4

9.4K 635 31
                                    

Keyifli okumalar...


Genç kız merdivenleri çıkarken söyleniyordu. Ağzına yakışmayan cümleler kuruyor ve bunun farkında olarak daha ağır kelimeler kullanıyordu. Merdivenlerin sonuna geldiğinde karşısındaki büyük kapıya ilerledi. Kapının üzerindeki aslan başını tuttu ve üç defa sertçe vurdu. Kapının açılmasını beklerken ayağıyla sabırsızca ritim tutuyordu. Dışarıda beklediği her saniye elleri ve burnu daha çok kızarıyordu soğuktan. Ama kapı bir türlü açılmıyordu. Eli tekrar aslan başına gittiğindeyse kapı açılmış, suratsız bir uşak neden geldin bu havada der gibi yüzüne bakmaya başlamıştı.

-"Evet?"

Victoria uşağın kendisine böyle bakmasından haz etmemişti. İçinden 'Keyfimden gelmedim buraya.' diyerek uşağa baktı.

-"Ben Madam Royce'un terzisinden geliyorum. Leydi Johnston'un dikilmesini istediği elbiseleri getirdim."

Uşak, genç kızı baştan aşağı inceledi ve kapıdan geçebilmesi için kenara çekildi. Victoria eşikten adımını atarken içinde büyük bir rahatsızlık baş göstermişti. Böyle yerlerden uzun zamandır uzaktı. Tekrar bulunmak istemediğini ise şaşırarak fark etti.

-"Burada bekleyin ben Leydime haber vereyim."

Victoria antrede tek başına kalmıştı. Dışarıda hava çok soğuktu ve o, bu soğukta köyün dışındaki eve kadar yürümüştü. Araba bulamamıştı ve şimdiyse ayakta dikiliyordu. Kendisi gibi köyden gelenlere oturmak için yer vermediklerini çok iyi biliyordu. Böyle soylu kesim eğer köylülere müsamaha gösterirlerse çıkacak dedikodulardan korktukları için onlara böyle davranıyorlardı. Kendiside bir soyluydu ama bunu kimsenin bilmesine gerek yoktu.

Merdivenlerden inen ayak seslerini duyduğunda arkasını döndü ve uşağı gördü. Hadi ama! Onu kabul etmeyeceklerini söylemeyeceklerdi değil mi? Diktirdiği elbiseleri unutmuş olamazdı. Victoria uşağın söyleyeceklerini bekliyordu.

-"Hanımım sizi yukarı çağırıyor. Beni takip edin lütfen."

Victoria beklediği cümleleri duymayınca içinde derin bir oh çekerek uşağın arkasına takıldı ve merdivenlerden çıkmaya başladı. Koridora geldiklerinde en baştaki odanın önünde durdular. Uşak süslü kapıyı iki defa çaldı ve içeri girdi.

-"Efendim terzi geldi."

'Ben terzi değilim ki!' diye bağırmak istese bile sustu. Madam Royce, bazı dikiş işlerini ona yaptırıyordu evet, ama kendisi terzi değil terzi yamağıydı. Annesinin öğrettiği dikiş nakış orada işine yaramıştı. Madam Royce'un yanında işe girdiğinde ilk hatırladığı bu olmuş ve eve geldiğinde sabaha kadar ağlamıştı. Ama artık alışmıştı ve eskisi kadar ağlamıyordu. Geçmişi onun için çok güzel anılarla doluydu.

Uşağın kendisine bakmasıyla daldığı düşüncelerden uzaklaştı ve kapıdan içeri girdi. Kapı arkasından kapanınca içeridekilerle yalnız kalmıştı. Bir iki adım ilerledi ve doğduğu günden bugüne kadar beynine ve hareketlerine işlemiş o selamı verdi. Uzun zamandan sonra ilk defa reverans yapmıştı. O unuttuğunu düşünüyordu ama vücudu hatırlıyordu.

-"İstediğiniz elbiseleri getirdim leydim."

Yaşlı leydi kendisine şaşırmış gözlerle bakıyordu. Yanında oturan kızı da kendisinden farklı değildi. Victoria yanlış bir şey mi yaptım diye düşünmeye başlamıştı ama hayır yapmamıştı.

-"Ah, evet elbiseler. Teşekkür ederiz tatlım. Alice, genç hanım buradayken elbiseleri dener misin lütfen."

Annesinin yanında oturan Leydi Alice yerinden kalkarak Victoria'nın yanına geldi. Victoria içinde elbiselerin bulunduğu bohçayı genç leydiye uzattı. Alice elbiseleri aldı ve odanın içindeki kapıya doğru yürüdü. İçeri girmeden arkasını dönerek:

KELEBEĞİN ÖMRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin