Merhabaaa ❤️
Umarım beğenerek okuyacağınız bir bölüm olur. Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. 🥲💕
...
'Sen nereden çıktın ya?'
Dümdüz suratına baktığım kızın geliş sebebini merak etmesem de neden şimdi birden evde olduğunu anlamamıştım. İki gün önce teyzemden izin alarak diğer ilçedeki hasta halasının yanına gitmişti.
"Bir şey mi oldu?"
Sevda meraklı bir ifadeyle bana bakarken gözlerini önünde durduğum kapıda da gezdiriyordu. Ondan saklayacak bir şeyim olmadığı için sorgular haline rahat bir şekilde cevap verdim.
"Yok bir şey. Kahvaltıyı kuruyoruz."
Cümlemi bitirmemle arkamdaki kapının açılmasıyla teyzem görünmüştü. Sevda'yı bulan bakışları ilk başta şaşkınlığa bürünse de sonrasında bana dönmüş ve neden burada dikildiğimi sormuştu. Sevda'nın yanında bana sorduğu soru ile çaktırmadan gözlerimi kocaman açıp gülerek cevap verdim.
"Ne ayakta dikilmesi teyzecim?! Kahvaltıyı kuruyoruz ya?"
"E, hani? Elinde tabak yok."
Teşekkürler teyze ya, cidden.
Gülen suratımı asıp gerisin geri mutfağa ilerlerken Sevda'nın sırıtan yüzüne çok takılmamaya çalıştım. Mutfağa girdiğimde Melike Abla çoktan kahvaltılıkları tepsiye dizmiş götürmeye hazırlanıyordu. Ona benim götürebileceğimi söylediğimde reddetmiş kendi kahvaltımı yapmamı söylemişti. Sevecenlikle onu onaylayıp bizim için kurulan masaya yerleştim. Tek eksik Sinan Bey'e kahvaltısını veren Melike Abla idi. O da kısa bir süre sonra gelirdi zaten. Herkes masaya oturmuş tam yemek yemeye başlayacaktı ki bardakların boş olduğunu farkettik. Hepimiz birden oflarken birden çayı kim koyacak tartışması başladı. Herkes çok üşeniyordu kurulduğu yerden kalkıp çay koymaya.
"Amaaann bir gün de çay içmeyelim canım!"
Hakim Abi aldırmadan ekmeğini sucuklu yumurtaya bandırırken konuşmuştu. Bu haline gülerken diğer dahiyane fikir de kızından gelmişti.
"Annem gelene kadar yiyelim o geldiğinde zaten çayı koyar."
Bu işin fazla uzamaması adına tam kalkıp çay koyacakken kapıdan içeri üstünü değiştirip gelen Sevda girmişti. Masaya göz attığında ilk gözüne çarpan boş çay bardakları olunca gülerek ocağa yönelmiş ve eline çaydanlığı almıştı.
"Yine aynı mevzu değil mi? Hayır kaç kere çay soğuttunuz bunun yüzünden? Yazık be."
Keyifli çıkan sesine teyzem dahil herkes eşlik ederken ben ifadesizce tabağıma eklediklerimi ufak ufak yiyordum. Başım öne eğik parçaladığım peynire odaklanmışken tabağımın yanına konulan çay ile gözlerimi yukarı kaldırdım ve bana gülümseyen Sevda'yı gördüm. Bu hallerine anlam veremezken daha bir hafta öncesine kadar beni yakmaya çalışan kızın o mu başkası mı olduğunu çözmeye çalıştım. Bakışmamızı bölen kendisi olmuştu.
"Size afiyet olsun. Ben biraz balkona uğrayacağım. Geçen koyduğum çiçekler ne alemde bir kontrol edeyim."
"Ay dur gitme! Kap bir çay gel otur masaya. Hem Serap Abla daha bu sabah su verdiydi çiçeklere."
Sare'nin dediklerini doğrulatma ihtiyacı duyan Sevda bakışlarını bana yöneltirken ben sadece bir kere onaylama manasında gözlerimi yummuş ve geri tabağıma yönelmiştim. Bunu kendisi için yapmamıştım. Ona kızgınım diye Allah'ın güzelim çiçeklerini mi sudan mahrum edecektim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİDAR
General Fiction2000'li yılların başında, Anadolu'nun bir şehrinde geçecek olan hikayemiz doğduğu gibi teyzesinin kolları arasına verilen Serap'ın ve büyüdüğü evin beyi olan Sinan'ın hikayesini ele almaktadır. ... Yaş farkı ve yetişkin içerikli unsurlar mevcuttur.