BÖLÜM 38.

1.8K 72 11
                                    

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ASKLARİM VE LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN.İYİ OKUMALAR.

Tam çıkacaktım ki, arkamdan bana seslenen tanımadığım bir sesle durdum. Neden durduk yere bana seslenmişti ki şimdi?

Dönük olan sırtımı sese doğru çevirdim. Bakışlarım, az önce yüzünü görmediğim kameramana doğru döndü. Şimdi yüzünü göre biliyordum.
Sarışın, mavi gözlü, genç bir çocuktu.

Benimle aynı yaşlarda bile ola bilirdi. Boynundan asılmış kamerasıyla beraber bana bakıyordu. Onunla beraber Emir bey ve Alp beyde ona bakıyordu.
Ee kardeşim nereye kadar bu bakışma?

"Bana mı seslendiniz acaba?" Dememle gülümsedi. Yüzünü bir yerden hatırlıyordum sanki ama emin değildim.

Emir beyde kısık gözleriyle kameraman çocuğu izliyordu.  Alp beyde benim gibi şaşkınlıkla bize bakıyordu. Ve tabii ki büyük bir merakla.

"Evet, şey yanlış duymadıysam adınız Ezgi dediniz öyle mi?" Dediğinde şaşırdım ama belli etmedim.

"Evet?" Şeklinde sorduğum soruyla bakışlarımı yüzüne dikmiştim. Bunu neden soruyordu peki?

"Ya yanlış anlamayın ama benim lisede bir arkadaşım vardı onun da ismi Ezgiydi. Ses tonunuz , tavırlarınız falan da benzedi de. Ondan sordum."
Dedi saygılı bir şekilde açıklama yaparak.

Emir bey hala bir şey demeden bizi dinliyordu. Alp bey kendisini tutamayıp yine atladı.

"Bir dakika, bir dakika. Liseden arkadaş falan çıkıyorsunuz birde." Dediğinde kameraman çocuk gülümsedi.

"Öyle mii? Bende sizi birine benzettim şu an. Çıkaramadım ama. Sizin adınız neydi? Belki de, aynı liseye gidiyorduk."
Dedim heyecanlı heyecanlı.

Bu sefer kameraman çocukta olan bakışları beni buldu Emir beyin.
"Adım Gökhan. Hani beraber basketbol maçıma gidiyorduk. Beni izliyordun? Yakın arkadaş olmuştuk senle. Sonra taşındık ve seni kaybettim." Dedi ensesini kaşıyarak.

Emir beyin aldığı derin nefesi duyduğum da bakışlarım istemsizce ona döndü. Gözlerini kısmış çocuğa bakıyordu ve bu bakışı ilk kez gördüğümden emindim.

"Gökhan. Tabii ya! Seni nasıl unuturum en yakın arkadaşımdın. Değişmişsin tanıyamadım kusura bakma" diyerek kollarımı açarak ona sarıldım.

Yıllar sonra lisede en yakın arkadaşımla kavuştuğum için çok mutlu ve heyecanlıydım doğrusu.

Oda bana kollarını sıkı sıkı dolayıb kafamın üstüne bir öpücük kondurdu.
Emir beyin öksürük sesiyle bakışlarım ona çevirdim. Gözlerinden Ateş çıkmış gibi Gökhana bakıyordu. Ve hiç iyi bakışlar değildi.

Sarıldıktan sonra kollarımı çekerek biraz uzaklaştım. Alp bey bu sırada gelen telefonla birlikte odadan çıkmıştı.

"Çok güzel olmuşsun. Yani lisedeyken de çok güzeldin de, şu an apayrı bu güzelsin. Hala ışık saçıyorsun etrafına"
Dedi beni överek tatlı tatlı.

"Teşekkür ederimm, çok tatlısın. Sende baya yakışıklı olmuşsun. Tanıyamadım.  " güldüğümüz de Alp bey içeri girdi.

Bizim bu sarmaş dolaş hallerimize bakıp, yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Bize doğru gelmeye başlamıştı bile.

"Oğlum Emir, ne kaçırdım lan? Noldu burda?" Dediğimde üçümüzde Emir beye çevirdik bakışlarımızı.

Emir bey derin nefesler alıyor ve hiçte iyi görünmüyordu. Dişlerini sıktığı buradan bile belli oluyordu.
"Bana bak lan, sen geri zekalı mısın kardeşim!? Hığ!? Az önce kendi ağzınla söyledin ya lise arkadaşı olduklarını! Arkadaş! Sadece arkadaş!"

Alp bey şaşkın bir şekilde o'da bizim gibi ne olduğundan bi haber şekilde Emir beye bakıyordu. Klasik Emir bey işte. Yine esip gürlemek için yer arıyordu.

"Birader, ayıp oldu sanki biraz? Geri zekalı falan? Hı? Yakışmadı hayatım sana böyle laflar. Alt tarafı bir soru canım niye sinirlendin sen şimdi? Ben sağır mıyım kardeşim? Yüz defa arkadaş olduklarını söyledin. Anladım canım" Alp bey  bu kez hafif kırılmış ve sitemli bir sesle Emir beye cevap verdi.

"Gerginim Alp, sende germe beni daha fazla" dediğinde bu sefer kimseden ses çıkmadı.
Sanki birazcık sinirlendi Emirciğimiz

Emir beyin bu yersiz çıkışı yine herkesi susturmuştu tabii. Ağız tadıyla sohbet bile imkansız hale gelmişti. O kadar gerilmişti ki sayesinde hepimizin huzuru bozulmuştu. Gıcık şey!

"Alp bu müşterilerle konuş yarına bırakalım o işi, üstünden geçeriz sonra."

Gözleri bu defa beni hedef gösterdi
Doğrudan yüzüme bakıyordu ve asla bakışlarını kaçırmıyordu.

"Ezgi hanım. Siz de bu dosyaları artık yarın alırsınız benden daha bitiremedim. " dediğinde hala bana bakıyordu.

Kafamla onaylandıktan sonra hala odasından çıkmamıştım.  Alp beyde öyle.

Bu sefer bakışları arkadaşım Gökhana döndü. Bu sadece bir bakış değildi korkunç bir şekilde bakmaktı. Resmen aç aslanın kurbanına baktığı gibi bakıyordu. Ürkütücü bir şekilde.

"Sana geldiğimizde, Gökalp bey"
"Yalnız benim adım Gökhan"  Emir beyin cümlesini bölen Gökhan rahat bir şekilde Emir beye bakmaya devam ediyordu. Ama Emir bey üstüne atlar gibi bakışı her şeyi açıklıyordu.

"Ben bir fark göremiyorum. Neyse,  madem öyle o zaman Gökhan bey, Sizinle çalışmak fikrinden vazgeçtim" dediğinde kaşlarımı çatıp Emir beye baktım.

"NE!?" Alp beyin şaşkın bir şekilde sorduğu soruyla Emir beyin bakışları bu seferde Alp beye döndü.
Gökhansa hiç bir şey söylemeden sadece izliyordu.

"Neden bu kadar şaşırdın Alp? İlk kez mi biriyle çalışmıyorum? " Dediğinde sesi düzdü ama bakışları tam aksiydi.

"Emirciğim  daha az önce Ezgi gelmeden konuştuk anlaştık ya!? Nasıl yani çalışmıyorum ne demek!?" Alp bey baya şaşırmıştı doğrusu.

"Alp! Fikrim değişti. Çalışmak istemiyorum" İnat yapmakta üstüne yoktu zaten. Benim inadıma yapıyordu. Sırf beni sinirlendirmek için arkadaşıma gözümün önünde ceza veriyordu. Bir tane ağzına kürekle vurasım geliyordu ama imkansız gibi bir şey sayılırdı.

"Oğlum saçmalama lan! Nereden bulacağım yeni bir fotoğrafçı. Bunu kaç haftadır arıyorum haberin var mı? "

"Bilmiyorum Alp! Beni de ilgilendirmez! Istersen git kendin çek umurumda değil. Çalışmıyorum onunla" dediğinde hala ona bakıyordu. Gökhanda bakışlarını çekmiyordu.

"Emir, bak güzel kardeşim zor! Anlıyor musun lan? Şu an bizim aradığımız o kameramanı bulmak zor! Sen iste ya da isteme fotoğrafları Gökhan çekecek."

Alp beyde bu sefer yolundan dönmüyordu. İşte böyle. O Emirin hakkından böyle gelinirdi. Sırf kendi inadı için insanları kafasına göre kovamazdı. Patron olması bunu değiştirmiyordu!

" Tamam arkadaşlar bir sakin olalım ya. Benim için savaşmayın lütfen. Burdayım kalıyorum ve o fotoğrafları da ben hallederim. Siz hiiiç merak etmeyin. Ama her şeyden önce, yeni bulduğum arkadaşım bana bir kahve ısmarlarsa?"

Gökhan rahat bir şekilde konuşma yaparak konuyu yine bana bağlamıştı
Her kes yer içer hesabı Ezgi öder.

"Tabii ki. Ne demek. İşini bitir gidelim zaten bende çıkıyordum şimdi" dedim gülümseyerek.

"Süper hüper. Beklemediyim"

Ağzımı açıp cevap verecektim ki Emir beyin lafıyla sustum..

MERHABA
NASILSINİZ BAKALIMMMMM

BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ?

NEDEN ARTIK YORUM YOK? BÖLÜMÜ NASIL BULDUĞUNU MERAK EDİYORUM AMA YORUMLARINIZIGÖREMİYORUM. ÜZÜLDÜM BIR TIK AMA BEKLİYORUMMMM

LÜTFEN LÜTFEN SATIR ARASI YORUM YAPIP OY VERMEYİ UNUTMAYIN

ÖPÜYORUM...





OFİSTEKİ BUZ ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin