13

216 29 25
                                    

Bir hafta yoongi ile konuşmadık, jin bizi pazara gönderdiğinde meyve sebze aldık, kasapta durduğumda ellerinde poşetler ile geride duruyordu.

Adam bana baktı ve güldü.

"Ne alırsın, dana geyik, keçi?"

"Geyik eti, dört kilo"

Kafasını salladığında seslendim.

"Bir de"

Bana döndüğünde yutkundum.

"Geyiğin kanını alabilir miyim?"

"Geyik kanı mı? Neden alıcaksın ki?"

"Vampir arkadaşlar edindik de, onlar için, kan var mı?"

"Yeni geyik kesilecekti, on dakika bekle"

"Teşekkür ederim"

Gülerek arkaya gittiğinde yoongi'ye döndüm, beyaz teni ve siyah saçları ile oldukça dikkat çekiyordu, bana döndüğünde sırıttım.

Yanıma gelerek durdu.

"Neden bekliyoruz?"

"Bekle on dakika, ölmezsin"

Sinir ile nefes verdiğinde kollarımı boynuna sardım.

"Neden sinirleniyorsun?"

"Çek kollarını"

"Ne? Benden mi etkileniyorsun?"

Kolunu belime sarıp beni kendine çekerek güldü.

"Seni düzerim ve insanlar umurumda olmaz"

"Sapıksın"

Geri çekilerek kollarımı göğüsümde bağlayıp kafamı çevirdim, çenemi tutarak ona bakmamı sağladı ve sırıttı.

"Gözlerin yine yalan mı söylüyor?  Bedenin de bunu tastikliyor galiba"

"Bana yalancı diyemezsin"

"Ama yalancısın"

"Siktir git"

Elini iterek cama gittiğimde adam büyük cam şişede kanı ve poşette eti uzattı.

"35000 won"

Parayı çıkartarak uzattım, şişe ve poşeti aldım.

"Kolay gelsin"

"Sağolun"

Eve doğru yürürken şişeye baktı.

"Bunun için mi bekledik, sinirimi bu yüzden mi bozdun"

Şişeyi sinir ile yere attım ve ilerledim, şaşkınca kaldığında takmadım, ben söylemiş olabilirdim ama her defasında bana yalancı demesinden bıkmıştım.

Eve gelerek içeri girdim, eti mutfağa koyarak odama gittim, üstümü değiştirip yatağa uzandım ve tabletimi açarak oyun oynamaya başladım, sinirden delirecektim.

Taehyung bağırdığında takmadım.

"Kan almadınız mı? Hoseok,yoongi"

Yoongi konuşunca tableti bırakıp örtüyü kafama çektim ve gözlerimi kapattım.

"Aldı ama sonra şişeyi yere attı, delirdi iyice"

Uyumaya başladım, sinirden titriyordum artık.

///

Sarsılma ile uyandığımda jimin güldü.

"Yemek hazır"

"Yemiycem"

Örtüyü üstüme çekerek uyuklamaya devam ettiğimde gitti, o pisliğin oturduğu sofraya oturmayacaktım.

Kapı sertçe açıldı ve jin cırladı.

"Kalk çabuk yemeğe"

Yanıma geldiğinde ona baktım.

"Jin.. Uyuyacağım, aç değilim"

"Ne oldu güzelime benim"

Elini saçlarıma koyduğunda gözlerimi kapattım ve sessiz kaldım, saçlarımı öperek gittiğinde gözlerim kapalı kaldı ama uykum yoktu, bende öylece kaldım.

/

sope : kışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin