Rosé'den
Kızlar ve sevgilimle beraber lunaparka gelmiştik. Lisa hepimize bilet almaya giderken bizde onu bekliyorduk.
"Rosé şey sorucam sana" dedi Jennie.
"Heh kesin öpüşürken dilli mi dilsiz mi öpüşüyon diye sorucan ya da buna benzer"
"Yok ya öyle değil. Lisa'nın mesleği neydi?"
"Haaa öğretmen o. Ortaokul fen öğretmeni" jennie aydınlanmışçasına kafa salladı.
"Madem bu kız öğretmen niye hep evde?" Diye lafa atladı Jisoo.
"Ya öyle normal öğretmen değil. Sınav haftasında okula gidiyor. Öğrencilerin herhangi bir boş dersinde biraz konu tekrarı yaptırıyor"
"Haa anladım. Yalnız maşallah ezberinde" aklıma gelen anı ile gülümsemeden edemedim.
"Ayyy bi keresinde dersteyken onu ziyarete gitmiştim. 5.sınıfa mı ne giriyordu. Çocuklar beni çok sevmişti"
Jennie tam cevap verecekken Lisa gelmişti.
"Buyrun biletler" herkese beşer tane bilet verdi ve yanıma geldi.
"Lisa birşey sorucam"
"Sor bebeğim"
"Sen ne zaman okula gideceksin?"
"Yarın gidicem. Çocuklara konu tekrarları bulunan bir kaç test vericem ve 2 saat dersim var"
"Bende gelebilir miyim?" Bi yandan yürüyor bi yandan da yalvaran gözlerle ona bakıyordum.
"Elbette gelebilirsin. Kütüphanede oturabilirsin ya da bahçede"
"Ay sen bitanesin" diyip boynuna atladım. Boynuna öpücükler bırakıyordum ki Jisoo'nun lafıyla ayrıldım.
"Bide bize azgın çift diyorsunuz. Çocuklar olmasa sevişeceksiniz lan"
"Ayol tamam aaaa. Dördümüzde azgın çiftiz" Dedim bıkkınlıkla.
Jensoo ikilisi önümüzden giderken bizde arkalarından gidiyorduk. Etrafta bir sürü oyuncak vardı. Asansör gibi bi alet vardı. Kesin ona binecektik.
"Ayol hadi asansöre" dedi Jennie koşar adımlarla giderken. Sıraya girip,beklemeye başladık. Sıra bize gelince Jennie,Jisoo,ben ve Lisa olacak şekilde oturduk.
Görevli kemerimizi taktı ve kulübeye gitti. Bi anda havalanmamızla beynim yer değiştirmişti sanki. Her yukarı çıktığımızda Tanrı katında gibi hissediyordum.
"Yavaş lan!yavaş amına kodumun herifi!" Jisoo'nun bağırışlarıyla kahkaha atmıştım. Kahkakahalarım çığlığa dönüşmesi uzun sürmemişti. Jennie ve Lisa bize gülüyordu. Ben Lisa'nın elini sıkıyordum.
Alet durmuştu. Görevli kemerimizi açtı ve inmemizi bekledi.
"Kızlar bağırsaklarımı gören oldu mu?" Dedi Lisa
"Benimde midemi gören oldu mu?" Dedi Jennie. Biz dediklere şeye gülerken Jisoo üstünü arar gibi yaptı.
"Kızlar benim organlarım nerde?"
"Aa benimde beynim yok" hepimiz bu saçma oyuna kahkaha atarken başka bi alete gidiyorduk.
Jisoo'nun yanına yaklaştım ve kulağına fısıldadım.
"Ya Jennie ile Lisa bize güldü ya bunlar alete binince bizde binmiş gibi yapalım. Sonra inelim. Nasıl fikir?" Jisoo'nun gözleri parlamıştı sanki.
"Aşırı mükemmel fikir" korku trenine doğru gidiyorduk.
Trene bindiğimizde alet tam kapanacakken Jisoo ile inmiştik.
"Lan niye indiniz?" Dedi Jennie.
"Çok güldünüz bize. İntikam alalım dedik" Dedim ben.
"Ya saçmalamayın geri gelin şuraya" dedi Lisa isyan edercesine.
"Artık herşey için çok geç" jisoo'nun kurduğu cümleyle trenin çalışması bir olmuştu. Uzaktan onlara bakarken Lisa'nin ruhunu teslim etmek üzere olduğunu fark ettik. İkimizde anırırken tren 365 derece dönünce kahkahmız bi süre durmuş. Sevgililerimize bakmıştık. İkisinin de iyi olduğunu görünce kahkaha atmaya devam etmiştik.
Alet bitince Jennie ve Lisa trenden inmiş koşarak yanımıza geliyorlardı.
"Jisoo koş! Koş!" Dedim bağırarak. Jisoo Jennie'den kaçarken bende Lisa'dan kaçıyordum.
Koşmaya devam ederken arkama baktığımda Lisa'nin bağırdığını duydum.
"Önüne bak!" Demişti ve önüme baktığımda artık çok geçti. Mısır arabasına kafa atmıştım. Başımda hissettiğim derin acıyla yere düşüp yatmıştım. Lisa hemen yanıma çömeldi.
"Galiba gerçekten beynimi düşürdüm" Dedim gülerek. Lisa kafamı dizlerine almış,alnımda ki saçlarımı düzeltmişti. Yanımıza gelen Jensoo ikilisiyle onlara bakmıştım.
"Noldu lan?"
"Ya mısır arabasına kafa attım" Dediğim şey ile kahkaha atan Jennie'ye baktım.
"Ne gülüyon ya. Sende direğe kafa atmıştın"
"Beni karıştırma"
Mısırcı amca yanımıza geldi.
"Kızım birşeyin var mı?"
"Yok amcacım sağol" Dedim ve ayağa kalktım.
"Bak emin misin birşeyin olmadığına?" Dedi Lisa endişeli şekilde. Kafamla onu onayladım.
"Buz koyalım bari. Amca buzun var mı?"
"Tabii var kızım. Al bakalım" diyip buzlu paketi bize atmıştı. Yakında ki bi banka oturduk.
"Kızlar ben sıçmaya gidiyorum dayanamicam" dedi Jisoo. Koşarak tuvalete doğru gitmeye başladı. Arkasından da Jennie gidiyordu.
Lisa'yla baş başa kalmıştık. Elinde ki buz torbasını bi anda alnıma bastırmasıyla dudaklarımdan bi inilti firar etmişti.
Lisa'ya baktığımda dudaklarıma bakıyordu. Benimde gözüm dudaklarına kaydığında sırıtmıştı. Dudaklarıma uzandığı sırada durdurmuştum.
"Etrafımız çocuk dolu hayatım" Dedim yumuşak bir sesle. Lisa'da fark edip geri çekilmişti. Lisa'nin elinde ki torbayi alacakken beni durdurmuştu.
"Tutma sen. Ellerin üşür"
"E senin ellerinde üşüyor"
"Kızım benim ellerim normalde de soğuk. Seninkiler soba gibi. Boşver tutarım ben" diyip tutmaya devam etti.
Jensoo ikilisi yanımıza geldiğinde dudaklarının şiş olduğunu fark ettim. Lisa'ya baktığımda o da fark etmişe benziyordu. Bozuntuya vermeden sessizliğimizi koruduk.
Lisa'nin telefonu çalınca telefona baktı.
"Hmm? Ne zaman geliyor? Yarım saate burda mı? Anne ne diyorsun sen? Önceden haber verir insan. Offff tamam. Hangi otobüs? Kimle gönderdin? O alkolik piçle mi? Çok iyi bakmıştır çocuğuna. Ne kadar kalacak? İyi bari. Neyse benim işim gücüm var. Kapat" Telefonu kapatıp kafasını geriye attı.
"Yeğenim geliyor"
"Yeğenin mı geliyor? Bira dostu çıktı bize" Lisa kafasını kaldırdı ve dik dik Jennie'ye baktı.
"Kız 5 yaşında"
"Hassiktir ne?" Jisoo'nun tepkisiyle gülmeden edememiştim.
"Yarım saate gelecekmiş. 2 hafta da bizde kalacakmış. Bizim eve geçmemiz lazım" dedi Lisa bana bakarak.
Alnımda ki torbayı aldı ve ayağa kalktı. Bende peşinden gitmeye başladım. Arkaya elini uzatmasıyla gülümsedim. Buz gibi elini sıcacık ellerim arasına aldım. Ellerimizi cebine soktu.
"Görüşürüz girlss"
"Görüşürüz azgın çift" diyerek oradan uzaklaştık.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Always you // Chaelisa
RandomRosé gece yattığı kişinin çocukluk arkadaşı Lisa olmasını beklemiyordu