Rosé'den
"Lisa şaka yaptığını söyle" gördüğüm yer ile gözlerime inanamazken konuşmuştum. Lisede geldiğimiz dondurmacıya gelmiştik. Aradan kaç yıl geçmişti? 7 mı? 6 mı?
"Herşey gerçek hayatım. Eun-ji dondurma istedi ve bende en güzel dondurmacıya getirdim" diyip arabadan indi. Ben hâlâ olayın şokundayken onlar çoktan inmiş beni bekliyorlardı. Gerçekliğe dönmemle arabadan inip koşar adımlarla yanlarına gittim.
Dondurma dükkanına girer girmez geçmişe gitmiştim sanki. Bütün kızlar toplaşıp dondurma aldığımız ondan sonrada boğazımın şiştiği zaman aklıma gelmişti. Gülümseyerek etrafıma bakıyordum.
"Neyli yiyeceksin bebeğim?"
"Çilekli ve kavunlu istiyorum teyze" Lisa adama dondurmayı söylerken bana dönmüştü.
"Sen neyli istiyorsun? Gene çilekli ve çikolatalı mı?" Liseden beri bu ikiliden vazgeçmedim. Kafamla onayladım.
"Bir çikolatalı ve çilekli. Bir tanede çikolatalı ve sütlü olsun. Hadi siz çıkın ben getiririm"
Lisa'nin dediğini yaparak Eun-ji'nin elinden tutmuş,dışarı gidiyorduk. Köprünün tam ortasında durup altımızdan geçen gölü izliyorduk. Burayı çok fazla insan bilmezdi. Bizde kazayla öğrenmiştik. Benim gene sarhoş olduğum bi gün kendimi burada bulmuştum. Burada ki bi amca telefonumdan Lisa'yı aramıştı. O şekilde tanımıştık burayı.
Elinde dondurmalar ile gelen Lisa'yla düşüncelerimden ayrılmıştim. Dondurmalarımızı verdi. Elimde ki dondurmayı yalamamla gene eskiye dönmüştüm. Dondurmanın tadı bile değişmemişti.
"Ayyy Lisa bunların tadı bile aynı" Dedim neşeli bir sesle. Dudaklarıma atılan Lisa'yla ne olduğunu kavrayamamıştım. Dudağımı ısırıp geri çekilmesiyle kendime gelmiştim.
"Evet tadı hiç değişmemiş" yaptığı hareketle gülümserken dondurmama geri dönmüştüm. Elinde ki suyu açıp Eun-ji'ye içirdi.
"Su da içte hasta olma sonra. Malum birileri laflarımı dinlemeyip hasta olmuştu" imalı imalı söylediği cümle ile göz devirmiştim. Ne yani 3 külah dondurma yediysem? Alttarafi hasta olmuştum.
...
Dondurmalarımızı yemiş,eve dönüyorduk. Karıma keskin bi sancı girmesiyle dudaklarımdan inilti kaçmıştı. Anında bana dönen Lisa'ya döndüğümde birşey yok anlamında kafa sallamıştım.
Telefonumdan tarihe baktığımda o gün olduğunu gördüm. Hay sikeyim regl günümmüş bugün. O kadar yürüdüm bide. Kesin ağrıdan gebericem.
...
Eve gelir gelmez tuvalete girip ped takmıştım. Tuvaletten çıkınca koyu yeşil kabanımı koltuğa atıp doğruca odamıza gitmiştim. Kendimi yüzüstü yatağa attım. Arkamdan gelen ayak seslerini duymama rağmen kalkacak gücüm yoktu.
"Neyin var Rosé?"
"Regl oldum"
"Kalkta üstünü değiştireyim" dediğini yaparak yatakta doğrulup,bacaklarımı yataktan sarkıtmıştım. Lisa odamdan ayıcıklı pijamalarımı alıp geldiğinde gülümsemiştim.
İyice dibime girip bordo rengi crobumu çıkarttı ve tişörtü kafamdan geçirdi.
"Sütyeni çıkaracak mısın?" Kafamla onayladım. Belimden başlayıp sütyenimin kopçasını bulan soğuk ellerle titremiştim. Elleri vücudumla her temas ettiğinde titriyordum. Sütyenimi çıkarıp yanıma bıraktı. Kollarımdan da geçirip alta indi. Siyah keten pantolonumu da çıkardı ve yere attı. Pantolonu ilk önce sol sonra sağ bacağımdan geçirip,ellerimden tutarak ayağa kalkmamı sağladı. Pantolonu belime çektiğinde yüzlerimiz dibdibeydi. Dudaklarına kısa bi öpücük bırakıp kendimi yatağa geri bıraktım.
"Sıcak su torbası ve ağrı kesici getiriyorum. Kahve ister misin?" Kafamla onayladım. Odadan çıktığında battaniyeyi açıp içine girdim. Sırtımı yatak başlığına yaslayıp dizüstü bilgisayarımı kucağıma aldım.
