14. Bölüm

258 20 6
                                    

Tekrar merhaba! Yavaş yavaş asıl planladığım olaya yaklaştık. Zaten sonrası final herhalde. Neyse. Bölüm sonlarına doğru olan şeyleri çok sevdim. Satır aralarında ve bölüm sonunda fark etmez yorum yapmayı unutmayın. Yorum gelince çok mutlu oluyorum. Oy verirseniz de harika olur. İyi okumalar..! 🖤🖤

*********************************

"Oh sonunda bitti şu ders ya..." deyip ayağa kalkan Çağla'ya baktım. Hoca çoktan sınıftan çıkmıştı.

"Aynen, matematiği çözmesi sorun değil de dersi dinlemesi çok sıkıcı." Sıradan kalkıp tahtanın önüne geldiğimizde Özgür yanımıza geldi.

"Kızlar ben bizimkilerin yanına gidiyorum. Diğerlerine söylersiniz."

"Sen de hep onların yanına gidiyorsun." Dedi Çağla.

"Ne olmuş ya gidiyorum işte. Neyse neyse beni tutmayın. Görüşürüz." Özgür başka bir şey demeden sınıftan çıktı. O çıktıktan birkaç saniye sonra Hazal'ı ve arkasından gelen Yiğit ve Rüzgar'ı gördüm.

"Ya daha dün ödev vermişti kadın, şimdi yine verdi ya." Diye yakınan Yiğit yanımıza gelip kolunu Çağla'nın omzuna attı.

"Hangi ders?" Dedi Çağla Yiğit'e dönerek

"Fizik."

"Hadi dışarı falan çıkalım. Sınıfın ortasında böyle dikilmeyelim." Diyen Rüzgar'a diğerleri de katıldı ve sınıftan çıktılar. Peşlerinden giderken konuştuklarını dinlemiyordum çünkü aklım hâlâ derse girmeden önce olanlardaydı. Eğer bir şey olmamış gibi davranmazsam ve Aras'la konuşmazsam daha çok kafama takılacaktı bu durum. Bu yüzden önümde yürüyen arkadaşlarıma seslendim.

"Siz gidin, ben sonra gelirim yanınıza."

"Neden, ne oldu?" diye sordu Hazal.

"Bir şey yok ya, siz gidin. Hadi." Dememle bir şey demeden gittiler. Onlar merdivenlerden inip uzaklaşmaya başlayınca bende arkamı dönüp direkt sınıfa girdim. Aras'ı sınıfta göremeyince kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Onun yerine Eren'i gördüm ve yanına gittim.

"Eren."

"Efendim Duru?" dedi samimiyetle.

"Aras nerede biliyor musun?"

"Tuvalete gideceğim dedi ama sonra başka bir yere mi gitti bilmiyorum. Ne oldu ki? Bir şey mi diyecektin?"

"Aslında evet, konuşmam gerekiyordu da..." dememle güldü.

"Eh, gelirse bunu ona söylerim."

"Teşekkür ederim ama bulurum ben şimdi onu. Hatta şimdi gidiyorum."

"Tamam o zaman, görüşürüz."

"Görüşürüz." Diyerek Eren'in yanından ayrıldım ve sınıftan çıktım. Koridora göz attığımda Aras'ın merdivenlerden çıkıyor olduğunu gördüm. Adımlarımı o tarafa yönlendirdim. Beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.

"A, Duru. Merhaba."

"Merhaba. Aras, sana sormak istediğim bir şey vardı."

"Tabii, dinliyorum."

Gözlerimle etrafı yokladım. Koridor kalabalık olmasa da doluydu. Aras'ın kolunu tuttum ve peşimden gelmesi için hafifçe çektim. Yukarı çıkan merdivenin son basamağına kadar geldik. Son basamaktan tavana kadar uzanan bir duvar ve duvarda bir kapı vardı. Aras'ın kolunu bırakıp kapının önündeki basamağa oturduğumda o da yanıma oturmuştu.

"Notçu bu iki günde bir şey demedi. Onun kendi başına çalışmak istediğini söyledin ama neden bir anda böyle bir karar versin ki?" diyerek konuya direkt giriş yapmış oldum.

Lise DramasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin