Gün derbi günüydü.
Fenerbahçe'ye karşı Beşiktaş.
Hiç sanmıyordum, gram şansları yoktu.
Ben yine 9 aylık hamile olsam bile takım otobüsünde derbi havasına girmiş izinli tercüman olarak yer alıyordum.
"Çağla, güzelim, canım benim, bak dikkat et kendine tamam mı?" derken saçlarıma öpücüklerini bırakıyordu.
"Ay tamam tamam, merak etme sen maçına odaklan aklın bende kalmasın." dudaklarına minik bir öpücük bırakıp kafamı omzuna yasladım.
Bir anda her derbi öncesi yaptığım tezahüratı yapmak için ayağa kalktım.
"Takım! Yediğiniz gol ofsayt olsun. Çektiğiniz her şut gol olsun! Bu maç bizim olsun!" artık Türkçeyi neredeyse tamamen çözdükleri için ve bunun ne anlama geldiğini ezberledikleri için çevirme gereği duymadım.
Tüm otobüs gülüşürken bir alkış tufanı koptu.
Yerime oturduğumda Altay bana hayran hayran bakıyordu. Tabii bana bakmaktan geldiğimizi ve tüm otobüsün boşaldığını fark etmemişti.
"Altay? Geldik, koca otobüste sadece biz kaldık." dediğimde kendine gelerek kalktı yerinden.
Benim de inmeme yardımcı olarak birlikte stada doğru ilerledik takımın arkasından.
____________Maç, diğer derbilere kıyasla fazla heyecanlı değildi.
Beşiktaşlı futbolcular da hiç formunda değildi ama heyecanlıydı. Atak şansı bulduklarında hücumu esirgemiyorlardı.
Altay her zamanki sakinliğiyle kalesini koruyordu.
Dakika 61.
Gözde tribünde oturuyordu. Bana ne kadar ısrar etse bile burada olunca kendimi maçın içinde gibi hissediyordum o yüzden gitmedim yanına.
İsmail hoca oyuncularına ne yapmaları gerektiğini söylüyordu arada bir.
2-0'lık üstünlüğümüz vardı ve bunu garantilemek istiyorduk.
Ataklar gerçekleştirerek dakikayı 75'e getirmişlerdi.
Tam o anda karnımda hissettiğim sancı ile oturduğum koltuğa tutundum.
İrfan'ın az önce oyundan çıktığına şükrediyordum.
Hazal, şimdi olmaz annem, babanın bize ihtiyacı var.
Giderek artan sancılarla yanımda oturan İrfan bir sorun olduğunu sezerek yüzümü inceledi.
Kolunu sıkıca kavradığımda ne olduğunu anlayıp hızla Gözde'ye bağırdı.
"İrfan!" derken hissettiğim o acıyla zor konuşuyordum.
"Çağla, yetişeceğiz abicim, sakin ol!" bana sakin ol derken kendisi asla sakin değildi. Tüm yedek kulübesini karıştırmıştı.
"Çağla, gir koluma kızım!" diyen Gözde'ye çevirdim baktım zorlukla.
Hamileydi, nasıl yardım edecekti bana?
Ben ayakta zor dururken Gözde'yi kenara çekip koluma Emre girdi.
Ben bağırdıkça İrfan'ın elini ayağına dolandırıyordum.
"Sakin ol Çağla, sakin ol derin nefes al tamam mı?" diyen Gözde'nin dediklerini yapmaya çalışıyordum.
Hastaneye varana kadar gözlerimi zor açık tuttum. Nefes almam gittikçe zorlaşırken sancılarım daha artıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadıköy kızı | Altay Bayındır
Fanfictie"Seni ve o eşsiz güzelliğini fark etmediğim onca güne lanet ediyorum doktor." dediğinde gözlerinin içine baktım, boyuna yetişebilmek için parmak uçlarımda yükseldim. "Senden ayrı kaldığım onca güne lanet ediyorum kaleci."