Yaralar, Yarınlar ve Ya Sonralar Part 16

3.2K 155 139
                                    

Biz geldikkkk...

İçime hiç sinmeyen bir 15. parttan sonra fazlaca içime sinen bir 16. part ile sizlerleyiz.

Okumanız, sevmeniz ve yorumlarınızla yanımda olmanız dileği ile.

  Henüz güneş tam doğmamışken ve odanın karanlığı yeni yeni kırılmışken, sabah rüzgarının odalarının perdesini havalandıran o tatlı serinliğinde bu hafta sık sık olduğu gibi sıçrayarak uyandı Alaz. Havanın serinliğine rağmen tişörtü sırılsıklamdı. Henüz neredeyse karanlık sayılan odanın ışığına alışmayan yarı kapalı gözleri ile Asi'yi aradı.

"Asi." dedi birkaç saatlik uykusu ile boğuklaşmış korku dolu bir sesle. "ASİ!" dedi bir kez daha bacaklarına dolan çarşaftan kurtulmaya çalışırken kör bir telaş vardı üzerinde. Sanki kadını beyaz çarşafların içinden bulup çıkarabilecekmiş gibi eliyle yokladı yan tarafını. Sonra nihayet doğrulabildi telaşla. Bunu yaparken komodinin üzerindeki büyükçe su bardağını düşürüp kırdığının farkında bile değildi. Öylece tuzla buz olmuş camlara bir kısmına bastı yatağından doğrulurken ama sendelercesine attığı adımlar onu bir kez daha yatağa oturmaya zorladı.

Derin bir nefes doldurdu ciğerlerine ve o sırada duydu banyodan gelen belirli belirsiz su sesini. Zihni bütünüyle aydınlanmadıysa bile bir çıkış kapısı bulmuş olmanın verdiği hisle daha sağlıklı düşüncelerle dolarken bir derin nefes daha aldı. Kalbi korkudan durmak üzereymiş gibi çarpmaya devam ederken sevgilisinin banyoda olduğundan emindi. Ama bilmek kendisini ikna etmeye yetmiyordu. Ayak tabanındaki boydan boya uzanan derin çiziğin dahi farkında olmadan ilerledi banyoya.  Yaklaştıkça artan su sesinin güven veren bir yanı vardı. Çekincesizce açtı kapıyı belki bu yüzden belki de sessizce kapı açmak bir hırsızın en büyük maharetlerinden biri olduğundan su sesinin içinde kaybolup giden sesi duymadı Asi. Sırtı kapıya yüzü fayanslara dönüktü. Duşa kabinin kapıları kapalıydı ancak belirli bir noktaya kadar buğulu camdan oluşan kapılar Asi'in kürek kemiklerine kadar uzanıyor bedenin kusursuz hatlarını bir gölgeye çeviriyordu ama bir noktadan sonra buğusunu kaybeden cam Asi'in Alaz'ın aklını başından alan omuz başlarını, boynunu ve ıslak saçlarını tüm çıplaklığı ile göz önüne seriyordu. Akan suyun içinde kaybolan ve Alaz'ın şu an hiç seçemediği bir şarkı mırıldanıyordu  Asi ve buradaydı işte.

Kızın zarif parmakları omzuna doğru uzanıp ensesindeki saçları kenara çekerken derin bir nefes daha aldı Alaz. 

"Asi" dedi en nihayetinde bu kez uykudan değil arzudan boğuklaşmış bir sesle. Manzarasından memnundu ama kadına duyduğu saygı burada olduğunu belli etmesi gerektiğini ona hatırlatıyordu.

Eğer Alaz, Asi'nin soğuğa yakın bir seviyede duş aldığını bilmiyor olsa onu irkiten şeyin sesi değil aniden soğuyan su olduğunu düşünürdü ama hayır Asi sesini duymaya hazırlıksızdı. Belli ki banyoya girdiği hiç fark etmemişti belki de Alaz'ın zaten yeni uyuduğu için bir süre daha uyanmayacağını düşünüyordu.

"Alaz." dedi Asi, üzerine akan suyu kapatıp emin olmak için omzunun üzerinden arkasını dönerken. Aylar sonra bile hala şaşırıyordu bunun olmasına Asi. O hayatı boyunca hep tetikte kalmayı öğrenmişti. Bir öğretmenden ya da ustadan değil tek başına sokakta büyümüş her çocuk gibi vahşi bir hayatta kalma içgüdüsü ile öğrenmişti. Uzun bakışlar, hafif sesler Asi'nin ensesinde bir gözü varmışçasına kolay farkına varabildiği şeylerdi. Deliksiz uyumak veya zor uyanmak sahip olduğu bir lüks hiçbir zaman olmamış bir noktadan sonra ise bütünüyle bir alışkanlığa dönüşmüştü. Ancak Alaz ile birlikte uyuduğu seferlerde ya da onun evde olduğun bildiği zamanlarda sanki bunun bir düğmesi varmış gibi kapanıyordu içindeki o kendini koruma içgüdüsü. Yine öyle olmuştu, adam ona sesleninceye kadar hissetmemişti bile bakışlarını. Sana ait olanı hissedersin diye fısıldadı içinden bir ses, senden olanı, bir parçan olanı değil. "Sevgilim." diye devam etti, arkasını dönüp duşa kabinin kapsını hafifçe aralarken. Bedeninin büyük kısmı hala buğulu camın arkasındaydı ancak Alaz'ı görmek için duşa kabinin dışına uzattığı başı, omzu ve üzerinden soğuk su damlaları hala süzülürken sağ göğsü ile gerdanı açıktaydı. Alaz'ın bakışlarının soğuğun etkisi ile kabarmış göğüs ucuna kaydığını görünce gülmemek için dudağının içini ısırmak zorunda kaldı. "Ne yapıyorsun, neden kalktın?"

Yazılmamış HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin