Yorumlarınızı bekliyorum asklarim ve oy vermeyi unutmayın lütfen.Iyi okumalar.
Az önceki gülüşmelerimizi bölen kapının "ŞAK" diye açılması pardon, kırıyormuş gibi sertçe açılması olmuştu.
Ne olduğunu anlamamış bir şekilde gülüşüm yüzümde dondu ve kapını açanı gördükten sonra yavaş-yavaş yüzümden silindi.
Emir bey, kapının önünde durmuş, kaslarına yapışmış gömleğinden göğsü inip kalkıyor, ateş saçan gözleriyle Gökhana bakıyordu. Eli kapının kolunda kaldığından biraz daha sıkarsa kırıla bilirdi yani kapı tabii ki.
"Emir bey?" Şaşkın bir şekilde sorduğum soruyla bakışlarını bana çevirmedi. Hala aynı şekilde karşısında duran Gökhana bakıyordu ama bu bakış hiç iyi bir bakış değildi.
"Emir bey ne oluyor? Bir sorun mu var?" Artık cevap verse iyi olurdu kafasına göre bana ve arkadaşlarıma böyle davranması çok saçmaydı.
Bir derdi varsa benimle halletmeye çalışsın. Sinirini arkadaşlarımdan bu şekilde çıkaramazdı.
"Emir bey size soruyorum, beni duyuyor musunuz?" Dediğimde bakışları yavaşca beni buldu. Gözlerini yüzümde gezdirdi.
"Konuşmamız gerek" dedi bana bakarak. Kısa ve net. Oldu paşam başka!? Şimdi mi konuşma gereği duymuştu bu gıcık adam!?
"Neden? Neymiş o bu kadar gerekli olan?" Diyerek kollarımı göğsümün altında birleştirip ona baktım.
"Dışarı!" Dedi otoriter bir ses tonuyla. Ama bu sefer bana bakmıyordu yine gözleri benden uzaklaşıp Gökhana dönmüştü.
"Woow! Bu gerginlik ne böyle yakışıklı? Calm down baby" Gökhan sırıtarak Emir beye bakmaya başladı.
Bok kokusu alıyoruz değil mi Ezgiciğim? Cafer bez getirrr sıçtıkkk!!
"Dışarı dedim" dedi hala derin nefesler alarak. Bu gidişle Gökhanın üstüne bile atlardı. Öyle bir potansiyel vardı Emir beyde.
"Okkkey! Ben o zaman dışarıya çıkayım bir havamı değiştireyim. Sende bir sakin ol şampiyon ya! Bu ne böyle kızardın mızardın ? Soğuk bir su iç yüzüne renk gelsin azıcık."
"Bana bak lan soytarı, seni, renk renk yapıp havaya Gökkuşağı yerine asarım . Asabımı bozma"
Sesi sertdi ama bir o kadarda bu tavrı çok hoşuma gitmişti. Dediğini de yapardı da...Ya kızım sende dur 2 dakika Allah aşkına. Götün başın ayrı oynamasın Ezgi! Birde etkilenmiyorum zart zurt havalarına girme ya!
İç sesimin heyheyleri bu gün üstündeydi anlaşılan. Herkes çok gergin gerçekten. Ama artık bu gidişata benim bir "dur" demem lazımdı.
Yoksa bu gidişat nanayyyy ahahahaha"Emir bey karşınızdaki benim arkadaşım yalnız?" Dedim sert tutmaya çalıştığım sesimle.
Emir bey hiç kendini bozmadı. Bakışları bile değişmedi adamın. Hala o korkutucu cinsden mimikleriyle bize patronluk taslıyordu."Onu anladık. Ne arkadaş mış sendeki de yani!"Diyerek beni tersledi.
Yok bu böyle olmayacaktı. Emir beyle yalnız görüşmem lazımdı. Beni yatağında bırakıp giden oydu sanki ben onu bırakıp gitmişim gibi davranması da ayrı bir ironiydi gerçekten. Uyuz şey!
"Gökhan, Emir beyle bana biraz müsaade eder misin lütfen? Biraz yalnız konuşmak istiyorum da"
Gökhan hiç tavrını bozmadan kafasını sallayarak odadan çıktı. Biraz hava ona da iyi gelecekti.
Emir beyin yüzündeki sert mimik biraz bile olsa hafiflemişti. Yani bana öyle gelmişti herhalde.
Kapının önünde dikilen Emir bey kaşlarını çatarak yüzüme bakıyordu. Masamdan uzaklaşarak karşısına geçerek kollarımı göğsümün altında birleştirip ona baktım.
"Ne yapıyorsunuz Emir bey?" Adamın konuşmak gibi bir niyeti yok gibi görünüyordu.
"Ben? Asıl sen ne yapıyorsun Ezgi?" Dedi o'da aynı şekilde yaparak kollarını göğsünde birleştirip ciddiyetini koruyarak.
"Evet! Siz. Benim bir şey yaptığım yok. Sabahtan beri boş sebeplerden çıkardığınız bu gerginlikleri anlamaya çalışıyorum." Dedim gözlerimi ondan ayırmadan Yüzlerimiz çok yakındı ama bunu umursamayacak kadar sinirlenmiştim.
"Benim çıkardığım gerginlikler öyle mi?" Dedi boyu yüzünden bana yukarıdan bakarak. Bu olay canımı çok sıkıyordu.
He he tamam tamam inandık inandık"Evet aynen öyle! Bana olan nefretinizi, hırsınızı yakınlarımdan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bunu fark etmedim mi zannediyorsunuz?"
Gözlerini gözlerimden ayırmayıp bir iki kez kırpıştırdı. Dediklerim onu şaşırtmış gibiydi.
"Ezgi, senin fark ettiğin tek şey bu mu?"
Bu sefer sesi sakin çıkmıştı. Bakışları değişmiş, sert yüzü bir anlığına bile olsa hafiflemişti."Nasıl yani? Başka ne fark etmem gerekiyor ki?"dedim aval aval suratına bakarak.
"Hiç. Hem ayrıca senden nefret falan etmiyorum. Böyle düşünmen canımı sıktı." Bu sefer bakışlarını kaçırmıştı.
"Etmiyorsunuz öyle mi? Peki Gökhana neden o muameleyi gösterdiniz? Tüm gün iğneleyici şekilde konuşmanız? BENI EVİNİZDE HATTA YATAĞINIZDA TEK BAŞINA BIRAKIP BIR NOTLA ORTADAN KAYBOLMANIZ?!"
Sonunu bastırarak biraz da yüksek bir sesle söylemiştim. Sonuçta yaptığı şey çok saygısızca ve iğrençti. Bunu yüzüne vurmam gerekiyordu.Bakışları bana döndüğünde, hiç bir şey söylemeden gözleri yüzümde gezdirdi. Saçlarıma, gözlerime, dudaklarıma her bir ayrıntıyı sanki beynine kazımak için dikkatli bir şekilde bakıyordu.
Ona baktığımı fark ettiğinde, yüzünü benden çekip bakışlarını odanın etrafında gezdirmeğe başladı.
Anlaşıldı, sağır taklidi yaparak kaça bileceğini sanıyordu ama yanılıyordu. Buna izin vermiycektim.
Elimi kasılan sert çenesine götürüp yüzünü kendime doğru çevirdim.
Elimi çekmeden bana bakmasını sağladım"Benden bunu yapmamı isteme. Lütfen, sorma hatta sorgulama Ezgi."
Çenesinden elimi kavrayarak aşağı indirdi."Neyi? anlayamadım sizi" Dediğimde hafifçe dudağı yana kıvrıldı.
İki elini bir anda yüzüme götürüp, yüzümü avuçlarının arasına aldı.
NEEEEEYYYYY???? AĞĞĞĞ!!!! YANGIN YERİII ALOĞ İTFAİYE EKİPLERİ!Yaptığı şey karşısında şaşırdım ama bunu umursamayacak kadar dediği şeye takılmıştım.
"Ben içerisinde olduğum durumu daha idrak edemeden yanlış bir şey yapmak istemiyorum. Bunu bilmen yeterli Ezgi. Korkum kendim için değil" diyerek avuçlarını yüzümden çekip gözlerimin içine derin bir şekilde baktı. Sanki bana bir şey anlatmak istiyor gibi...
Selam dostlarımmmm
Nasılsıniz bakalımmmmm?
Bölümü beğendiniz mi ?
Hasta olduğum için sizi birazcık beklettim kusura bakmayın:)
Bölüm hakkında fikirlerinizi yorumlar da benimle paylaşırsanız sevinirim. Yorumlarınızı okumak bana motivasyon veriyor<3
Yeni bölüm de görüşmek üzere bayyyy. Sizi kocaman öpüyorummmmm <3