Keyifli okumalar dilerim herkese lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayın 😇
( kitabın gerçek bir hayat ile alakası yoktur hepsi kurgudan ibarettir.)
( son olarak bu kitap benim için önemli çünkü bu kitap benim kaçışım içimi döke bildiğim bir yer az çok olsada yazmak bana iyi geliyor son zamanlarda duyduğum şeylerden ötürü bu kitabı yazmaya başladım tek dileğim bu kitap bittiğinde tamamen acılarımdan kurtulmuş olmak bir nebzede olsa)
Başlama tarihlerinizi yazar mısınız 😇...
( bu arada kitap için iki kez ikon değiştirdim yeni başlayanlar söylüyor karakterlerimden erkek olan yeşil gözlü ve açık kahverengi saçlı, kadın karakterim kızıl saçlı ve oda yeşil gözlü ❤️ o yüzden başka reng göz yada saç yazıyor ise bana oraya nokta atar iseniz mutlu olurum gözden kaçırdığım olabilir de 😇
" kardeşim bana verdiğiniz elbise yırtık çıktı değiştirmek istiyorum" diye bağırdım kasadaki kadına. Kasa daki kadın ile neredeyse bir saattir elbise yüzünden kavga ediyorduk ve artık bağırmaktan boğazım kurumuştu.
Kadın bıkkın bir şekilde " hanım efendi biz asla defolu ürün satmayız ne malum sizin yırtmadığınız" dediğinde sabrımın son demindeydim. Hem bana yırtık ürün satıyorlar dı hemde beni yırtmakla suçluyorlardı. Sakin ola bilmek için derin bir nefes aldım dişlerimi sıkarak " hanım efendi ben öyle birine mi benziyorum" kasadan uzaklaştım ve iki elimi yana açtım " bak bakalım bir bana öyle bir tip mi var bende" kadın başını omzuna eğdi ve gözlerini kısıp beni baştan aşağıya süzdü . Beni süzdükten sonra " hanım efendi sizi anlıyorum ama fişiniz yok" dedi. Cidden bu sefer resmen sınanıyordum.
Kasaya yaklaşıp kadına tehtit kar bir şekilde baktım " inanın bana beni sınamak istemezsiniz" kadın bezgin ce nefesini dışarı verdi kollarının göğüsünün üzerinde birleştirdi " hep aynı şeyler şimdide ben kimim sen biliyormusun olayına mı gireceksin" aslında yapa bilirdim ama asla ailesinin serveti ile övünen bir kız olmadım.
" bak son demindeydim ya bana bu elbisenin yenisini verin yada paramı yoksa olay çıkarırım ve paramı alasaya kadar da durmam" kadın kollarını çözdü ve bana ofladı " off tamam bekle getireyim elbiseni" zafer kazanmış bir şekilde gülümsedim " bekliyorum" dediğimde kadın gitti. Bir süre sonra arkamdan omuzuma dokunulduğunda arkamı döndüm. Omzuma dokunan kim diye arkamı döndüğümde hemen hemen benim ile yaşıt kumral bir adamın dokunduğunu gördüm. Adam yüzünde ki küstah gülümsemesi ile " kusura bakmayın ama acelem var lütfen bana sıranızı verir misiniz "diye sordu.
" hayır bekleyin " dedim cevabım kısa ve netti, adama bir daha bakmayıp önüme döndüğüm de adam tekrardan" hanım efendi ailem bekliyor beni akşam bir yemeğe gideceğiz lütfen sıranızı bana verimisiniz rica ediyorum " dediğinde tekrar arkamı döndüm" kusura bakmayın ama benim de acelem var " adam nefesini dışarı verdi ve solumdan uzanıp elinde ki kıyafeti kasanın üstüne koydu. Kokusu burnuma dolduğun da tanıdık bir kokuyu anımsattı.
" peki madem beklerim ben zaten başka çarem de sizin gibi inatçı bir kadını ikna etmek zor olur " dedi
tamam bazen inatçı ola bilirim ama durduk yere de ona sıramı verecek değildim hem nerede bu nezaket ve görgü kuralları." pardon da sizinde centilmenlik yapmanız lazım böyle küstah bir şekilde benim inatçı olduğumu ima edemezsiniz " adam cümleme karşılık gülümsedi. Kahretsin gülüşü hafızlara kazınacak kadar güzeldi.
" haklısınız kusura bakmayın ama dediğim gibi az önce ana şahit oldum siz cidden inatçısınız " dediğinde yumruklarımı sıktım ve ayağımı yere vurdum" ön yargılı yaklaşmayın bir kere " adam yüzüne alaycı bir ifade takın dı ve beni baştan aşağıya süzdü. Gözleri en son kızıl saçlarımda durdu. Bir süre açık saçlarımı inceledikten sonra bakışlarını gözlerime çevirdi. Eğer doğru tahmin ediyor isem gözleri yeşildi. Tıpkı benim göz rengim gibi.
" cidden mi buna size şöyle bir baktığım da anladım durumunuzu inatçı, dik başlı ve tuttuğunu koparan kadın gibi duruyorsunuz" cümlesine karşılık bozguna uğradım. Tekrar konuşmak için dudaklarıma araladığım da benim yerime tekrar konuştu " az daha unutuyordum biraz da çocuksu" dedi
Çocuksu mu? Hey! Ben koskoca 25 yaşındayım.
Yumruk yaptığım elimi daha da sıktım" Ben çocuk değilim gayet olgun bir kadınım" dediğimde adam güldü " cidden mi az önce ayağınızı yere vurmadınız mı?" evet yapmıştım ama onu çok sinirlendiğim için yapmıştım.
"sinirlendiğim için yaptım onu" diye açıklama da bulundum
Adam başını salladı ve " tamam öyle olsun" dedi ve sonra da hemen arkasından ekledi " cidden sizin ile evlenecek adama acıdım şimdi sizin gibi inatçı çocuksu ve dik başlı kadın ile ömrüna yazık edecek haberi yok" şaşkınlıkla dudaklarım aralandı resmen beni küçümsüyordu. Söylediği sözlere karşılık - ki kasiyer kadına olan öfkem ile- kenarda duran sivri topuklu ayakkabıyı alıp adamın denk gelen yerlerine vurmaya başladım. Cidden çok sinirlenmiştim adam benim vuruşlarımdan kaçmak için çabaladığın da hırsımı alamayıp daha sert vurmaya başladım. Adam yüzünü kolları ile korumaya çalışıyordu ama vuruşlarımdan kaçamıyordu.Son öfke kırıntım ile daha sert vurduğum da sivri topuk adamın kaşına geldi. Adam da canısının acıması ile kollarını yüzünden çekti ve elimde ki ayakkabıyı bir çırpıda aldı , adamın kızaran yüzüne baktığım da kaşının yarıldığını fark ettim.
Adama artık nasıl vurdum ise topuklu ayakkabı ile kaşını yardım!!
Nefes nefese " bu size ders olsun bir daha bir kadını yargılar iken dikkat edersiniz" dedim. Adam eli ile kaşına dokunduğun da yüzünü buruşturdu "cidden siz kadınların ayakkabıları bize karşı silah kullandığınızı unutmuşum" çenemi dikleştirdim ve üsten üsten ki boyum anca omuzuna geliyor Du
" aferim bundan sonra unutmazsın" dediğimde kasiyer kadın da nihayet gelmişti.Adama bakmayı bırakıp sakince ve az önce kavga etmemiş gibi yüzüme sahte bir gülümse takındım " sizede zahmet oldu ama" dediğimde kadın elbiseyi yeni poşete koydu " biraz öyle oldu ama yapacak bir şey yok müşteri her zaman haklıdır kuralına uymak zorundayız" dedi ve poşeti bana uzattı. Kadına gülümseyip poşeti elinden aldıktan sonra adama bakmadan mağazadan dışarı çıktım.
😶😶
" kızım son bir kez bak bakayım mutfakta bir şeyler kalmış mı?" annem alışverişten geldiğim zaman beridir sorduğu soruyu tekrar sorduğunda babam oturduğu yerden kalktı ve yanımıza gelip masaya baktı " herşey yerli yerinde hanım neden bu kadar telaş yaptın ki sen " dedi ve annemin omzuna elini attı " hem kızımı istemeye gelmiyorlar ya alt tarafı tanışma kaynaşma" dediğinde annem kararsız bir şekilde babama baktı " haklısın ben bir an kapıldım işte" sonra şevkatle ve dolu dolu gözler ile bana baktı
" kızım mutlu olsun çok mu şey istiyorum" dediğinde yanına gidip sımsıkı sarıldım, annemde bana sarıldığında babamda bizi kollarının arasına aldı " ikiniz de benim için hayat demeksiniz, ikinizden akan tek bir damla göz yaşı kor gibi yakar içimi" dedi
Ben bu konuda çok şanslı bir kızdım babam her zaman beni kollarının arasına alan bir adamdı. Abim yoktu ama bana abi gibi bir olan babam vardı. Annem ile ise bazen iyi geçinirdik bazen kötü. Ablam yoktu belki ama benim derdimi anlata bileceğim bir annem vardı.
Kapı çaldığında sarılmayı bıraktık,annem dolan gözlerini sildiğinde " kapıya bak kızım hadi" son bir kez babama baktım. Babam ne kadar belli etmesede bu durumu istemiyordu. İkisine de gülümsedim sonra salondan çıktım. Kapıya geldiğim de kapıyı açmadan yüzüme en sıcak gülümsememi takındım ve kapıyı açtım.
" hoşgeldiniz" diye şakıdığımda karşımda ki kişi görmem ile yüzümde ki gülümsemem silindi. Eğer şuan bir kamera şakası değil ise ki öyle gözüküyor du benim beşik kertmem diye adlandırdığım kişi mağazada kaşını yardığım kişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Sevda
Random" Ben onu ilk gördüğüm de gözlerinden tanıdım ama o beni tanımadı" " söylesene seven kalbim bir sana mı fazla geldi. neden şimdi gerçekleri öğrendiğin için bana öyle bakıyorsun" " herkesin hastalık dediği adam bana umut oldu bir dokunuşu ile hayat...