Keyifli okumalar...
Aralık ayının dondurucu soğuğu küçük kasabanın her yerinde hissediliyordu. Kasaba halkı, her yıl daha da çok soğuyan bu havaya alışmaya çalışıyorlardı. Herkes için aynı şeyi söylemek doğru değildi tabi. Campbell çocuklarının kaldıkları evde, küçük Thomas kapı aralığından gelen soğukla bile üşüyordu. Hailey kucağında oturan küçük çocuğu ısıtmak için battaniyeler ile sarmıştı. İçerisi soğuk değildi ama Thomas daha çok küçüktü. Genç kız oturduğu yerden kalkarak şöminede yanan ateşin başına geldi ve oradaki sandalyeye oturdu.
-"Evet küçük beyefendi. Şimdi ısınabiliriz rahatlıkla." dedi ve küçük çocuğun tombul yanaklarını öptü.
Thomas yanağına gelen temasla güldü ve başını Hailey'nin göğsüne yasladı. Hailey ise Thomas'ın başını göğsüne yasladığını gördüğünde dudaklarından dökülmeye başlayan ninniye engel olamadı. Annesi, onun uyuması için mırıldanırdı bu ninniyi. Sözlerini hiçbir zaman duyamamıştı annesinin ağzından. Sadece melodiydi. Şimdiyse kucağındaki küçüğü uyutmak için beynine işlemiş olan ninniyi mırıldanıyordu.
Aklına annesi gelmişti. Gözleri doldu elinde olmadan. Ama eskisi gibi ağlamıyordu artık. Annesini ve babasını hep mutlu anılarıyla hatırlamaya çalışıyordu. Sessizce burnunu çekti, Thomas'ı uyandırmamak için. Küçük çocuğa daha bir sıkı sarıldı. Buraya geldiklerinde Peter ve Lisa yeni evlenmişlerdi. O zaman 16 yaşındaydı Hailey. Peter ve Lisa'nın da kimseleri yoktu kendileri gibi. Onları sahiplenmek daha kolay olmuştu bu yüzden. Buraya gelmelerinden kısa bir süre sonra abisi William iş bulmuş daha sonrada Victoria çalışmaya başlamıştı. Kendiside çalışmak istemiş ama büyüklerinin itirazlarıyla vazgeçmek zorunda kalmıştı. Zaten kısa bir süre sonra ise Lisa hamile kalmıştı.
Şimdiyse çalışmadığına seviniyordu neredeyse. Yoksa bu kucağındaki tatlı şeyle vakit geçirmeye zamanı olmayacaktı. Hailey, Thomas'ın uykusunun derinleştiğini anladığı zaman şöminenin karşısından kalktı ve şömineye çok uzak olmayan koltuğa gidip Thomas'ı yatırdı ve düşmemesi için yastıklarla yan tarafından destekledi. O Thomas'ı yatırdığı sırada Lisa içeri girmiş ve Hailey'i görmüştü. Hailey ise Lisa'nın orada olduğundan habersiz, üşümemesi için Thomas'ın üzerini örtmekle meşguldü. Doğrulup arkasına baktığında Lisa'nın kapıda dikilmiş ona baktığını gördü ve hafifçe gülümsedi.
Lisa, Hailey'nin yanına yaklaştı ve sevgi dolu gözlerle koltukta uyuyan oğluna baktı. Eğilip başının üzerinden öptükten sonra tekrar Hailey'e döndü.
-"Dışarısı çok soğuk... Sıcak bir şeyler içmek ister misin?" diye sordu gülümseyerek.
Hailey'nin hevesle başını sallayarak onu onaylaması Lisayı güldürmüştü. Arkasını dönerek mutfağa doğru ilerledi.
-"Yardıma ihtiyacın var mı?"
-"Hayır tatlım. Sen beni burada bekle. Hemen geleceğim."
Hailey, Lisa'nın cevabını duyunca az önce kalktığı sandalyeye tekrar oturdu ve ellerini şöminede yanan ateşe doğru uzattı. Sıcağı seviyordu. Sanırım buna yaz ayında doğmasının da etkisi vardı. Çok geçmeden yanına gelen Lisa, elindeki tepsiyi içerideki masanın üzerine bıraktı ve oturması için Hailey'nin getirdiği sandalyenin önüne sehpayı çekerek üzerine tepsiyi yerleştirdi. Yaptığı çayı fincanlara doldurdu ve servis işini böylelikle tamamlamış oldu.
-"Afiyet olsun." diyerek Hailey'e gülümsedi ve kendi fincanını eline aldı.
Hailey de fincana uzanarak eline aldı ve parmaklarını etrafına sardı. Parmak uçları sıcağa dayanamayana kadar bekledi. Lisa'nın yaptığı çayı içtikçe içinin ısındığını fark ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEĞİN ÖMRÜ
Historical FictionBeş yıl öncesini hatırlayan insan sayısı bir elin parmağını bile geçmemektedir. Hatırlayanlar ise konuşmak istemez bir ailenin yok oluşunu ve dağılışını. Fakat Campbell ailesinin çocukları geçmişte yaşananları hala ilk günkü gibi hatırlarlar. Bu üç...