ASİDAR

14. Bölüm

Merha-ballar! 💕

Aylar sonra kavuştukkkk!

Özlediniz mi bizi?

Ben sizi çok özledim ve sizin de Asidar'ı özlediğinizi düşünerek uzatmadan bölüme alacağım sizi.

Umarım keyifle okuyacağınız bir bölüm olur. 🤍

...

Ne bir duraksama ne de şaşırma.

Saniyesinde dudaklarımı her zaman kendi dudakları üzerinde ağırlıyormuş gibi sakince kabul etti ve benim açımdan işleri kolaylaştırmak adına hakimiyeti ufaktan kendi eline aldı. İki eli belimden kavrayıp iyice kendine doğru çekerken vücutlarımız birbirine yapışmış bir haldeydi. Öpüşmemize o kadar odaklanmış bir haldeydik ki buna aldırmıyorduk. Dili ağzımın içini sertçe talan ettikten sonra sesli bir şekilde ayrıldı ve dudaklarımı beklemeden yaladı. Nefes nefese soluklanırken dibinde yüzümün alev alev yandığını hissediyordum. Ki dudaklarım şişmiş ve burnum kızarmış bir hale gelmişti. Gözleri yüzümün her bir noktasını izlerken belimdeki elleri üzerimdeki elbisemin sıyrılmasından ötürü açıktan kalan bacaklarımda varla yok arası geziniyordu. Saniyeler sonra oradan kopan ellerinin biri sırtıma diğeri de saçlarıma yerleşmişti. Saçlarımı tek bir hamleyle dağınık bir şekilde avucu arasına alırken canımı acıtmamaya özen gösterdiğini görüyordum. Okşar gibi olan birkaç hareketinden sonra aralık olan dudaklarıma kaydı bakışları. Refleks olarak dudaklarımı birbirine bastırıp geri bırakırken gözleri kısılmış ve bana yaklaşmıştı.

"Seni bırakmak istemiyorum."

Dudaklarımız arasında giden cümlesi nefeslerimiz içinde kaybolmuştu. Sırtımdan desteklediği eli yüzümü ona doğru iyice yaklaştırmış ve dudaklarımızın birbirine çarpmasına sebep olmuştu.

"Bırakma."

Benden aldığı tek bir kelimelik karşılık dudaklarımda tekrar hüküm sürmesini sağladı. Benim nazik hareketlerime karşın o çok hırçınken bunun bile onun engelleyebildiği kısmı olduğunu hissedebiliyordum. Ben üst dudağını hafifçe öperken o alt dudağımı tamamiyle kavramış ve sesli bir şekilde emip duruyordu. Başını yana eğip daha rahat bir konuma erişmek istediğinde çenemi yükselttim ve ona istediği alanı tanıdım. Dudaklarımız yerini değiştirirken saçlarımdaki eli artık onları kavrayacak şekilde sıkı bir haldeydi. Kendime engel olamayıp ağzının içine doğru inlerken o da oturduğu yerde kıpırdandı. Dudaklarım üzerine art arda konulan öpücüklerin bende bıraktığı hisle gözlerimi yummuştum. Boynuma ordan gerdanıma akan öpücükleri ve nefesleri alt dudağımı sertçe ısırmama sebep olmuştu. Elbisemin göğüs dekoltesinin bitişinde soluklanırken bende yutkunup kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimi aydınlığa kavuşturup yavaşça başını bulunduğu yerden ayırdım ve ellerim arasına aldığım yüzüne yaklaşıp uzun ama sakin bir buse kondurdum. Anlaşmış gibi birbirimizden aheste bir şekilde koptuk ve ben ayağa kalkıp sırtımı ona dönerek üstümü düzeltmeye başladım. Saçlarım elleri arasında karıştığı için kabarmışlardı ve onları düzeltmek biraz vaktimi almıştı. En sonunda ona dönüp baktığımda sırtı rahat bir şekilde koltuğa yaslı elleri iki yandan koltuk başında konumlu iken hiçbir çekince duymadan beni süzüyordu. Ki ona doğru dönerken gözlerinin durağının kalçam olduğunu farkettim.

"Sinan!"

Masumca dudaklarını birbirine bastırıp sorarcasına başını yana eğerken çatık kaşlarım altından ona bir bakış atıp önüme döndüm ve biraz ondan uzaklaştım.

İhtiyacımız vardı.

"Eğer çok oyalanırsam dikkat çeker. Geleli dakikalar olmuş. Teyzem en fazla bir saat demişti."