Elma Suyu /Texting/ BXB

34: Sevgili Gibi

Utku

Bira şişelerini kucağımda daha fazla tutamadığım için hızla salona girip kotlukta oturan Ozan ve Efe'nin önüne koydum.

Bizim eve gelmiştik ve geceyi bizde geçirecektik çünkü bugün cumartesiydi. Yani erkekler gecesi yapmak için mükemmel bir zamandı. Ozan'ın annesinden yalvar yakar izin alabilmiştik gerçi izin almak için bile bir hafta boyunca kadına dil dökmemiz gerekmişti. Efe kendi evlerindeki Xbox'ı getirip bizim eve kurmuştu Ozan'ın annesi de Ozan'ın eline zorla test kitabı sıkıştırmış her oyun bitişinde yirmi soru çöz diye tembihlemişti.

Bunun dışında benim herhangi bir ailem olmadığı, Efe'nin de annesi ve babası nereye istese gitmesine izin verdiği için rahattık. Tabi Efe'nin ve Ozan'ın ailesi içki içeceğimizi bilmiyordu ama bilmelerine de gerek yoktu.

"Bak ben bu konsolla oynamam ha haberiniz olsun."

Ozan elindeki konsolu yanında oturan Efe'nin kucağına bıraktı sertçe.

"Bende oynamam amına koyayım tuşu bozuk onun." Diye cevap verdi Efe hızla ve elindeki konsolu koltuğa fırlattı.

Bira şişelerinden birini alıp açtım ve bir yudum alırken oturduğum koltukta arkaya yaslandım.

"Ben oynarım bi susun." Dedim ve ikisininde almamak için savaş verdikleri konsolu aldım. Ben sadece içmek istiyordum zaten.

Ozan ve Efe hızla konsolu bana gönderdikten sonra kendi konsollarını aldılar. Efe oyunu hazırlarken Ortada duran cipsten alıp ağzıma attım ve koltukta iyice yayılıp bakışlarımı tavana doğru çevirdim.

Bir yandan da aklım Doruk'taydı tabi. Artık her gün istisnasız mesajlaştığımız için bir saat önce bana babasıyla dışarı çıkacağını söylemişti. Ondan mesaj bekliyordum eve geçip geçmediğiyle ilgili. Farkındaydım iyice sevgili gibi olmuştuk ama bir yandan da saçma bir şekilde böyle olmamız hoşuma gidiyordu tabi..

Ozan ve Efe oyuna başlarken ben elimdeki telefonda oyalandım bir süre.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Ozan ve Efe de kavga ile başladıkları oyunu kavga ile bitirmişlerdi. Ben oyanayacağımı söylemiş olsam da elimi bile sürmemiştim konsola. Canım istememişti. Elimi uzatıp dördüncü biranın da kapağını açarken dayanamayıp telefonu elime geri aldım ve Doruk'un mesajlarına girdim. Son görülmesi üç saat önceydi.

Ne kadar mesaj atıp eve gidip gitmediğini sormak istesem de çok üzerine düşmek istemediğim için yazmadım. Sonuçta aktif falan da değildi yani beni görmezden gelmiyordu.

"Oğlum bu ne lan!?"

Ozan'ın bağırışıyla hazırlıksız yakalandığım için hafifçe irkilip kaşlarımı çatarak yana doğru baktım. Efe de merakla ozana bakıyordu.

Ozan hızla ayağa kalktı ve elindeki telefona öldürecekmiş gibi bakarak konuştu.

"Hassiktir amına koyayım!"

"Ne oldu be? Niye bağırıyorsun?" Dedim kaşlarımı çatarak. Hafif sarhoş olmaya başladığım için kelimeler ağzımda yuvalarlanmıştı sanki.

Efe kalkıp Ozan'ın telefonuna bakmaya çalışırken ozan direkt telefonu sağladı.

"Bakma ebeni sikerim." Dedi hızla. Efe ise kaşlarını çattı benim gibi.

"Söylesene o zaman orospu evladı."

Küfürler her zamanki gibi havada uçuşurken Ozan Efeyi siklemeyip bana döndü.

"Kanka telefonunu aç bi bak Mira'nın hikayesine."

Anlamadan ona baksam da ikiletmeyip zaten açık duran telefonu alıp instaya girdim. Hızla Mira'nın hesabını bulup hikayeler kısmına baktım.