0.7

3.5K 593 774
                                    

"Bakayım."

"Yok görünmüyor."

"Ne?"

"Dur ben bakayım, oha, harbi görünmüyor."

"Sen körsün, ben bakayım."

Taşa oturmuş Chan, sırayla Hyunjin, Jisung ve en sonunda da Jisung'u ittirerek önüne geçen Minho sayesinde küfürlere mağruz kalmıştı. Yüzünden morluk ve kızarıklıklardan hariç, kendi beyaz tenini arıyorlardı.

"Lan harbi yok," diyen Minho ile Hyunjin göz devirdi. "Hayır, kavgayı ayırmaya gelip Jeongin'e uçan tekmeyi nasıl attın sen?"

Minho omuz silkti. "Çok gaza gelmişim koşarken, gazı alamadım bir an. Neyse bir şey olmaz o ibneye."

Onların arkasında kalan ve okulun arkasındaki sokakta bulunan bir diğer dörtlüden Jeongin çenesini tutarak "Öldüreceğim lan seni piç!" diyerek uçmaya çalışınca elindeki küçük paketten cips yiyen Felix çelme takmış, Jeongin'in havası yere yapışarak son bulmuştu.

Minho kahkahalara boğulduğunda Jisung da gülmemek için dudaklarını ısırdı, bu sırada Hyunjin de Chan'a pansuman yapmaya çalışıyordu ama pek anladığı söylenemezdi.

Yerden kalkan Jeongin, hedef değiştirdi ve bir anda Felix'e atıldı. Felix kıkırdayarak geri kaçmış, Seungmin de bir adımda onun önüne geçip Jeongin'in elini tutmuştu. "Seni bir de benim sikmemi istemiyorsan rahat dur."

Küfürle oturduğu yerden ayağa kalktı Changbin, arkadaşlarının yanından geçip ötedeki gruba ilerlemeye başladığında Chan'ın gözleri onları bulmuştu. Bir anda Minho, Hyunjin ve Jisung koruma iç güdüsüyle ona dönerlerken Changbin onları umursamadan Chan'ın karşısına geçti ve elini cebine attığı gibi içindeki kolyeyi çıkarıp ona doğru sertçe attı.

"Bunu al."

Kolyeyi havada yakaladı hemen Chan, kaşlarını çatmasıyla Changbin "Bunu al," dedi tekrardan. "Ve sakın bir daha bana bulaşma. Bıktım senden amına koyayım, tavırlarından, hallerinden, hayatımda geç seni, ucu sana çıkacak tek bir şey daha istemiyorum."

Konuşmayı anlamaya çalışmak için Jeongin, Felix ve Seungmin onlara doğru yakınlaştığında Chan'ın da ayağa kalkmasıyla karşı karşıya gelmişlerdi. İkisi de öfke dolu ifadelerle birbirlerine bakarlarken "Öpüşsünler," diyen Felix'in ağzını Seungmin kapattı.

"Bu sende ne arıyor?" dedi Chan kolyeyi avucunda sıkarak. "Sen bunu hak ettiğini düşünerek mi sakladın lan? Hangi düşünceyle?"

"Ben yapmadım."

"Sana inanmıyorum."

"Ben yapmadım diyorum!"

Chan onu yakasından tuttuğu gibi duvara yapıştırdı. "Onu sen öldürdün! Bak! Ondan alıp yaşadığın hayata bak, nefes aldığın için şükret orospu çocuğu! Sen var ya..." Dişlerini sıktı Chan gözlerine bakıp. "O gün sen ölmeliydin."

Olayı idrak etmeye çalıştıkları için bu noktaya kadar Changbin'in arkadaşlarından kimse tepki veremezken son cümlede Seungmin kaşlarını çattı ve "Yavaş!" diye bağırarak elini Chan'ın omuzuna attı. "Ağır ol."

Bağırdı Chan. "Kes lan sesini!"

Seungmin'in elini savurup onu ittiğinde Felix varla yok arası gülüp elindeki cipsi cebine koymuş, Chan ile Seungmin'in arasına geçip alayla Chan'a bakmıştı. "Sen hayırdır?"

Kaşlarını çatıp çenesi ile Changbin'i işaret etti. "Sahipsiz mi sandın öyle esip gürlüyorsun, bir yere kadar karışmayız. O sözlerine dikkat et, o ağzını sikerek yamulturum Chan."

yes, and? binchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin