Selam! Yeni bölümle geldim. Yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Oy vermeyi unutmayın. İyi okumalarr... 💕
*************************
"Duru, kızım kalksana artık. Hadi, geç kalacaksın." Annemin seslenmesi ve yetmeyince dürtüklemesiyle gözlerimi araladım.
"Anne, ne işin var burada? İşte değil miydin sen?" dedim şaşkınca ve yattığım yerden kalktım.
"Geç gideceğim biraz, o sürede hazırlanırım. Boş ver sen şimdi beni. Okul var bugün unuttun mu? Daha fazla oyalanırsan geç kalacaksın. Kahvaltı hazır. Vaktin yeterse yersin. Ben çalışma odasındayım." Dedi annem ve odadan çıktı. Komodinden telefonumu alıp açtığımda saati görmemle gözlerim oldukça açılmıştı. Dersin başlamasına on dakika vardı ve benim okula olan uzaklığım yarım saatti. Koşsam bile on beş dakikayı bulurdu ve bunun bir de hazırlanması vardı.
Ne kadar hızlı olursam o kadar kârdır diye düşünerek yataktan kalktım ve dolaptan siyah bol pantolon ve siyah kazağımı alıp yatağa bıraktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odama geri dönüp aceleyle pijamalarımı çıkarıp dolaptan aldığım kıyafetlerimi giydim. Saçlarım en son kestirdiğimde omzumun üzerindeydi fakat şimdi göğsüme kadar geliyordu. Uzadığı için tarasam iyi olurdu. Çok uzun sürmeden saçlarımı taradım ve çantamı hazırlamaya başladım.
Çantamı da hazırlamayı bitirdiğimde her şey tamamdı. Kıyafetlerim gibi siyah bir çorabı hızlıca giyip çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım. Kapıyı açıp siyah botlarımı da giydim. Aslında dolabımda oldukça renkli ve canlı şeyler çok fazlaydı ama okula giderken elim hep siyaha gidiyordu nedense. Karamsar da gelmiyordu ve seviyordum.
Evden çıkmıştım, sokağın sonuna kadar hızlı adımlarla yürüyordum ve bir yandan da saati kontrol ediyordum. Ders başlayalı altı dakika olmuştu. Muhtemelen ilk derse yetişemeyecektim. Nasıl bu kadar uyumuştum hâlâ anlam vermemiştim. Sanırım gece kafam doluyken bir anda uyuyunca uykuya çok dalmıştım ve alarmı da duymamıştım. Eğer annem gelip uyandırmamış olsa öğlene kadar uyurdum.
Ana caddeye yaklaştığımda tekrardan saate baktım. En son bakmamın üzerinden dört dakika geçmişti. Bu iş böyle olmayacak diyerek derin bir nefes aldım ve koşmaya başladım. Sırtımdaki çanta fazla ağır olmasa bile koşmama engel oluyordu. Buna rağmen elimden geldiğince koşuyordum. Aslında ilk derse girmesem de olurdu ama devamsızlık yapmayı istemiyordum. Etrafımdaki insanların tuhaf bakışlarına aldırmadan koşmaya devam ettim.
Nefes nefeseydim ama sonunda okula varmıştım. Dersin bitmesine yirmi dakikaya yakın bir süre vardı. Soluklanmaya çalışıyordum ama o kadar nefes nefese kalmıştım ki kontrol edemiyordum ve boğulacak gibi oluyordum. Birkaç dakika bahçe kapısının önünde soluklandım ve nefes alışverişlerim düzene girdiğinde güvenlik kulübesinin yanına gittim ve camı tıklattım. Güvenlik Barış Abi kulübenin penceresini açtı.
"Barış Abi, kapıyı açar mısın?" dedim gülümsemeye çalışarak.
"Sen geç kalmazdın Duru, ne oldu?"
"Uyanamadım abi ya. Koştura koştura geldim zaten."
"Belli belli, az önce nefes nefese kalmıştın. Neyse ben kapıyı açayım da daha fazla geç kalmadan gir dersine."
"Sağ ol Barış abi."
Okulun bahçesi genelde ilk saat kapalı olurdu ama sonradan açarlardı. Barış abi kulübeden çıktı ve kapıyı açtı. Bekletmeden hemen bahçeye girdim ve ardımdan kapıyı kapattım.
Hızlı adımlarla okula girdim ve müdür yardımcısının odasına ilerledim. Doğruyu söylemek gerekirse biraz geriliyordum. Barış abi dün sabah bizi Aras'la bahçe duvarından atlamaya çalışırken görmüştü. Biz olduğumuzu anlamamıştı ama görmüştü. Bu yüzden az önce tedirgin olmuştum onun yanında. Şimdi de idareden birilerinin yanında olmaya çekiniyordum çünkü tuhaf şeylere bulaşmıştık ve en ufak hatada disipline gidebilirdik. Hatta daha fazlası da olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Draması
Novela Juvenil"Ayrılmak yok." Diye tekrar ettim onun gibi gülümseyerek. Bakışları dudağıma indiğinde yüzünde ciddi bir ifade oluşmuştu. Yavaşça boynuma yakın bir yere geldi elleri ve orada durdu. Hızlanan kalbim nefeslerimi de düzensizleştirmişti. Kesik nefesler...