Uzun bir bölümle geldim ve olayların henüz yeni başladığını fark ettim. Bu arada bölüm arasında bahsi geçen şarkı MFÖ-Vurgun Yedim. Okuyunca fark edersiniz zaten. İyi okumalar <3
.
"Çocuklar ne yapıyorsunuz burada?" Korkudan dilim tutulmuştu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. O esnada Aras'ın tam arkamda durarak konuşmasıyla hafifçe irkildim.
"Hocam merhaba, bizde Duru'yla buraya size bir şey sormak için gelmiştik ama sizi bulamadık. Yeni gelmiştik, beklerken siz geldiniz."
"Ah, tabi. Uzun bir şey mi? Uzunsa geçin oturun öyle konuşalım."
"Hayır değil, biz... Balo hakkında soru soracaktık. Söylentiler duyduk ama tam olarak nasıl ve nerede olacak, bunları tam bilmediğimiz için size sormaya gelmiştik."
"İyi yapmışsınız Aras ama baloya daha zaman var. 1 ay kala sınıflara gereken bilgilendirme için gelecekler ve okul panolarına detaylar duyuru afişi ile asılacak. Sonrasında da davetiyeler verilecek zaten. Biz sizlere haber vereceğiz, merak etmeyin."
"Teşekkürler."
Gitmek için saniyeleri sayıyordum resmen ama müdür tekrar konuştu.
"E, dersler nasıl gidiyor? Seneye sizde 12. Sınıf olacaksınız, az zaman kaldı. Dersleriniz iyidir diye düşünüyorum. Hem yazılalar da yaklaşıyor."
"Güzel gidiyor hocam bir sıkıntı yok. Yazılılara da çalışıyoruz."
"İyi aferin, zaten deneme sınavı da olacaksınız, o zaman kim ne yapıyor öğreneceğiz." Deneme sınavı sözünü duymamla mideme bir şeyler giriyor gibi hissettim. Yutkunmamak için kendimi tutuyordum.
"Duru, sen neler yapıyorsun? Hiç konuşmadın?" Gerginliğimi çok fazla belli etmiştim.
"Ha, ben mi? Derste fazla not almıştım da yoruldum biraz. Üstelik yemekte yemedik, acıktım."
"Haklısın, açlık ders falan yormuştur. Gidin dinlenin o zaman siz, yemeğinizi yiyin." Aras sağ olsun benim yerime konuşmuştu.
"Sağ olun hocam, iyi günler." Dedi ve beraber odadan çıktık. Ben hızlıca ilerlerken Aras'ta kapıyı kapatıp yanıma geldi.
"Duru, betin benzin attı içeride." Gözlerimi etrafta dolaştırarak hızlıca yürürken konuştum.
"Aras yakalandık!"
"Hayır Duru, yakalansak böyle kolay atlatabilir miyiz sence?"
"E o zaman? Müdür gelirken sen hâlâ bilgisayar başındaydın, nasıl halletmiş olabilirsin ki?"
"Bir şekilde görüntüleri silmenin yolunu buldum, görüntüleri sildim ve girdiğim tüm yerlerin kayıtlarını da silerek ilk geldiğimiz haliyle bıraktım. Müdür odaya girdiğinde de odada geziniyormuş gibi gözükmeye çalıştım. Yani dürüst olayım ben de korktum ama sakin olmam lazımdı." Bahçeye çıkıp derin bir nefes aldım. Temiz hava iyi gelmişti.
"Sen o şeyleri nereden biliyorsun ki? Daha önceden bilgin var mıydı ki?"
"Yani fazla bir bilgim yoktu ama tesadüfen çözdüm bir şekilde, neyse. Biz sonuca bakalım, görüntüler silindi mi? Evet. Şimdiki adımımız yeni görüntü düzenlemesi yapmak için müdürün odasının tekrar boş olmasını beklemek. Umalım da o süreye kadar kayıtları incelemesin."
"Of, daha ilk görevimiz gibi bir şeydi ama şimdiden panik oldum, böyle ödlek olmaya devam edersem ikimiz de batıracağım galiba." Yürümeyi bırakıp kaşlarını çatmasıyla ben de durdum ve ona baktım.
"Duru, saçmalıyorsun. Sen olmasan bu kadar şeyi tek başıma yapamazdım. Sana bu işin ta en başından dedim, bu işte hep beraberiz." Hafif bir gülümseme oluşmuştu yüzümde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Draması
Teen Fiction"Ayrılmak yok." Diye tekrar ettim onun gibi gülümseyerek. Bakışları dudağıma indiğinde yüzünde ciddi bir ifade oluşmuştu. Yavaşça boynuma yakın bir yere geldi elleri ve orada durdu. Hızlanan kalbim nefeslerimi de düzensizleştirmişti. Kesik nefesler...