Düğümler, Dikişler ve İzler

5.6K 185 44
                                    


Herkese merhabalar... 

 Yaralar, Yarınlar ve Ya Sonralar beklediğinizi biliyorum ama bende bekliyorum ama biteceklerine olan korkumdan Demir ailesi yazamıyorum.  Ama Aslaz yazmadan da duramıyorum. 

Düğümler, Dikişler ve İzler.. Mevcut evrenimizde ve diğer kurgularımın aksine bolca flashback gördüğümüz bir kurgu olacak. Heyecanlı ve biraz da tedirginim çünkü bu hikayedeki Aslaz ilk otuz altı bölüm izlediğimiz ve aslında tüm evrenler içinde en çok birbirini yaralayan Aslaz. 

 Eğer Asi bebeğini gerçekten aldırmış olsaydı nasıl bir geleceğimiz olurdu diye düşündüm. 

 Bana eşlik etmek isterseniz buyurunuz. 

Okumanız,  sevmeniz ve yorumlarınızla yanımda olmanız dileği ile. 




Serindi neredeyse soğuk, açık balkon kapısından dolan rüzgar Asi'yi biraz üşütüyor biraz da bundan keyif almasına sebep oluyordu. Yeni evinde geçirdiği üçüncü haftaydı ve Asi daha şimdiden bu evde en çok seveceği şeyin sabah salonuna dolan bu soğuk ışık ve deniz kokusu olacağını biliyordu. Evi.. Asi'nin evi... Ev denen şeyin dört duvardan ibaret olmadığını biliyordu elbette, bunu çok küçük yaşlarda öğrenmişti ve öyle olsa dahi burası ilk evi de olmayacaktı ama farklıydı işte. En nihayetinde ömrünce ona ait olan ilk yerdi.

Evin yüksek tavanlı geniş salonunda yavaşça gezindirdi bakışlarını. Açık mutfakta dahil olmak üzere her yer açılmamış ama sağa sola düzgünce istiflenmiş koliler ile doluydu. Hızlı yerleşmesi için yardım teklif etmişlerdi ama Asi'nin acelesi yoktu. Yavaşça yerleşmek istiyordu, koyduğu her eşyanın yerine vakıf olmak, anıları ve anısı olmasını umduğu eşyalarını yavaşça yaymak istiyordu hayatına. Londra'daki eşyalı dairesinden sonra yaşadığı evin tüm eşyalarını kendi seçmek istiyordu o yüzden oturduğu geniş, kadife kumaşla kaplı büyük bir dörtlü koltuğu ve hemen sağındaki ahşap berjerinden başka bir eşya yoktu salonunda. Rüya iki koltuğun ayak renklerinin birbirine uyumlu olmayışına çok takılmıştı, Cesur bu yavaş yerleşme işinin onları misafir etmekten kaçınmakla ilgili olduğunu düşünüyordu ve Yaman'da Asi'nin yardım kabul etmeyişine hala biraz bozuktu ama artık garipsemediği bir şekilde Çağla onu anlamıştı. Stüdyosunun arka sokağında kalan butik mobilyacı ve hemen yanındaki antikacıdan bahsetmiş Asi'ye ev hediyesi olarak da şahane bir ceviz dresuar almıştı. Zemindeki eski tip döşemeler ile birebir rengi uyuşmasa da geniş holün mutfakla ortak olan duvarına o kadar yakışmıştı ki dresuar Asi üç gündür gidip gelip kendisini ahşap mobilyaya gülümserken buluyordu. Yine de sahile sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesindeki bu evi sıcak suyu olmayan o küflü ev kadar sevemeyeceğini biliyordu Asi. Dünyanın en güzel evi de Asi'nin olabilirdi ama hiçbir zaman o küflü evin yerini tutmayacaktı. Başlarını soktukları ilk dört duvardı orası, Umut'un içinde olduğu evdi. Dünya üzerindeki hiçbir para ya da hiçbir imkan Umut'u ona geri veremezdi. Asi'nin sahip olduğu hiçbir evde Umut yemek masasına oturamaz, gülemez, ağlayamaz ya da öylece oturup dışarıyı seyredemezdi. O halde dünya üzerindeki hiçbir evi o kadar sevemezdi Asi. Yine de bu daireyi kendisine göre sevmişti. Yüksek duvarlarını, emlakçının eğer değiştirirseniz evin değeri artar diye önerdiği döşemelerini, geniş bir pencere ile salona bağlanan mutfağını, denizi görmeyen ama kokusunu alabildiği orta büyüklükteki balkonunu, geniş yatak odasını ve hemen yanındaki o küçük yarı karanlık odayı, dönerek çıkılan apartman merdivenlerini... Hepsini çok sevmişti Asi. Yine de İngiltere'de iken yapmış olduğu birikim bu evi alması için yeterli değildi. Bu noktada devreye Yaman girmişti, Başta kabul etmemişti Asi hatta kabul etmemek şöyle dursun şiddetle karşı çıkmıştı ancak Yaman'da ısrarcıydı ve günün sonunda Rüya sağduyulu bir çözüm üretecek kadar aklı selim kalabilmişti. Borç gibi düşün demişti, her ay kira öder gibi Yaman'a ödersin, tamam paranın değer kaybı falan konusuna takılacaksın ama o kadarı da artık olsun Asi, diye devam etmişti. Asi buna itiraz edecek gibi olmuştu ama bu kez sazı elinde Cesur almış, artık bu teklifi kabul etmemenin de Yaman'ı ne kadar üzeceğinden bahsetmişti ve işte günün sonunda Asi, muhtemelen hayatının sonuna kadar Yaman'a ödeyeceği bir borcun ve Kadıköy'de üç artı bir, bir dairenin sahibiydi.

Yazılmamış HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin