Gece süprizi ✨
Keyifli okumalar dileriimmm ❤️
...
Simay Asidar'dan
"Çorba iç."
Başımda dikilen adama ters bakışlarımı atıp geri pencereden dışarıya bakmaya devam ettim. O yokken çok fazla şey yemiştim ve şu anda karnım aç değildi. Kendisi bunu bilmediği için bir şey yemediğimi düşünüyordu ve bunun için çorba yapmıştı. Gerçi önüme koyduğu şeye ne kadar çorba denirdi Allah bilirdi.
"Simay. İç şunu."
Onu duymamış gibi yapıp öylece durmaya devam ettim. Sinirli ve derin olan nefes alışverişlerini duyabiliyordum ama ilgilenmiyordum.
"İlla bağırmam mı gerek? Kolundan tutup zorla mı içirmeliyim? Ortalığı birbirine yıkınca mı rahatlıyorsun? Ne olsun Simay?"
Geldiğimizden beri belki de ilk defa bu kadar uzun bir cümle kurmuştu. Bu dediklerinin hiçbirini şu ana dek yapmamıştı. Yapamazdı da zaten. Öyle bir insan olmamasıyla birlikte buna izin vermezdim.
"Senden çorba istemedim ben."
Sert çıkan sesimle beraber gün içerisinde ona karşı olan ilk konuşmamı gerçekleştirmiş bulunuyordum. Sessizliği kaşlarımı çatmama neden olsa da arkamı dönmedim ona. Camın önüne konulmuş ikili koltukta başım cama dönük şekilde oturuyordum. Hava kararmaya yüz tutmuş, ağaçlar hafif esen rüzgarın etkisiyle yapraklarını hareket ettiriyordu. Koltuğun boş olan kısmının çöktüğünü hissetmemle kalkmaya yeltendim hızlıca ama buna engel oldu. Kızgın bakışlarımı ona çevirdiğimde eline aldığı çorba kasesi ve kaşıkla bana bakıyordu. Bakışları benimkilerden farklı değildi. Öfkeliydi.
Şu anda tam öfkesinin gözlerinin içine bakıyordu. Ben onun öfkesiydim. Siniriydim. Sabrını taşırandım.
Bebeğinin annesiydim.
"İstediğin başka bir şeydi evet haklısın ama onu istiyorsan önce bunu iç."
Dediğini anlamamış bir şekilde ona bakıyordum. Onun yüzüne bakmıyor, onunla konuşmuyordum bile nasıl bir şey istemiş olabilirdim ki? Başımı iki yana sallayıp önüme döndüm. Kendi kendine konuşup en sonunda çorbayı kendi içebilirdi. Zerre ilgilenmiyordum.
"Sen, seni mi düşünüyorum zannediyorsun?"
En iyi yaptığı şeye başlamıştı. Bebeğimi kullanarak bana bir şeyler yaptıracağını zannediyordu. Hiç başarılı olmadı denemezdi ama son zamanlarda şansını bayağı zorluyordu.
"Çorba istemiyorsan başka bir şey-"
"Evet, istiyorum. Git."
Sabır dilenircesine başını havaya doğru kaldırıp ağzının içinde bir şeyler mırıldandı ve hiddetle yerinden kalktı. Çorbayı fırlatır gibi tepsisine geri koyduğunda bu hareketlerinden asla etkilenmiyormuş gibi ifademi bozmadım. Salondan çıktığında ufacık bir an merakla içim dolmuştu nereye gittiği için ama hemen eski halime dönmüştüm. Dış kapının sesini duymadığım sürece evin içerisinde olduğunu biliyordum. Elimi karnıma koyarken her zamanki gibi yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Bebeğim belki de tek gülümseme nedenimdi şu anda. Bulunduğum bu ev, şartlar, abimin olmayışı, evimden uzak kalışım, sevdiğim insanları arkada bırakmam... Bunlar karşısında tek dayanağım bebeğimin varlığıydı. O olmasaydı bunca şeye katlanabilir miydim bilemiyorum. Zaten onun iyiliği için şu an buradaydım. Bazen abimi düşündüğümde ve gözyaşlarımı tutamadığımda ellerim istemsizce karnıma gidiyor ve kendimi gülümsemeye zorlayarak hıçkırıklarımı bastırmaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİDAR
General Fiction2000'li yılların başında, Anadolu'nun bir şehrinde geçecek olan hikayemiz doğduğu gibi teyzesinin kolları arasına verilen Serap'ın ve büyüdüğü evin beyi olan Sinan'ın hikayesini ele almaktadır. ... Yaş farkı ve yetişkin içerikli unsurlar mevcuttur.