22: Öpüşme

2.6K 137 3
                                    



Doruk

Utku bedenimi sertçe duvara yasladıktan sonra gözlerini tekrar bana doğru çevirdi. Ben ise ona bakmayı hiç kesmemiştim.

"Doruk, amacın ne senin lan?" Dedi kaşlarını çatarak.

"Ne yapmışım ki?" Dedim masum bir sesle. Çok fenaydım cidden.

Kaşlarını çatmaya devam etti. Bu sırada vücudu bana çok yakındı ve arabada yaşadığımız o yakınlığı tekrar hissetmek istiyordum.

"Sendeki bu cesaret aptal cesareti falan mı?" Dedi alayla. "Oğlum milletin içinde bacağımı ellemek ne lan kafayı mı yedin sen?"

"Off Utku. Herkes biliyor erkeklerden hoşlandığımı, hala evimi falan taşlayan olmadı."

"Çünkü annene babana saygıları var salak."

Gözlerimi devirdim. "Korkmuyorum kimseden."

Yüzüme doğru yaklaştı. Nefesini yüzümde hissettim anlık olarak.

"Ne olsun istiyorsun sen? Benden ne bekliyorsun, Doruk!? Benden sana hiçbir şey olmaz sen anlamadın mı oğlum bunu daha!?"

Sinirimin çıkarır gibi kolumu sıkarken gözlerine bakmaya devam ettim. Ben o kadar kolay pes etmezdim.

"Niye hala benim yanımda geziyorsun o zaman Utku?"

Durdu. Kolumdaki baskısı biraz yumuşadı ve suratıma baktı. Sonra ise gözlerini kaçırdı. Kendisi bile bunun cevabını bilmiyordu, o yüzden konuşmaya devam ettim.

"Niye Gökçe'ye gösterdiğin sevgiyi bana gösteremiyorsun? Biz aynı kişiyiz ama sen hiç benimle konuşmamış gibi davranıyorsun."

Gözlerini tekrar bana çevirdi, bu sefer biraz kızgındı.

"Doruk saçmalama. Erkeksin oğlum sen."

Aniden güldüm. "Hiç fark etmemiştim." Dedim alayla.

Kaşlarını çatmaya devam ederken sabır dilenir gibi bir şeyler mırıldandı ve yüzüme baktı. Bunu fırsat bilip sırtımı duvardan hafifçe ayırdım, vücutlarımız arasında santimler varken durup suratına baktım.

"Benden hoşlanıyorsun ve ben bunu sana kanıtlayacağım." Dedim özgüvenle.

Sesini çıkarmadan yüzüme bakarken elimi ensesine koydum ve hızla dudaklarına yapıştım.

Bedeninin donduğunu ben bile hissederken bunun bana engel olmasına izin vermeden bana karşılık vermese de yıllardır yapmak istediğim şeyi yaptım. Sıkıca öptüm dudaklarını. O kadar tatlı geliyordu ki bana, hayal ettiğimden bile daha büyük bir haz hissettim.

Saniyeler sonra bedenim tekrar duvara yapışınca nefes nefese dudaklarından ayrıldım. Öpücük aşırı kısa olsa da ben heyecanlandığım için nefesim hızlıydı.

O da aynı şekilde suratıma baktı. Gözlerinde o kadar çok duygu vardı ki sinirli miydi değil miydi anlayamamıştım.

"Doruk." Diye mırıldandı. Kendine gelmeye çalışıyor gibiydi.

Sırıttım. "Utku." Diye mırıldandım aynı şekilde.

Kendi kendine bir küfür mırıldanıp etrafa bakındı. Etrafta kimsenin olmadığını görünce biraz rahatlasa da sinirli bakışları tekrar beni buldu.

"İlla dayak istiyorsun herhalde sen?" Dedi sinirle. "İğrendim oğlum senden."

"Utku." Dedim gülerek. Gülmemle afalladı. Sırıtarak devam ettim. "Normalde bir insan bir insanın öpmesinden iğrenirse dudaklarını siler."

Gözlerini kırpıştırdı sonra ise hızla bakışlarını kaçırdı. Ben gülmeye devam edince aniden tek eliyle belimi kavradı ve beni kendine bastırarak duvara yaslanmamı sağladı tekrardan.

Gülüşüm kesildi ama sırıtarak yüzüne bakmaya devam ettim. Sinirden ya da onu bozmamdan dolayı olsa gerek nefesi hızlıydı.

"Gülme lan! Vurucam şimdi suratına bir tane.." dedi sinirle.

"Vursana." Dedim mırıltıyla. Vurmayacaktı.

"Doruk.."

Omzuna vurur gibi ittirdim. "Lan madem iğrendin niye yapışıyorsun bana?" Dedim gıcık etmeye çalışır gibi. Daha da sinirlendiğini gözlerinden anlıyordum ve her an patlayacak gibiydi. Amacım da oydu zaten. Utkuyu tanıyordum.

Bileklerimi tutup beni kendine çektiğinde istediğim de olmuştu zaten. Bir eliyle bileklerimi tutarken bir eliyle de belimi sardı ve Dudaklarımda sert bir baskı hissettim. Direkt olarak gözlerim kapanırken agresifçe öpülünce karşılık verdim.

Canımı yakmak ister gibi öpüyordu, öpüştüğüm kişi sevdiğim çocuk olduğu için istediği şekilde öpmesine izin vererek dudaklarımı araladım. O an anlamadım ama ikimizden birinden bir inleme sesi çıktı, çok kısıktı ve nefes seslerimiz bastırmıştı.

Bedenimin tekrar duvara yaslandığını hissederken dilini ağzımın içinde hissettim. Bacaklarım titremeye başlamıştı artık, havanın soğuk olmasına rağmen terlediğimi hissettim. Başımı biraz daha yukarı kaldırarak dudaklarımı emmesine izin verdim.

Bileklerimi yavaşça bıraktı ve belimdeki eli sıkılaşırken diğer elini enseme attı, beni daha çok kendine çekti. Öpüşünden dolayı nefessiz kalsam da bu anı uzun zamandır beklediğim için geri çekilmedim. Onun da buna niyeti yokmuş gibi belimi sıktı.

Dudakları yavaşladı, bu bedenimin daha çok titremesine neden oldu.

Nefes nefese bir şekilde dudaklarını dudaklarından çekti ve gözlerime baktı. Aynı şekilde nefes alırken kendime gelmeye çalıştım. Açık ara hayatımdaki en iyi öpüşmeydi. Daha fazlasını istesem de ara sokakta olduğumuz için adım atamadım.

Ellerini benden çekip geri adımladı ve etrafa bakındıktan sonra tekrar bana baktı. Sinirli değildi, sanırım ne olduğunu ya da ne hissettiğini çözememişti. Kendisiyle savaş verdiğini biliyordum bu yüzden ilk sözü ben söylemedim. Saniyeler geçse de benimle konuşmadı. Ben duvara yaslı bir şekilde ona bakarken arkasını döndü ve uzaklaştı.

İki kelime bir şey söylemesini ya da bağırıp çağırmasını beklerken cidden kaçıp gitmesi beni afallatırken peşinden gitsem mi acaba diye düşünsem de gitmedim. Bu sefer cidden dayak yiyebilme ihtimalim vardı çünkü.

Elma Suyu /Texting/ BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin