Keyifli Okumalar...
Sevgilim,
Bunu yazarken o kadar heyecanlıyım ki. Lord David Johnston onu sevdiğimi sanıyor. Bu kadar büyük bir yalanı nasıl söylediğime ben bile şaşırıyorum. Bunu beceremeyeceğimi düşünmüştün en başında ama gördüğün gibi o dük bozması aptal bana tapıyor. Beni sevdiğini söylüyor. Bu sence de komik değil mi Alec?
Benim onu sevebileceğimi düşünüyor. Halbuki ben senden başkasını sevemem.
Geçmişte yaşadıklarımız bugün sevgimizin daha da güçlenmesini sağladı bunu biliyorsun. Artık bu oyundan çok sıkıldım ve bitirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Senden bir dakika daha ayrı kalmak ve aptal aşık numaralarına devam etmek istemiyorum.
Her şey konuştuğumuz gibi olmalı sevgilim.
Seni seviyorum.
Victoria'n.
Beyninin içinde dönüp duran yazılar aklını kaçırmasına neden olacaktı. Böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi? Nefret ettiğini söylediği adamla beraberdi. Ama bu olamazdı. O kendisiyle evliydi. Aklı yine saçma sapan düşüncelere gitmeye başlayınca içkiyi çok kaçırdığını anladı. Üç gündür çalışma odasından çıkmamış ve devamlı içmişti genç adam. Çalışma masasının üzerinde duran gizli aşk mektubu ise aklını bulandıran yegane şeylerden biriydi. Kendisine bile sevgilim dememişti bu zamana kadar. Ah, ne düşünüyordu? 'Kadın seni açık açık aldattı aptal herif.' Kalbi düşündüklerini kabul etmiyor onun böyle bir şey yapmış olabileceğine imkan vermiyordu. Fakat karşısında duran mektup her şeyi açıklıyordu.
Kapını sertçe açılmasıyla uykusuzluktan çökmüş olan gözlerini gelen kişiye çevirdi. Sevgili karısının ağabeyi, en yakın arkadaşı William kapıda durmuş çatık kaşlarla kendisine bakıyordu. Çalışma masasına yaklaşarak arkadaşının yüzüne baktı William. Üç günde dağılmıştı.
-"İçki kokusu kapının ardına kadar çıkıyor."
Açık tutmakta zorlandığı gözlerini kapattı ve başını oturduğu koltuğun arkasına yasladı.
-"Bunun için yapabileceğim bir şey yok."
-"Az içmeyi ya da bırakmayı deneyebilirsin."
Sadece kafasını sallayan David cevap vermek için uğraşmamıştı bile. Başı çatlayacak gibi ağrımaya başlamıştı. William'ın odada gezdiğini duyabiliyor ama gözlerini açıp ona bakacak gücü kendinde bulamıyordu. Genç adam koltukta oturuşunu düzelterek biraz daha yayıldı. Şimdi daha iyiydi işte. Artık uyuyabilir ve yaşanan her şeyden uzaklaşabilirdi. Fakat William onu uyutmamak için yemin etmiş olmalı ki çalışma odasında bulunan ve pencereleri örterek içeriye ışığın girmesine engel olan bütün kalın perdeleri bir bir açmaya başladı. Işıktan rahatsız olan gözlerini korumak için elini siper etti.
-"Kapat şu lanet perdeleri."
William onu duymazdan gelmiş ve işine devam etmişti. Üstüne bir tane de cam açınca David hışımla yerinden kalktı ve arkadaşının üzerine yürüdü.
-"Ne yaptığını zannediyorsun sen?"
Tepkisizce David'e bakan William üzerine yürüyen arkadaşının yanından geçerek kapıya ulaştı ve açarak kapı önünde bekleyen uşağa yiyecek bir şeyler getirmesini söyleyerek tekrar içeriye girdi. Ayağına takılan bir içki şişesini hafifçe tekmeleyerek yolunun üzerinden uzaklaştırdı. Bu sırada David de perdenin birini kapatmış diğerine gidiyordu. Arkadaşının omzuna dokunarak onu durdurmaya çalışan William, genç adamın engeliyle karşılaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEĞİN ÖMRÜ
Historical FictionBeş yıl öncesini hatırlayan insan sayısı bir elin parmağını bile geçmemektedir. Hatırlayanlar ise konuşmak istemez bir ailenin yok oluşunu ve dağılışını. Fakat Campbell ailesinin çocukları geçmişte yaşananları hala ilk günkü gibi hatırlarlar. Bu üç...