İhtimaller, İkilemler ve Boş Otobüs Durakları Part 3

4.4K 165 65
                                    


Hepinizin bölümü Yaralar, Yarınlar ve Ya Sonralar Part 11 okuma heyecanı ile açtığınızı biliyorum ama kurgunun bitmesine sadece üç bölüm kalmışken yazdığım hiçbir şey içime sinmiyor ve daha da fenası biteceği için elim yazmaya gitmiyor. 

 O sırada sizlere hazırda bekleyen bir Boş Otobüs Durakları bölümü getirdim. 

Her ikisi de zengin, aile problemleri olan, çok ayrıcalıklı iki genç olarak büyüseydi ne olurdu diye sorduğum her seferde birbirimizi daha çok kanatırdık cevabını verdiğim için bu hikayedeki Alaz Soyssalan'ı ya da Asi Laçin Taşar'ı Demir ailesi kadar sevmeyebilirsiniz ancak yine de bizi anlamanızı ve yorumlarınız ile yanımızda olmanızı temenni ediyorum. 

İyi okumalar dilerim.


 .............................................


Esasında hiçbir şey dinlemiyordu ancak Asi, annesi tam çaprazında kalan hasır sandalyesinde oturmuş kendisi ile konuşmak için fırsat kolluyorken kulaklığını ısrarla kulağında tutmaya devam ediyordu. Annesi dün gece hakkında konuşmak için çıldırıyor olmalıydı ancak Asi, bunu yapmak istemiyordu hele ki annesi ile. Dikkati sol elinde tuttuğu nota defterindeymiş gibi dururken neredeyse ılıyan kahvesinden bir yudum daha aldı. Aslında kahvesi çok uzun süre önce doldurulmamıştı ancak günün o kadar erken bir saatindeydiler ki haziranın ortalarında olmalarına rağmen havuz başına hazırlanmış kahvaltı sofrasında insan omuzlarına bir şeyler almadan oturamıyordu. Elçin Taşar, Asi'ye dayattığı nadir kurallardan biriydi güne erken başlamak ki zaten öyle olmasa bile Asi çoktan günün üçüncü kahvesini içecek kadardır uzun süredir ayaktaydı. Adamın yanından kalktığını, alnının kıyısına bir öpücük bırakıp odasından çıktığını duymuştu Asi ancak farkında değilmiş gibi yapmak daha kolay gelmişti çünkü gözlerini açmış olsa adam ile kavga etmesi gerekirdi.

Nefret ediyordu adamdan ve onun korkaklığından, sakladığı sırlarından... Güne birlikte uyanmalarına engel olan her neyse ondan da nefret ediyordu. Yine de dışarıdan bakan birinin Asi'nin canının bir şeylere sıkkın olduğunu anlaması imkansızdı. Her zaman taşıdığı o asi, yenilmez ve biraz da üsten bakan tavırla oturmuştu her zamanki yerine. Makyajı ağır değildi ancak göz kapaklarını süsleyen renkkli eyeliner ve far ile her zamanki kadar özenli ve kendi gibi duruyordu. Sabaha karşı Alaz odasından çıkıp gittiği için ağlamamış gibi duruyordu.

"Laçin." diye veryansın etti annesi daha fazla dayanamayarak, Asi sonraki hamlenin uzanıp kulaklığını çıkarmak olduğunu biliyordu ve öyle de oldu.

"Ne var anne?" diye sordu gözlerini devirirken, zaten bir şeyler çalmayan diğer kulaklığını da kendi çıkarıp Elçin'e döndü.

Annesi esasında yüzünde her şeyi bildiğini belli eden o ufak ima dolu gülüşle kendisine bakarken Asi bu sorunun boşa olduğunu biliyordu. Elçin Taşar, magazin değeri taşıyan tüm olaylar gibi bunu da anında çözmüş olmalıydı zaten.

"Alaz dün partiden kayboldu birden." dedi annesi, yüzünde sakin ve neredeyse hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi bir ifade vardı ancak Asi, annesinin gözlerindeki o zafer duygusunu görebiliyordu.

"Bilmem." dedi Asi, elindeki nota defterini kenara bırakırken. "Hatırlarsan bende partide yoktum."

Asi, annesinin gözlerindeki o savaşı görebiliyordu. Bir yanı kızının bu denli rahat bir şekilde olaylardan sıyrılabilmesini seviyor öte yanı kızı her şeyi koşarak kendisine anlatan, tek derdi Soysalanlar'ın oğullarından birini kendisine ayarlamaya çalışan bir budala olmadığı için nefret ediyordu.

Yazılmamış HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin