Evde sıkıldığım için markete gitmeye karar verdim, evde yoongi ve jungkook yoktu.
Market yoluna girdiğimde yoongi etrafa bakarken jungkook markete girdi,bir kız yanında durduğunda kaşlarımı çattım, kız telefonu uzatınca yoongi alay ile gülüp bir şeyler söyledi.
Kız telefonu geri çekip gittiğinde hızla yanına gittim, beni görünce güldü.
"Ne oldu?"
"Evde sıkıldım, dolaşayım dedim"
Belime sarılarak beni kendine yasladı.
"Dolaşalım"
Kafamı salladığımda geri çekildi, ilerlediğimizde etrafa bakarak konuştum.
"Yanından bir kız gittiğini gördüm, o kimdi? Arkadaş mı edindin?"
"Numaramı istedi, flört etmek için, bende kabul etmedim, gitti"
Kafamı salladam anladığımı işaret etmek için, elini yanağıma sürterek geri çekti.
"Benim beklediğim biri var"
Ona dönerek yutkunduğum da güldü, yanaklarım kızarınca önüme döndüm, gülerek ilerlediğinde karşıya geçtik.
Mağazaya girdiğimizde bir sürü eşya vardı, tek tek bakarken yoongi elinde kılıç ile geldi, ona baktığımda konuştu.
"Rüyamda görmüştüm sanki"
"Çok güzel"
Siyah saplı uzun bir kılıçtı, dükkan sahibi yanımıza gelerek kılıca baktı.
"Beğendiniz mi?"
Kafamızı salladığımızda eline yanda duran kitabı aldı, sayfaları karıştırıp bir tanesinde durdu ve güldü.
"Min prens lerini biliyor musunuz?"
"Min prens leri mi?"
Kaşlarımı çattığımda kafasını salladı.
"Min Yoongi ve Min taehyung, Min yoongi eşcinseldi ve aşık olduğu adam ile öldü, aşık olduğu adam bir hizmetçiymiş, elinizde tuttuğunuz kılıç Prens Min Yoongi nin savaş kılıcı, bana prototip olarak gönderildi ama kılıcın üstündeki çiziklere ve ucundaki çıkıntılara bakılırsa gerçek kılıç o"
"Çok mu pahalı bu?"
Yoongi üzülerek sorduğunda yaşlı adam kitap taki resmi gösterdi.
"Sen ona benziyorsun, prens min'e"
Gözlerimizi resme indirdiğimizde adam kitabı kapattı.
"Al senin olsun, bir sürü kopyası var"
"Ama gerçek dedin"
"Bunu bilemeyiz"
Arkasını döndüğünde teşekkür ederek kılıcın kınını da alarak çıktık, yoongi sırıtarak kılıca baktık.
"Güzel, bir kılıcım oldu"
Kafamı salladığımda kolunu belime sarıp beni kendine çekti.
"Sen eskiden hizmetçimdin yani"
Sırıttığında omuzuna vurdum.
"Komik mi de gülüyosun"
"Komik diye gülmüyorum, o zaman bir birimize daha da yakındık yani, güzel"
Önüme döndüğümde yanağımı öptü.
"Kızınca yüzün kırmızı oluyor"
"Sus be"
Kaşlarımı çatarak ona baktığımda izimi öptü, gözlerimi kırpıştırdığımda gülerek önüne döndü, beni böyle rahatça öpmesi sinir ediyordu, ben onu rahatça öpemiyordum.
Durduğumda oda durup bana baktı, kollarımı açtığımda gülerek sarılıp beni kucağına aldı, sıkıca sarıldım, kılıcı da aldım, iz olan gözünü öperek yanağımı yanağına sürttüm.
Güldüğünde kafamı omuzuna koydum, ilerlediğinde belimi okşadı, rahat ve güvende hissetmek buna denirdi.
Evimin bir beden ve bir kalp olduğunu hissediyordum.
/
Çalışmaya başladım ve bölüm yazacak gücüm yok, 13 saat çalışmak çok ağır, bölümler geç gelecek, üzgünüm :(
görüşmek üzere kendinize iyi bakınn love youuu♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : kış
Fanfiction"Yarın bir grup vampir tarafsız bölgeye gelicek, sizde yanlarına giderek onları karşılayacaksınız"