ESKİ BİR DÜŞMAN

9 3 0
                                    

Güneşin batım saatlerinde nihayet birisi içeri girdi. Lena arkada uzunca bir koridor olduğunu fark etti. Adamın üzerinde Zen askerlerinin kıyafeti yoktu. Aksine Restebir askerlerinin giydiği kıyafet vardı. Yüzünde kar maskesi bulunan üst mertebede bir askere benziyordu. Bu da nesiydi? Restebir'den o kadar çok uzaklaşmışken Restebir askerleri burada ne arıyordu? Adam içeri girince :
-Dediklerine göre en yüksek mertebe senmişsin.

Diyerek Lena'nın ağzını açtı. Lena başını kaldırarak cevap verdi :
-Evet benim.

Adam alaycı bir tavırla :
-Ne kadar küçük bir tehditsiniz. Daha ergenlikten çıkmamış bir generali olan örgüt mü dünyayı değiştirecek? Bırakın dünyayı Kulüm'den bir şehri bile değiştiremezsiniz. En üstün sen olduğunu duyunca kahkahamı gizleyemedim kusura bakma.

Lena bacaklarını sıkıştırıp dizlerinin üzerine oturdu. dik bir duruşla yanıt verdi :
-En azından bu haksız düzeni değiştirmeye çalışıyoruz. Masum insanları öldürürken hiç vicdanınız sızlamıyor mu?

Asker beş altı saniyeliğine duraksadı :
-Sanırım seni bu yaşında örgüte iten şey merak duygusuymuş. Hepinizi öldürmeden önce neden böyle bir düzen olduğunu açıklarım. En azından kafanızda bir soru işareti kalmaz.

Lena sert bir tavırla cevap verdi :
-Senden duyacak tek bir kelimeye dahi tahammülüm yok. Bana anlatacağın palavraları git köpeklere anlat! Senin dilinden ancak onlar anlar!

Bu sözlerden sonra adam Lena'nın yüzüne sert bir yumruk attı. Lena yumruğa rağmen ayakta kaldı. Kafasını çevirip adamın gözlerine dik dik baktı. Bu sefer anlayınca arkasındaki askerden bir sopa istedi. Lena'nın saçlarını avuçladı ve kendisine doğru çekti. Asker sopayı uzatırken yan odadaki Charlie sopayı gördü :
-Hey, hey! Generali rahat bırakın o… çocukları!

Ajanların hepsinin elleri ayakları bağlıydı ve yanlarında birer asker bulunuyordu. Charlie bu lafları söyledikten sonra yanındaki askerden yumruğu yemek zorunda kaldı. Tüm ajanlar ayrı odalara konmuş tutsak ediliyorlardı. Bunlar yaşanırken Oliver ve Danny baygın haldelerdi. Konuşmaları için özellikle Danny ve Oliver’a yüksek miktarda şiddet uygulamışlardı. İkisi de bu kadar acıya dayanamayıp baygın düşmüşlerdi. Robert hala ayaktaydı. O da dayak yemişti fakat diğerlerine nazaran daha dirençliydi. Charlie'nin sesini duyunca o da bağırmaya başladı :
-Bırak kardeşimi soyunu s… o… çocuğu! Eliniz sadece eli kolu bağlı adamları dövebilecek kadar mı he?

Bağırışmalardan sonra Robert'ı da yanındaki asker susturmak için onunla boğuşmaya başladı. Elindeki sopayı tüm gücüyle Robert'ın yüzüne salladı. Robert bu darbeyle sersemledi. Aynı sürede Lena'nın yanındaki adam eline sopayı almış ve Lena'ya doğrultmuştu. Lena hiç korkmadan adamın gözlerinin içine bakmaya devam ediyordu. Herif sırıtıyordu sadece. Korkutucu bir sırıtma. Hiçbir tepkisi görünmüyordu yüzünde. Ne korku ne sinir ne mutlukuk. Dudağındaki kanlarla beraber ağız dolusu bir türük attı adamın yüzüne Lena. Adam yüzünü sildi, tüm gücüyle Lena'yı dövmeye başladı. Lena tekrar yere devrildi. Yerde acısına rağmen içinde hiç korku yoktu. Ağzı burnu kan içinde gülerek :
-Reis Fatih hepinizi gebertecek.

Adam yanıtladı :
-Keşke size her şeyi anlatsalardı; anlatsalardı da asıl o zaman nasıl bir cehennemin içinde olduğumuzu anlardınız.

Lena :
-Ne o? Vicdanınızın size verdiği cehennem mi? Vicdanınızın olduğunu bilmiyordum.

Adam kafasını bir sağa bir sola sallayarak Lena'ya adeta "Hiçbir şey bilmiyorsun" imacı verdi. Diğer odalara geçmek üzere Lena'nın olduğu odanın kapısını kapadı. Robert'ın olduğu odaya girdiğinde Robert o haline rağmen hala yanındaki askerle boğuşuyordu. Adam bunu görünce elindeki sopayı bu sefer Robert'a fırtlattı. Sopa Robert'ın koluna geldi. Robert sopanın acısıyla afalladı ve boğuşmayı kesti. Robert yüzünü adama döndü :
-Nihayet gücünü kime kullanman gerektiğini anlamışsın. Hadi bir kez de ellerim bağlı olmadan denesene!

Muhtemel Olmayan Seçimler : Mutlak Kavga - Kuzeyin Nihai UyanışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin