Yazılmamış Hikayeler

Ateş, Duman ve Kül Part 2

Herkese merhabalar.

Oldukça hızlı, biraz içimdeki heyecana yetişsin diye acele ile yazılmış bir ilk bölümden sonra içime daha fazla sinen bir ikinci bölüm ile karşı karşıyayım.

Doğrusu tek bir youtube videosu ile hiç izlemediğim, konusunu bile bilmediğim bir diziye bir hafta da müptela olup lise yıllarımdan kalma bir heyecan ile bu yaşımda bir shipe düşmek benim için o kadar büyük bir sürpriz oldu ki üzerine çok fazla düşünmek yerine beni ergenliğime döndüren bu heyecanın keyfini çıkarmaya çalışıyorum.

Bununla birlikte ilk bölümde göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ederim. Bu satırların yazılma sebebi kendi içimdeki bu heyecan olduğu için bölümlerin devamlılığı hiçbir zaman bir oy ve okunma sayısına bağlı olmayacak ancak yorumlar her daim oldukça önemli zira çoğu zaman içimdeki yazma istediğini katlayan bir şey ve dahası Asi ve Alaz hakkında konuşmaya çok hevesliyim. Bu sebepten sizlerden ricam yorumlarınızı burada veya #yazılmamışhikayeler taginde benimle paylaşmanız.

Bu partlardan ya da tek bölümlerden oluşacak hikayeler olduğu için sizinle paralel evrenler üzerinde fikirler yürütmek için çok heyecanlıyım.

Herkese iyi okumalar dilerim.

....................................................

"Asi." diye içeriye doğru seslendi Çağla, bir elinde kendisi tarafından alınmış pembe bir mutfak havlusu ile tutulmuş cam, siyah kulplu bir tencere kapağı diğerinde bir kızartma süzgeci vardı. "Bu yağ sıçrıyor ya."

Elindeki son bardağı da masanın üzerine koyup mutfağa doğru koşar adım ilerledi Asi, söz konusu Çağla olduğunda mutfakta ne gibi bir facia çıkarmış olabildiğini tahmin dahi edemiyordu.

"E be kızım." dedi daha mutfağa girer girmez sorunun ne olduğunu anlayarak. Bir yanı ucuz atlattıklarını düşünüyor diğer yanı Çağla'yı kızgın yağ dolu bir tencere ile mutfakta bırakma cesareti gösterdiği için kendisine kızıyordu. "Islak mı attın patatesleri tencereye."

"Kurulayacak mıydık?" diye sordu Çağla şaşkın şaşkın, patatesin kurulanabilir bir şey olduğunu bilmediği için maruz kaldığı sitemin biraz abartılı olduğunu düşünüyordu.

Kızın bu şaşkın haline gülümsedi Asi, Çağla ile vakit geçirmeye başladıkları şu son haftalarda onu daha iyi tanıma fırsatı olmuştu. Genç kızın ukala, ulaşılmaz, şımarık tavrının altındaki bu ilgiye ve sevgiye muhtaç, aslında hayat hakkında çok az bilgisi olan şaşkın hallerinden fazlası ile keyif alıyor ve böyle anlarda arkadaşına karşı içinde büyüttüğü sevgi sanki daha da derinlere kökleniyordu.

"E bir zahmet." dedi uzanıp arkadaşının elindeki kızartma süzgecini alıp ocağa ilerlerken.

Korkuyla ileri atılıp Asi'ye engel oldu Çağla. "Yağ sıçrıyor Asi ya." diye kendince bir uyarıda bulundu, Asi'nin içindeki sevgiyi beslediğini dahi fark etmeden.

"Bir şey olmaz." diye güvence verdi Asi hafif bir gülümseme ile. "Birazdan geçer, patatesler ıslak olduğu için öyle olmuş. Nemlerini alman lazımdı kağıt havluyla."

Yılgınca omuzlarını düşürdü Çağla. Asi ile evi boyarken, ufak tefek işlere yardım ederken ya da en iyisi Asi'ye ders çalıştırırken kendisini ne kadar işe yarar hissediyorsa mutfakta bir o kadar kötü hissediyordu. İşin aslı bunda biraz da Asi'nin mutfakta olabildiğince iyi olmasının etkisi vardı. Bir yanı bunun için burukluk duyuyordu. Asi'nin senelerce ne kadar imkansızlık ile bir evin mutfağını çevirmeye çalıştığını fark ettiği ilk anda sahip olduğu imkanlardan ilk kez nefret etmişti. Ancak bu bir yandan da Asi'ye müthiş bir pratiklik ve hız kazandırmıştı. Birkaç malzeme ile çok hızlı ve Çağla'nın asla tahmin edemeyeceği lezzette şeyler yapmayı başarabiliyordu.