İhtimaller, İkilemler ve Boş Otobüs Durakları Part 2

4.6K 169 223
                                    


Herkese merhabalar,

Normal zamanlarda salı günü işte olduğumdan akşam nasıl olur anlamam ancak bu hafta yatak döşek yatmalı grip olduğumdan evdeyim ve gün dediğimiz şey yatarken çok uzunmuş. Beklerken bir yandan bitki çaylarımı içip bir yandan yazayım dedim. Satır aralarında bir yere bu hikayede Asi'ye insanların neden ısrarla Laçin dediğini ve aile sırlarını da birazcık serpiştirdim. 

 Bu kurgu bütünüyle paralel bir evren olduğu için yorumlarınızı daha çok merak ediyorum rica ederim yorumlarınız ile görüşlerinizi belirtin. 

 Bir de diğer hikayelerimde okuyucularımdan hep bölüm cümlelerini yazmaları gibi bir ricam vardır rutini bozmayalım. Sizlerde bölümün en sevdiğiniz cümlesini benimle paylaşırsanız mutlu biri olurum. 

Herkese iyi okumalar..

..............................................

"Laçin."

Annesinin sesinden önce topuk tıkırtılarını duydu Asi. Elinde birkaç gündür sürünen kitabı vardı ve bugünde tek bir kelime okumayı başaramamıştı yine de annesini hiç duymamış gibi yaparak, tam da o anda kendisini aşırı kaptırmış gibi kitabına yöneldi. Keşke kulaklıkları kulağında olsaydı.

"Laçin." diye seslendi annesi bir kez daha hemen sonrasında da çalma gereği duymadan aralık kapısını tamamen aralayarak içeriye girdi.

"Duymuyor musun bebeğim?"

Bakışlarını annesine çevirmeden önce sanki okuduğu yeri kaybetmekten korkuyormuş gibi sayfayı bitirmeye odaklanıyormuş gibi yaptı ama işin aslı bütünüyle kendisini annesine hazırlamaya çalışıyordu.

"Kitaba dalmışım." dedi bakışlarını nihayet kitabından kaldırdığında. Yatağının başına yasladığı bedenini oturduğu yerde dikleştirdi. "Çok güzel olmuşsun." diye ekledi. Gerçekten de Elçin Taşar bir zamanlar Türkiye'nin tescilli güzellerinden biri olmanın hakkını verecek kadar göz kamaştırıyordu. Asi'nin ki ile aynı renk olan siyah saçları dalgalar halinde omuzlarından sırtına akıyordu. Ölçülü makyajı Asi'nin aksine laciverte çalan gözlerini, dolgun dudaklarını ve biçimli burnunu bir sanat eserinden dışarı taşmış gibi gösteriyordu. Bir insanın Elçin Taşar'a bakıp kırk iki yaşında oluşuna ya da senelerdir kan emici bir siyasinin metresliğini yaptığına inanması oldukça güçtü ancak durum buydu işte.

"Teşekkür ederim." dedi annesi yüzündeki gülümseme bütünüyle solmadan hemen önce aldığı iltifat ile büyürken. "Ama sen daha hazırlanmamışsın."

"Gelmeyeceğim." dedi Asi, hafifçe omuz silkerken. "Ne Soysalanlara ne de hepsi birbirinden yapay diğer komşularına tahammül edecek gücü yoktu. "Canım istemiyor."

Annesinin yüzünü memnuniyetsizliğe teslim etmemek için gösterdiği çaba oldukça profesyoneldi ancak Asi'de bunu bir bakışta anladı. "Neden anneciğim?" diye sordu Asi'ye doğru ilerleyip yatağın ucuna otururken.

"Sarılmayalım." dedi Asi, annesinin bir sonraki hamlesini tahmin edip kendisini geri çekerken. "Üzerimde hafif bir kırgınlık var, sana da geçmesin şimdi."

Annesi belki geri çekilmedi ama uzanıp Asi'nin ateşini de ölçmedi. Böyle bir beklentisi var mıydı ondan bile emin değildi zaten.

"Doktor çağıralım mı ya da istiyorsan bende gitmeyebilirim." diye teklif etti annesi, muhtemelen alacağı cevabı biliyordu.

"Gerek yok." diye annesinin vicdanını rahatlatacak cevabı verdi Asi. "İlaç aldım zaten, biraz uyursam kendime gelirim."

Annesi de üstelemedi.

Yazılmamış HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin