bana ne olduğunu bilmiyordu gerçi ben de kendime ne olduğunu bilmiyordum ki... Tek bildiğim koyu bir karanlık sadece karanlık... Zihnim dünyadan kopunca bedenim koyu bir karanlığa hapsoluyordu. Ve bu yaşadığım hiç bir acıya benzemiyordu çünkü ortada bir acı yoktu. Ama ruhumda açılan o büyük boşlukta düşerken kalbim parça parça benden kopup gidiyordu. Uykuda olup birisinin seni öldürmesi ve senin bir şey hissetmemen... Elimde silahım düşman karşımda olsa hiç çekinmeden çekerim tetiği ama düşmanın kendisi benim. Kendimi öldürmeyi defalarca denedim ama bu sorunu çözmedi sadece daha çok sorun ortaya çıkardı. Ben de hayal kurmadan yaşamaya başladım artık sadece kendim olarak yaşlanmak ve beynimin içindeki biriyle bu ömrü yaşamak...

Herkes zaman zaman bir başkası olur. Belki hayal kurduğu zamanlardır bunlar... Ama nerede olduğumuzun farkındayızdır.
Peki farkında olmayanlar hayal aleminde mi yoksa karanlık bir dünyada mıdır?
**
8 yaşında bir çocuğu neden yatılı okula verirler? Küçükken benimle dalga geçerlerdi. Babası Halit Bayar buraların en zengini ama oğlu yatılı okulda. Ama babam benim güçlü bir adam olmam için şart olduğunu söylerdi. Sikeyim! Güçmüş biraz sevse belki daha güçlü birisi olurdum.
**

İlk defa 8 yaşındayken zihnim karanlığa hapsolmuştu. Ben uyuduğumu düşünürken yerime başkasının uyandığını anlamamıştım. Ama o güne kadar beni uyutmayan bir kalp ağrım vardı ilk defa o gün geçmişti. Ne olduğunu bilmiyordum ama geçmişti. Emin Işık sayesinde...
Okulun aşağı tarafında bulunan Fırat Nehri'nde gözlerimi açtığımda buraya ne zaman nasıl geldiğimi bilmiyordum. Benim şaşkın halime bakan bir çocuk gözlerini bana dikmiş bakıyordu.

"Buraya gelmek için çok ısrar ettin, gerçi kimse benimle konuşmazdı sen konuşunca çok mutlu oldum."
Konuşan çocuk ailesi olmayan uzak akrabaları tarafından yatılı yurda bırakılan Selim Yener'di.

Ben zihnimin karanlığında gidince ilk onu bulmuştum. Önce o bu durumu anlamamıştı gerçi ben de bilmiyordum. Uyur gezer olduğumu düşünmüştüm. Ama olmadığını anlamam çok uzun sürmedi. Aynı şeyi yaşadığımda gözümü yine okuldan uzak nehrin kenarında açmıştım. Bu defa bana şaşkın bakan Selim merakla sormuştu.

"Emir, Emin senin diğer adın mı?" Hayır değildi ama kendimi ona böyle tanıtmıştım. Bunu neden yapmıştım? Emin de kimdi? Cevap yoktu ama bolca karanlık vardı.

Uzun zaman boyunca Selim ile bir an olsun ayrılmamıştım. Hem en yakınım hem de sırdaşım olmuştu. Ondan sonra uzun zaman karanlık yaşamadım hep kendimde olmuştum hatta tuttuğum günlüklerde hatırlamadığım gün yoktu. Gerçekten uyuduğum zamanlarda Selim beni izliyordu ve saçma şeyler yapmamıştım. Liseye kadar bu böyle devam etti. Artık normal bir insan olduğumu düşünüyordum sadece aile sevgisinden uzak bolca para verilen ama şefkatten yoksun bir insan... Ama yine bir gün hayatımdan eksilen ve yaşamadığım günüm olmuştu. Üstelik kendime geldiğimde üstüm başım kan içinde yüzü kanamış Selim'in kollarında yatıyor halde bulmuştum kendimi. Okulda bir çocuğa haksızlık edildiğini görünce delirmiş ve sonunda böyle büyük bir kavgaya neden olmuştum. Her zamanki gibi arkamı kollayan Selim de benimle yanmıştı. O gün kesin karar aldım uzakta olacak ve tedavi için ne gerekiyorsa yapacaktım.
**

BULDUĞUN YERDEYİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin