BÖLÜM 5.

4.9K 174 51
                                    

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ASKLARİM LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN.
💌💌💌💌💌💌💌💌💌💌💌💌💌💌💌💌

2 saatten fazla süren toplantı şimdi bitmişti. Ne Emir bey ne de Oğuzhan bey ortak karara gelmemişti o yüzden toplantı ireli bir süreye ertelenmişti.

Odadan ilk çıkan Oğuzhan bey oldu. Arkasından da asistanı olan kız ve karşı tarafın diğer üyeleri de yavaş-yavaş eşyalarını alıp odadan çıkıyorlardı.

Emir bey de yerinden kalkmadan onların gidişini sandalyesine yaslanarak, izliyordu. Çok havalı ama kendisine hala sinirliydim.

Asansör de yaptığımız konuşmayı hemen unutmuş değildim tabii ki.
Toplantı odasın da kendi çalışanlarımızda yavaş-yavaş çıktığın da yerimden kalkıp, dosyaları toplamağa başladım. Not defterimi masasının üzerinden alacağım sırada Emir beyin kalemi yuvarlanıp, masanın diğer ucuna gitdi. Emir beyin olduğu tarafa.

Emir bey kalemine göz ucuyla baktıktan sonra bir şey demeden alıp bana uzatdı.
-"O sizin. Toplantıda verdiğiniz için teşekkür ederim efendim" diyerek bana doğru uzattığı kalemi almadım.
-"Rica ederim" diyerek, kalemi ilk aldığı cebine koydu.

Not defterimi de alıp, dosyaların üzerine koyduğum sırada, Emir bey de ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladı. Bende dosyaları alıp, arkasından gitmeye başladım.

Asansör geldiğin de ikimizde bindik.
Emir bey ceketini çıkarıp, bana doğru uzatdı.
-"Bunu tutar mısınız Ezgi hanım?"
-"Tabii" diyerek, ceketinin kırışmasına dikkat ederek, dikkatlice kolumun üzerine koydum.

Emir bey beyaz gömleğinin yakasını açarak, kollarını da dirseğine kadar katladı. Kolumun üzerindeki ceketi alıp, kendi kolunun üzerine bıraktı.
-"Teşekkür ederim" iyi bari bunu yapmayı biliyordu
-"Rica ederim" diyerek onu cevapladım.
-"Sanırım, defteri beğenmediniz" sormasıyla yüzümü ona döndüm ama o  bana kafasını çevirmedi.
-" Hangi defteri?" Aklıma sonradan hangi defter olduğu geldi. Jeton düştü çok şükür
-" Haaa, defter! Sizin verdiğiniz defter" dediğim de yine yüzüme değil de, asansörün kapısına bakıyordu.
-"Evet Ezgi hanım. Benim verdiğim defteri sordum"

O sırada asansör geldiğimiz katta durdu ve kapısı açıldı. İçerisinden önce Emir bey, arkasından ben çıktım.
-"Sizin verdiğiniz defteri kullanma gereği duymadım sonuçta sizin de bana söyleme gereği duymadığınız şeyler var dimi?" Diyerek hızlı adımlarla odama girdim ve kapıyı kapattım.

Madem kendisi dediğini unutmuştu bende ona böyle hatırlatırdım o zaman.
Belki de bu dediğim için o buzulların patronu beni kovucaktı bu gün son iş günüm olacaktı.

Dosyaları yerlerine yerleştirip, bilgisayarımı açtım. İşlerimi halletmeye  başlamıştım ama toplantı beni yorduğu için sert bir kahve içmek iyi gelirdi.

Telefonla cüzdanımı siyah, dizlerimin biraz yukarısında biten deri eteğimin cebine koydum. Asansör durduğunda içeri girip, kafeteryanın olduğu katın düğmesin bastım. Asansör iki kat inip durdu kapıları açıldığında içeri Alp bey girdi.

-"Merhaba Alp bey" diyerek ona gülümsedim.
-"Selam Ezgiciğim, nasılsın?" Oda bana gülümseyerek, cevap verdi.
-" İyiyim, çok teşekkür ederim. Siz?"
-"Bende işler güçler derken iyi olmaya çalışıyorum"
-"Siz bence daha asistanların işini görmemişsiniz"  diyerek, onu yanıtladım.
-"Bak seeen. Şimdiden şikayetler başlamış Emirden" dedi gülümseyerek.
-"Şikayet demeyelim de-" devam edeceğim sırada lafımı keserek konuştu.
-"Merak etme Ezgiciğim, aramızda kalacak. E çok mu zorluyor seni Emir?"

Derken, asansör kafeteryanın olduğu katta durdu. İkimizde inerek kafeteryaya doğru yürümeye başladık.
-"Sizde mi kahve içmeye geliyorsunuz?"
Gülerek, kafasını salladı.
-"Niye? Ben kahve içemez miyim?"
-"Yok yani içersiniz de, odanız da falan içersiniz diye düşündüm kusura bakmayın"
-"Yok Ezgiciğim, ne kusuru şaka yaptım. Sen geç otur sana bir kahve ısmarlayayım."
-"Çok teşekkür ederim ama gerek yok zahmet etmeyin ben alırım"
-"Ne zahmeti? Sen otur bende alıp geliyorum. Az kalsın unutuyordum nasıl içersin?"
-"Sade olsun lütfen" diyerek boş sandalyelerden birine oturarak, sırtımı kapıya çevirdim.

Beş dakika geçmeden, Alp bey elinde iki karton bardaklarla gelip,  birini önüme bıraktı. Diğer bardağı da önüne koyup karşıma oturdu.
-" Teşekkür ederim Alp bey, çok incesiniz" diyerek elime aldığım bardağı yudumlamaya başladım.
-"Rica ederim Ezgiciğim. Ee? Sorum havada kaldı"
-" Ne sordunuz ki? Unutdum"
-" Bizimki diyorum seni çok mu zorluyor?"
-"Yok zorlamak değil de, kendi işim yorucu herkesin olduğu gibi. Beni işler değilde Emir beyin tavırları zorluyor biraz"
-" Soğuk mu davranıyor? Aldırış etme herkese öyledir"
-"Yok, soğuk olduğundan değilde bazen çok kırıcı konuşuyor, ya da hareket ediyor"
-" Aslında hiç öyle biri değildir. Allah Allah neden öyle yapmış ki?"
-" Birine siz şahit oldunuz zaten asansör de. Ona soru soruyorum, hani normal bir şekilde açıklar diye düşündüm. Ben onun asistanıyım sonuçta öyle değil mi? Insan bir nezaketen de olsa laf arasında bile olsa söyler."

Sesim gitdikce yükseliyordu. Alp beyde kahvesini içerek beni dinliyordu.
-"Ama Emir bey, haber vermek bir yana kalsın söyleme gereği bile duymamış. Adama sordum bana verdiği cevap ne sizce?"
Alp beyin yüzünden eğlendiği baya belli oluyordu.
-"Ne demiş Ezgiciğim?"
-" Sana söyleme gereği duymadım. Cevaba bakar mısınız yaa? Ben ne kadar istemese de asistanıyım sonuçta.
Bence Emir bey benden hoşlanmıyor, ondan yapıyor böyle şeyleri? Gerçekten, sizce beni sevmiyor mu?"

-" Bitti mi Ezgi hanım şikayetleriniz?"
Tanıdık ses duydum ama bu konuşan Alp bey değildi o karşımda gülmemek için zor duruyor gibi görünüyordu.
Umarım o ses Emir beyin değil de yukarıdan falan gelmiştir. Arkamı dönmemle beraber, Emir beyin kapıya yaslanıp, beni dinlediğini gördüm.

Kuşlarımm selamm
Nasilsiniz bakalım?

Umarım bölümü sevmişsinizdir uzun yazmaya çalıştım.Oy vermeyi unutmayın lütfen. Şimdiden teşekkür ederim🩷

Benimle konuşmak isterseniz instagramdan konuşa biliriz
İnstagram:themmoon56

Öpüldünüz💌💌💌💌





OFİSTEKİ BUZ ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin