Changbin sabırsızca bakarken omuzlarından tutup onu yatağa itti Chan, hemen ardından da kucağına yerleşti ve dudaklarına kapandı. "Sen erteliyorsun, ben değil."
Sözleri biter bitmez dudakları kavuştuğunda sertçe Changbin'in alt dudağını emmiş, ellerini onun beline sarmıştı Changbin. Hiç vakit kaybetmeden parmaklarını sevgilisinin kıvırcık saçlarına karıştırdı Chan ve onu ağzına daha çok bastırdı.
Odanın içinde ikisinden çıkan ıslak sesler hariç tamamen sessizlik hakimken birbirini delicesine öpen ikiliden Changbin yavaştan sinirlenip geri çekilmiş ve onu engelleyen gözlüklerini çekip kenara attığı gibi parmaklarını Chan'ın ensesine sarmış ve tekrardan dudaklarını birleştirmişti.
Beklemeden onun ağzına dilini yolladı Chan ve hafifçe kalçasını kaldırarak Changbin'in saçlarına daha da asıldı. Başka bir zamanda olsa dehşet acı verecek bu olayı Changbin şimdi siklemezken parmakları Chan'ın tişörtünün altından beline sızmıştı.
Tırnakları yaramaz bir şekilde kas çizgilerine sürtmüş, ellerini onun yanaklarına sararak Changbin'in dilini kendi dudakları arasına almıştı Chan. İleri geri yapıp emdiğinde tek elinin parmakları kontrolsüz bir biçimde Changbin'in boğazına sarılmıştı.
Uzun, ince parmakları sevgilisinin boynuna dolandığı zaman dudakları da diliyle ilgileniyor, ara sıra öpücüklerini çenesine bırakıyordu. En sonunda dudakları hafifçe ayrılırken Changbin'i boğazındaki eli ile ittirip yatağa uzandırmış, kendisi de üstünde yükselerek elini tişörtünün eteklerine atmıştı.
Üstündeki bu görüntüye karşı yutkunarak baktı Changbin, kendisi de çıkarmak istediği için Chan'ın tişörtünü tutmuş, onu üzerinden sıyırıp Chan'ı da kendisi gibi yarı çıplak bırakarak dudaklarına kapanmıştı tekrardan.
Önce üst dudağı ile ilgilenmiş, alt dudağına geçtiğinde işin içine dişlerini de katıp sertçe çekiştirmişti. İnleyerek onu yatağa bastırdı Chan, ikisi de sanki bir yarıştaymış gibi birbirlerine üstünlük kurmaya çalışıyorlardı.
Bu onların genel haliydi aslında ve bunu yatağa da taşımışlardı, Changbin hep yaptığı gibi alttan alan taraf olduğunda Chan dudaklarını ayırdı ve sabırsız öpücüklerini onun dudaklarından, çene hattına oradan da boynuna sıraladı.
Duştan çıktığını belli eden hafiften nemli teni dudakları arasına alıp diliyle ıslattığında onun uyluklarını sıktı Changbin. "Bayıldım," dedi Chan mırıltıyla, aslında bunu onun tenine söylemişti ama o ayrımı o an yapamamıştı Changbin.
Pek de umurunda olmadı zaten, boynundaki dişlerle kendini tutmadan inlediğinde Chan, kendisini altındaki sertliğe sürtmüştü. "Chan!" dedi Changbin kendini tutamadan, "Hım," diye mırıldanan Chan ile de kalçasını sıktı.
"Sikeyim seni."
"Ona da sıra gelir," dedi Chan keyifle. Öpmeyi kesip sevgilisinin kokusunu içine çekmiş, parmakları Changbin'in tek göğsüne sarılmıştı. Avucunun altındaki göğüsle oynayıp ucunu sıktığında dudaklarını da aşağılara indirdi ve diğer göğsüne bastırdı.
Dilini dairesel hareketlerle gezdirip emmiş, geri çekildiğinde çıkan sesle Changbin ona bakmıştı. Dudakları sabırsızca tekrardan birleştiğinde bu seferki öpüşmeleri uzun değildi. Onun göğüslerini ıslak öpücükleri ile süsledi Chan ve tekrardan dudaklarına asılırken kendini yana attı.
Changbin hiç onu bırakmadan yatağa bastırıp üstüne çıkmış, tek dizini Chan'ın bacak arasına yaslayıp Chan'ı inletirken de ensesinden sertçe saçlarını kavrayıp başını geriye çekmiş, Chan dudaklarını bu yüzden aralarken dilini göndermişti.