BÖLÜM 48.

1.2K 50 9
                                    

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ASKLARİM  VE LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN.İYİ OKUMALAR! <3

Ekranda onun ismi çalınca buruk bir gülümseme kapladı yüzümü...
Az önce kalbime hasarlar bırakan adamın daha adını görmemle az kalsın yanacaktım.
Ama ben zaten onun aşkından yanmıyor muydum? Hem de cayır!

Dalgın bakışlarımı telefondan çekip anneme fark ettirmeden ifademi oldukça düz birazda sinirli tutmaya çalıştım. Telefonu elime aldığım da yalandan bir şekilde söylenmeye başladım:
" Ya yeter ama ha! İzin verin bana ya!"
Oscarlık bir performans! Tebrik ederim hayatım!

Kim o kızım?" Annem merakına yenik düşüp sormuştu bile.
"A-Anne işten patronum arıyor, bak bir şey falan söyleme açıyorum tamam mı?"
"Ayy işmiş yine, bende o çocuk arıyor zannettim. Neyse sen konuş, bende bir balkona çıkıp bir sigara  yakayım. Sinir etti o pezevenk beni" Annem kahvesini de alarak balkona doğru yürümeye başladı.

"Anne!" Dememle annem bir kahkaha atarak, gözden kayboldu.
Teyzem, öyle demesek ayıp oluyor da birazcık:(

Daha da geç olmadan heyecanlı bir şekilde telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"E-Emir bey?" Kafama sıçayım! Neden kekeliyordum ben?!
"Ezgi? Iyi akşamlar" diye bir cevap geldiğinde sesi olduğundan daha sakin birazcık da mayışmış gibiydi.
"Iyi akşamlar size de" diyerek bir cevap verdim.
"Nasılsın? Nasıl oldun? Yani, kendini iyi  hissediyor musun? " Sorduğu soru karşısında dudağımı ısırıp gülümsedim. Beni böyle düşünüp sorması çok ince bir hareketti.
"Hı-hım, iyiyim şu an. Eve geldim, biraz annemle konuştum sizden sonra. Iyi geldi yani konuşmak. Sizinle de aynı şekilde. Birazcık da olsa moral oldu" diyerek art arda cümleler sıraladım...

Telefonun ucundan sanki içine derin bir nefes verdiğini duydum. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, onun diğer taraftan duymasından çok korkuyordum. Tekrar bir nefes alış veriş sesi geldi ama bu diğeri kadar uzun ve derin olmadı...

"Sevindim, sana biraz da olsa moral vere bildiysem. Umarım hep iyi olursun. O enerjik halini görmek için sabırsızlanıyorum." Kurduğu cümleler ne kadar basit olsa da benim için hiç olmadığı kadar derin anlamlar içeren bir şeydi.

"Teşekkür ederim," dedim kısaca çünkü ne konuşacağımı bilmiyordum.
"Bende" dediğinde ufak bir şaşkınlık yarattı bende bu lafı.
" Anlamadım? Siz niye?"

Bir iki saniye bir şey söylemedi ama nefes alış veriş sesinden orda olduğunu biliyordum. Tekrar bir şey sormadım.

"Sarılınca geçecek, gibi hissettirdiğin için" Tok sesiyle ağzından çıkan cümle yanaklarımın yanmasına sebep olmuştu. İçimin de ısınmasına tabii ki.
Vay sizi vaaayyy ;)

Gülümsedim, ama o görmedi. Zaten görmesi neyi değiştirirdi ki? Çoğu kadını böyle güldürmüyor muydu insanın içini ısıtan sözleriyle? Bende onlardan biriydim işte!

"Sizde öyle mi oldu?" Dedim çaresiz bir şekilde. Ses tonumda olan acı çaresizlik dudağımı ısırmama sebep olmuştu.

"Bende öyle oldu. Ya sende?" Bu sefer meraklı ses ondan gelmişti. Ne duymak istiyordu? Olumlu bir yanıt mı?

"Bilmem." Kısa ama dürüst bir cevaptı. Yalan söyleyemezdim. Telefondakı sesi bir dakika gelmedi. Sadece göğsüne dolan nefesi duymuştum.

"Anladım." Bu sefer sesi zayıf gelmişti. Sanırım istediği yanıt bu değildi. Hayel kırıklığına uğramış gibiydi. Olsun, bir kezde o uğrasın.
Helal kız!

"O zaman ben seni daha fazla tutmayayım. Iyi geceler" dediğinde aramızda oluşan bu soğukluk canımı yakmıştı. Bir şey yoktu ama bir şey mutlaka vardı. Yine eski buzdan adam olmuştu benim için.

"Yo, sorun değil. Size de Emir bey" sesimin titremesine engel olamamıştım. Resmen bu şekilde konuşuyoruz diye oturup ağlaya bilirdim.

Telefonu kenara bırakıp, ters çevirdim. Annem görmeden yüzümü silsem iyi olurdu. Yoksa tekrar nasihat dinleyecek durumda değildim.

"Anneciğiimm!" Terlik sesleriyle beraber annem mutfağa doğru geliyordu.
"Efendim anne" sesimin titremesine engel olmaya çalışarak.
"Noldu kızım, kimmiş seni arayan? " Hala başka biri olduğunu düşünüyordu.

"İşten anne. İş konuları" dedim uzatmadan. Odama kaçmak istiyordum.
"Patronun mu? Ismi  neydi o çocuğun?" Dediğinde sandalyeyi çekip karşıma oturdu.
"Emir bey anneciğim." Dedim hala kesip atmaya çalışarak.

"Haa, doğru ya Emir oğlum.  Seni bir iki kez evin önünden almıştı. Eşyaları mı ne vardı, o mu? " Ne için soruyordu şimdi bunları.
"Hı-hım anneciğim. O! Emir bey patronum" Kadın resmen bu gece durmayacak gibi duruyordu.

Kafasını sallayarak, bir şeyler düşündü. Acaba yine ne soracaktı.
"Maşallah, Maşallah çok efendi birine benziyor. Yakışıklı, boylu poslu da. Acaba sevgilisi falan var mı?" Dedi baya ciddi bir şekilde.
Kraliçe evlendirmek istiyor bizimkileri ahahahahahaha

"Aaa ama anne ha! Bize ne ya insanların sevgilisi var mı yok mu?! Çok ayıp" Bak,bak şimdi benimde beynimdeki şeyler kurcalamaya başlamıştı.

"Ne var kızım?! Sanki evlendirdim sizi! Sordum sadece aa! Böyle gerizekalı pezevenk oğlanlar için üzüleceğine Emir oğlum gibi efendi birini bulsaydın ya!" Anne, ikisi de aynı kişi diyemedim kusura bakma.
Emirciğim kusura bakma biraz pezevenksin tatlım :)

"Oğlum mu? Anne patronum ne ara senin oğlun oldu? Ay, hem kaç kere söyleyeyim ya, oğlan için ağlamıyorum anneciğim ya!" Kadın iyiice beni deli ediyordu.

"Ne diyeyim? Çok efendi çocuk valla, sevdim onu. Keşke, öyle bir damadım olsa, ölsem de gam yemem artık. Kendi çocuğum gibi severim" dedi bana imalı imalı bakarak.

"Hiç öyle bakma, millete de oğlum falan deme. Hem kıskanıyorum senin tek çocuğun benim. Benden başkası olamaz  Kadın!" Diyerek sandalyemi çekip ayağa kalktım gülümseyerek.

"Öyle öyle de, hani artık bir damat fena olmaz. Ölmeden bir torunları görmek isterdim doğrusu."
Kraliçe durdurulamıyor agahaagag

"Neyseee anneciğim ben odama gidiyorum. Sende git uyu, belki rüyanda görürsün" diyerek masanın üzerinde duran telefonumu alarak annemin yanağına sulu bir öpücük bıraktım.

"Kız! Gel buraya eşek! O nasıl laf tövbe estağfurullah ya?!" Annem arkamdan söylendiği zaman ben çoktan odama kaçmıştım bile.

Yatağıma yüzüstü kendimi bırakıp, düşüncelerimle yalnız başıma kalmıştım.

Merhaba öncelikle bebişlerrrrr

Nasılsınız bakalımmmmm?!

Beni sorarsanız hala iyileşiyorum ama şu an kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Umarım sizde hep iyisinizdir. Gerçekten her şeyin başı sağlık diyorumm.

Bölümü beğendiniz mi bakalım? Bana kalırsa annemiz sayesinde bu çiftimiz olur hemde bal gibi de olur!

O zaman sıze küçük bir supriz yapayım bir sonraki bölüme hazır olun çünkü harika şeyler ola bilir;)

Neyse suprizi bozmadan kaçayım ben. Yorumlarınızı bekliyorum asklarim ve lütfen oy vermeyi unutmayın.  Yorumlarınızı benimle paylaşırsanız çok sevinirim.

Bir sonraki bölüme kadar hoşça kalın❤️




OFİSTEKİ BUZ ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin