21. BÖLÜM BENİM YONCAM

45 8 0
                                    

************EMİR BAYAR

"İstanbul'daki şirkette enişten bayağı iyi çalışıyor." Selim bana bir şeyler söylerken benim aklımda başka birisi vardı.

Sanki son zamanlarda hep o var... Her yerde o var... Ruhum onu öylesine çok özlemiş ki her yanımda olsa da yine gitmiyor özlemim. Balo gecesi yüreğimin sesini dinleyip iyi ki ona itiraf etmiştim. Etmesem de taşıyordu içimden duygular. Artık içime sığmıyordu. Bak yine o gece aklıma gelince gerildim. Zaten Yonca'nın o muhteşem halinin resmini çekip paylaşan kişiyi de bulamamıştım.

Bir de yalnız kalamamanın verdiği gerginlik sinirimi bozuyor. Ama bu gece benimle gelecek, kokusunun sindiği eve gelecek... Kısa bir zaman kalmıştı evde ama o kadar bütün olmuştu ki orada... Yonca'nın varlığı benim için tarifsiz bir huzur.

Lavaboya bile gittiği andan itibaren özlemeye başlamıştım. Sanki biraz da sinirli kalktı masadan, Pelin Hanım'dan mı rahatsız oldu acaba? Yoksa beni kıskandı mı?

"Ne sırıtıyorsun Emir?" Selim elini gözümün önünde sallayınca kaşlarımı çatıp baktım.

"Gözüme sok Selim!"

"Sana ne anlatıyorum ama sen neredesin anlamadım." Selim geriye doğru yaslanırken kızların gittiği tarafa bakmıştı.

"Tek bir yerdeyim Selim ama sen anlamazsın. "

"Hadi ya, niye anlamıyor muşum ben?" diye sorarken bir yudum su içti. Selim'i kışkırtmayı seviyordum.

"Sen benim gibi aşk adamı değilsin," dedim. Yüzüme bakıp kahkaha atması ile bozulmuştum. "Neye gülüyorsun lan!"

"Sen mi aşk adamısın? Emir Allah aşkına otuz yaşına kadar kaç sevgilin oldu?"

Sürekli bunu yüzüme vurup duruyordu en son sikeceğim belasını o olacak!

"Bak Selim en azından senin gibi başkasının duygusu ile oynamıyorum. "

Bu defa onun yüzü gerilmişti, nokta atışı!

"Ne diyorsun sen ya? Bak beni sinir etme Emir!" Yüzünü yaklaştırıp dişlerinin arasından konuştu. Yüzüme bir alay yerleştirip ben de ona yaklaştım.

"Bak Selim şu an pek iyi bir poz vermiyoruz, birbirimizi kışkırtıp durmayalım sonunda ikimiz zararlı çıkacağız. Herkes kendi sevdiği ile ilgilensin, hatta işim var diyip kalk git erkenden yanında da Aslı'yı götür. Baş başa bırak beni sevgilimle."

Selim gözlerini devirip camdan dışarı baktı. "Keyfimden geldim sanki şimdi en azından yüzünü göreyim diye geldim." Yine de vicdamı sızlatmıştı şerefsiz.

"Yakında sakinleşir, biraz zaman ver sadece, gerçi yıllardır zaman verdiğin için yakında zaman aşımı olacak sizin ilişki." Gülmemi tutamayınca Selim yine gergin şekilde baktı.

"Kızlar nerede kaldı ya?" Lavoba tarafına bakıp sorunca ben de dönüp baktım. Gideli birkaç dakikayı geçmişti.

"İkimizin dedikodusunu yapmaya dalmış olabilirler." dedim ama içimde bir huzursuzluk vardı. Gergin şekilde etrafa bakınırken lavobadan çıkan Pelin Hanım'ı gördüm. Bize doğru geliyordu.

"Afiyet olsun tekrar, yalnız devam ediyorsunuz galiba, " dediği an kaşlarım çatıldı.

"Hayır, lavobaya gittiler." dedi Selim.

"Öyle mi? Kimse yok lavobada yeni oradaydım. " dediği an oturduğum sandalyeyi devirerek ayağa kalktım.

"Emir Bey," Pelin Hanım'ın seslenmesini umursamadan ve üzerime dönen bakışlara aldırmadan lavaboya doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.

BULDUĞUN YERDEYİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin