—Fatih Dirigeront intihar timi olan birinci ve ikinci kolu gerekli komutanlar ile yerlerine gönderdikten sonra diğerleriyle baş başa kaldı. Geride kalan askerlerin çoğu intihar timine hüzünle bakıyordu. Son görüşleriydi büyük ihtimalle intihar timini. Fatih’in yüzünde düşünceli ve kendinden emin bir ifade vardı. Mükemmel bir plana sahip gibiydi :
-Yakın mesafe ve uzak mesafe askerleri birbirlerinden ayrı vaziyette sıra alsın!Bu emirden sonra yakın dövüşçüler ve uzak mesafe askerleri ayrılıp kendi aralarında bir araya geldiler. Fatih:
-Kulüm ordusu zaten uzun süredir peşimizde ve artık bizi bitirmek için her yolu deneyecek ve her riske girecektir. Çünkü artık yöneticilerin gözüne çok battık. Birinci kolda uzun süre dayanabilecek askerlerimizin olacağına inanıyorum. Merak etmeyin bunları sizi kandırmak için söylemiyorum; umut etmiyorum, inanıyorum.Fatih intihar timi ayrıldıktan sonra kalan askerlerine daha çok umut verici konuşuyordu kendilerine güvenmeleri adına :
-Askerlerim, belki az önce aranızdan arkadaşlarınız için ne kadar üzüldüğünüzün farkındayım. Lakin birkaç dakika önce sarf ettiğim kelimeleri sakın unutmayın. Onlar ölecek; onlar ölecek ki siz yaşayacaksınız; siz yaşayacaksınız ki onların neden öldüğünü tüm insanlığa haykırarak duyurun. Kulüm orduları intihar timlerinin işini bitirmek için onlara yakınlaşmaya başlayacaklardır çünkü bir zaman sonra isabet oranları düşecektir. Düşen isabet oranları savaşı uzatacaktır. Bu bölümde ne olursa olsun plana sadık kalacağız. Düşman tedbirli davranacak ve başka bir tuzağa karşı bekleyecektir. Lakin inanıyorum ki intihar timlerimiz artık düşmanı kendisine çekmeyi başaracaktır. Düşman, timlerimizin işini tamamen bitirmek için yaklaştıklarında birinci kolun batısında yer alan dördüncü kol ve ikinci kolun doğusunda yer alacak olan üçüncü kol harekete geçecek ve ateşe başlayacaklar. En önemli kozumuz bu olacak. Düşman dağa tırmandıkça pozisyonu gevşeyecek, dikkati dağılacak ve sabırsızlaşacaktır. Bu anın ne zaman gerçekleşeceğini komutanlarımız belirleyecek. Sizler ise bu anda yapabileceğinizin en iyisini yapacaksınız.Askerler Fatih’i pür dikkat dinliyordu. Henüz nerede görev alacağı söylenmemiş birçok asker bulunuyordu. Merakla bekledi Fatih’in planını savaşçılar. Fatih, cesaretleri mi arttırmak adına olabildiğince kendinden emin ve korkusuzca bir duruş sergiliyor ve aynı temizlikte bir konuşma gerçekleştiriyordu :
-Askerlerim. Şunu iyi bilin ki size bu savaşın ne kadar değerli olduğunu, ne kadar şafağın ardındaki son karanlık olduğunu söylediysem, emin olun ki düşman liderleri de askerlerine aynı şeyi tembih etti. Sizler ne kadar düşmanlarınızdan korkuyorsanız emin olun ki onlar da korkuyor. Sizden korkuyor. Korkmasalardı tüm Voderytika bir olup üstümüze gelmezler idi. Ben gelip geçici bir liderim. Önemli olan benim söylediklerime inanmanız değil, kendi içinizdeki potansiyele inanmaktır. Savaş meydanına korkarak değil başınız dik gidin. Düşmanı gördüğünüzde asla şüph içerisine girmeyin çünkü tüm Voderytika’ya barış ve özgürlük getirme potansiyeli olan sizlersiniz.Tüm askerler göğüslerini şişirdi ve senkronize bir şekilde iki defa sertçe yumruk attılar. Bu, cesaret gösterisi anlamına geliyordu. Fatih bunu gördüğünde verdiği umut ve hırs karşısında duygulanmıştı—
Üçüncü ve dördüncü kol Fatih’in planına sadık kaldı. Devlet orduları dağa tırmandıkça yoruluyor, düzenleri bozuluyor ve afallıyorlardı. Üçüncü kol komutanı Üstdüzey Albay Adolf Regius ve dördüncü kol komutanı Albay Ethel Nobilis dikkatle düşmanı analiz ediyordu. Savaşın en önemli kararları bu iki komutanın dudakları arasında idi. Düşmanı, birinci ve ikinci kol hariç çıplak gözle gören iki isim sadece kendileri idi o an. Geride kalan tüm örgüt üyeleri müthiş bir özveriyle gizlenmişti. Aslında Adolf ve Ethel de tam olarak düşmanın tamamını göremiyordu. Çünkü gözlerken düşmana yakalanmamaları gerekiyordu. Dolayısıyla ikisi de görüş alanı kısıtlı bir noktadan düşmanı izliyorlardı. Üçüncü ve dördüncü kol ailelerini, eski savaş arkadaşlarını, intihar timini aynı zamanda Fatih’in konuşmasını düşünüyorlardı dağların arasında, üstlerinde kar dolu bir vaziyette beklerken. Devlet orduları uzunca bir süre adım adım ilerlediler dağın eteklerinde. İlerledikçe düzen bozuluyor ve galibiyet havasına giriyorlardı. Ama aynı zamanda ilerledikçe saklanan örgüt üyelerinin farkedilme olasılığı bir haylice artıyordu. Üstdüzey Albay Adolf daha fazla beklemek istemedi. Yoksa tüm plan suya düşecekti. Saklanmış tüm askerler Ethel veya Adolftan gelecek emiri bekliyordu. Adolf, gözlerini kapatıp derin bir nefes çekti. Yılların komutanı tüm gücüyle bağırdı “Ateeeeş” diye. Emirle birlikte üçüncü kol üzerlerindeki sahte kar yığınını bir kenara attı ve Adolf ile bağırmaya başladılar. Üçüncü koldaki sesleri duyan Ethel, dördüncü kola ateş emrini verdi. “Ateeeeş”. Dördüncü kol, üçüncü koldaki bağırışların gazı ve bekleyişin sona ermesi ile üzerlerindeki örtüyü atıp seslerinin çıktığı kadar bağırmaya başladı. Restebir ve Külüm orduları neye uğradığını şaşırmışlardı. Tuzak üstüne tuzak olacağını hiç düşünmemişlerdi. Bağırışlar onları haylice korkutmuş ve şaşırtmış olmalıydı ki birçok devlet askeri yamaçlarda pozisyon alacak iken sırt üstü yuvarlanmaya başladı. Üçüncü ve dördüncü kol oklarını ve arbaletlerini alarak saldırıya başladı. Dağda ilerleyen devlet ordularına siper veya pozisyon alma şansı vermeden sert bir şekilde oklara maruz bırakıyorlardı. Dördüncü kolda Danny de vardı. Onun hayatındaki ilk savaşıydı. Hatta Danny için hayatında ilk defa bir insana karşı mücadelesiydi bu. Yanındaki silah arkadaşlarının bağırışmaları ve savaşın verdiği ruh ile Danny bu heyecanı hızlıca yenmişti. Vuruş yaparken aklına ailesi geliyordu. Sanki yarıda bıraktığı eve yemek götürme işini devam ettiriyor gibi hissediyordu. Hissetmek bi tarafta kalsın, karşısındaki devlet askerlerini bir geyik gibi hayal ediyor onları yiyecekmişçesine sallıyordu oklarını. Külüm ve Restebir orduları dakikalarca belli bir pozisyona girememişlerdi. Her iki kolda öylesine odaklanmıştı ki düşmanlarına, atacak oku kalmayan askerler daha öncesinde savaş alanına getirdikleri veya orada bulunan dev kaya parçalarını dağın aşağısına yuvarlıyordu. Aşağıya düştükçe ivmelenen taşlar momentum kazanıyordu. Bu taşlar kimi zaman düşmanın anlık olarak siper aldığı bölgelere denk gelip siperlerini yıkıyor kimi zamanda düşmanın gövdesine denk gelip onları parçalarına ayırıyordu. Dağılan devlet ordularına ciddi bir darbe indirmeyi başaran üçüncü ve dördüncü kol henüz birkaç dakika geçer geçmez kendilerinden beklenen zarar miktarını başarmışlardı. Birinci kolda zar zor hayatta kalmış olan Esteban örgütün bu başarısını ağlayarak izliyordu. Kalkanını delip koluna batan oklar heryerini kan revan içinde bırakmıştı. Kollarında güç kalmamış, kalkanını omzuna dayayarak tutuyordu Esteban. Çektiği acıdan ziyade bir umut yüklenmişti Esteban’ın vucüduna. Bu umut onda kazandırma isteği uyandırıyordu ama buraya ölmek için gelmişti. Esteban ölmek istemedi o an. Bu süreçte dördüncü kolda en iyi ilerleme kaydeden asker Danny idi. Öylesine seri ve isabetli atışlar yapıyordu ki Albay Ethel dördüncü kolu kontrol ederken arada Danny’i izliyordu. Restebir komutanlarının emri ile Kulüm ve Restebir orduları kendine gelip yeni bir düzen oluşturdular. Etrafta kaya, kalkan, boşluk, tepe, ağaç ne varsa arkasına siper alıp nişanlarını bu sefer ok yağmurunun geldiği yöne, üçüncü ve dördüncü kola çevirmişlerdi. Bunu gören Adolf ve Ethel ateşi kesme emri verip zaiyat vermemek için askerlerine siper alma emri verdiler. Ardından planın devamını hatırladı örgüt.
—Fatih pür dikkat onu dinleyen ordusuna sakince planı anlatmaya devam ediyordu :
-Üçüncü ve dördüncü kolun atışlarından sonra ordular hedeflerini nişancılarımıza yönelteceklerdir, eğer başarılı vuruşlarda bulunursak kimisi geri çekilmeye başlayacaktır. Her iki ihtimalde de bizim yararımıza olacak. Eğer çok farklı bir planları yoksa burada bizim bu planı iyi işleyip işlerini bitirmemiz gerek. Geride kalan askerler, üçe ayrılacak ve toplamda yedi kolla savaş düzeni oluşturacağız. Beşinci ve altıncı kolun kaderi üçüncü ve dördüncü kolun başarısına bağlı olacak. Çünkü bu iki kol düşmanın geleceği nokta olan dağların eteklerinde gizlenmiş olacaklar. Düşman kendine gelip üçüncü ve dördüncü kola yüzünü çevirdiği de onlara şoku yeni atlatmışken yeni bir şok vereceğiz. Beşinci ve altıncı kol gizlendiği yerden atağa kalkarak asıl muharebeyi başlatacaklar.---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtemel Olmayan Seçimler : Mutlak Kavga - Kuzeyin Nihai Uyanışı
ActionMuhtemel Olmayan Seçimler : Mutlak Kavga serisi; Hayali bir dünyada geçen hikayemizde devlet rejmi tarafından aşırı baskıyla yönetilen halkın yaşadıkları ve devlete karşı direnen örgütleri konu almaktadır. Birinci sezon olan Kuzeyin Nihai Uyanışı, b...