Bi elinde sıcak su torbası öteki elinde kahve ve ağrı kesiciyle Lisa gelmişti. Sıcak su torbasını yüzüme atıp geri kalanları komidine koymuştu. Gardılobuna yönelip gri tişörtünü aldı. Arkası bana dönük halde üstünde ki karnında biten,beyaz crobunu çıkarttı. Siyah sütyenli Lisa gözlerimin önüne serilmişti. Tişörtü giymesiyle arkasına dönüp bana baktı.
"Hiç öyle boşuna bakma. Unutma 2 hafta sonunda ödülünü alacaksın" diyip öpücük yollayarak odadan çıktı. Regl halimle bile yükselmiştim ya. Sıcak su torbasını karnıma koymuştum. Dizüstü bilgisayarımdan adventure time açıp onu izlemeye başladım. Bi yandan da kahvemi yudumluyordum.
...
Tatlı uykumdan uyanıp saate baktım. Akşam yediydi. Yattığım yerden doğrulup biraz esnedim. Karnımda ki sıcak su torbasını yatağa bıraktım ve mutfağa doğru adımladim.
Salona göz gezdirdiğimde uyuyan bi Lisa görmüştüm. Eun-ji'ye baktığımda ise televizyon seyrediyordu. Madem Lisa uyuyordu. Ben yemek yapacaktım.
Mutfağa girdim ve buzluktan tavuğu çıkarttım. Tavuğu tezgahın üstüne koydum ve küçük tencere aldım. Fırını açtım ve bir süre ısınmasını bekledim. Isınmasını beklerken fırın tepsisini çıkartıp içine fırın kağıdı koydum. Büyük bir patates alıp kalem şeklinde doğramaya başladım. Patatesleri tepsiye dizip tavukları açtım. 6 adet tavuk butunu koydum ve bıçakla birazcık delip fırına gönderdim. 1 saat olacak şekilde ayarladım.
...
Tavuk pişmişti. 10 dakika fırında bekleticektim. Ocağa Küçük tencereyi koydum ve buzdolabından salça ve kremayı aldım. İkisini de tencereye boşaltıp ocağın altını açtım. Yavaş yavaş karıştırıyordum. Tencerenin kapağını kapatıp salona gittim. Eun-ji'ye Lisa'yı uyandırmasını söyleyip mutfağa geri döndüm.
Salata yaparken arkamdan gelen ayak sesleri ve belime dolanan eller ile salatayı bırakmıştım.
"Neden beni uyandırmadın? Ben yapardım yemek"
"Bugün ders anlattın yoruldun. Zaten dün kaçta uyuduysan. Sabah komidinde 5 tane kupa vardı. Yorulmuşsundur diye ben yaptım" boynuma sulu öpücükler bırakıyordu.
"Yapabileceğim birşey var mı?"
"Hayır gerek yok bitti zaten. Sen Eun-ji ile vakit geçir" Yanağıma sulu bir öpücük bırakıp geri gitti. Bende tekrar yemeğe döndüm.
Fırından tepsiyi çıkarttım. Maşayla tabaklara tavukları koyarken bi yandan da gözüm ocaktaydı. Tavukları koyduktan sonra ocakta ki sosu alıp tavukların üstüne döktüm. Tepside ki patateslerden de tabaklara koydum ve masaya yerleştirdim. Salata tabağını da tam ortaya koydum. Bulaşıkları sonra yıkarım diye bıraktım. Buzdolabından soğuk su çıkarttım ve masaya koydum. 3 adet bardakta çıkarttım ve salona gittim.
"Hadi yemek hazır" yemek lafını duyan Eun-ji koşarak mutfağa giderken Lisa'da gülerek onu izliyordu. Lisa bana yaklaşıp dudaklarıma kısa bi öpücük kondurup geri çekildi.
"Teşekkür hediyesi" mutfağa giderken bende peşinden gittim. Lisa yine Eun-ji'nin yanına oturmuştu.
"Ellerine sağlık Rosé teyze. Çok güzel gözüküyor"
"Afiyet olsun elma yanaklı"
Lisa bıçağıyla Eun-ji'nin tavuğunu keserken ben yemeğime dönmüştüm.
...
Yemeklerimizi bitirmiş salonda oturuyordum. Eun-ji odasında boyama yapıyordu. Lisa odadaydı. Aklıma gelen bulaşıklarla koltuktan kalkıp mutfağa girdim. Bulaşıkları yıkayan Lisa'yı görmemle gülümsedim.
"Ben yıkardım ya"
"Yemeği sen yaptın bulaşıklarda benden olsun bi zahmet" gülümseyerek onu izliyordum. Evli çift gibi hissediyordum ya.
.
Gercekten regl agrisi çekerek yazmam peki?
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Always you // Chaelisa
RandomRosé gece yattığı kişinin çocukluk arkadaşı Lisa olmasını beklemiyordu