17: Vurmak

2.5K 136 42
                                    




Doruk

"Minerva! Maya'yı rahat bırak!"

Boş evde içeriye doğru seslendim. Kedilerim birbirleriyle kavga etmeye devam ederken bir nefes verip koltukta arkaya yaslandım.

Annemler beni bırakıp teyzemlere gittiği için evde tek kalmıştım ve canım sıkılıyordu.

Saatler önce konuşuruz diye Utku'ya yazmıştım -Gökçe olarak tabi ki- ama cevap yazmamıştı. Miraya yazıp kanka acaba niye geri yazmadı diye sorunca Mira Ozanların mahalledeki kahvede olduğunu söylemişti. Bende belki arkadaşlarıyladır diye teori üretmeyi bırakmıştım.

Oflayarak baktığım tavana biraz daha baktıktan sonra çalan kapıyla kaşlarım çatıldı.

Canım sıkılıyordu evet ama annemlerin erken dönemesini istemiyordum. Salonda takıldığım zamandan alıyorlardı.

Kalkıp koridora girdim ve alacaklı gibi çalan kapıdan dolayı annemlerden başka biri olduğunu anladım.

Kaşlarımı daha çok çatarak kapıya yaklaştığımda gece vakti olduğu için anlık olarak ürktüm.

Çok fazla seri katil belgeseli izlediğim için açıp açmamak konusunda kararsız kalsam da kapıyı açtım.

Gördüğüm koyu renk gözler afallamama sebep olurken resmen elim ayağım boşaldı.

"Utku..?"

Gözleri.. çok sertti.

Aniden beni omzumdan ittirip içeri girdi ve kapıyı kapattı. Arkaya doğru sendeledim şaşkınlıkla.

"Ne.. ne oldu?" Dedim şaşkınlıkla ona bakarken. Sinirden dişlerini sıkıyormuş gibi durarak gözlerime baktı.

"Beni kandırabileceğini mi sandın?"

"Ne?" Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Kalbim aşırı hızlı atıyordu ve onu kendi evimde görmek beni daha da afallattı.

Üzerime doğru gelmeye başlayınca elimde olmadan geriye doğru adımladım.

"Planın neydi? Beni kendine aşık ettikten sonra sikik bi intikam falan mı planlamıştın?"

Kaşlarım çatılırken sırtım duvara değdi. O an geçirdiğim şoktan dolayı ne olduğunu anlayamazken üzerime ilerlemeye devam etti. O kadar korkunç duruyordu ki yutkundum. Tüm bedenim ürperdi.

"Cevap versene." Dedi sinirle. Bu kadar sinirli olmasına rağmen kendini tutuyor gibiydi.

İşte o an beynim yerine geri gelmiş gibi ne olduğunu anladım.

Öğrenmişti.

Cidden öğrenmişti.

Nefesim daha da hızlanırken gözlerine baktım. Bu konu yüzünden onu sinirli görmek özgüvenimi çok kötü düşürdü. Aşırı kötü hissettim. Ama üzülmenin yanı sıra aynı zamanda korktum. Korkudan tüylerim diken diken oldu çünkü Utkuyu biliyordum. Kaç kere okul çıkışı insanları sıkıştırıp dövdüğünü gözlerimle görmüştüm. Boks geçmişi olduğu için de baya güçlüydü. Hiç dayak yemesem de biliyordum.

Bu yüzden daha da ürperdim.

"Doruk! Konuşsana deli etme beni!" Gürleyerek elini kaldırdığında istemsizce irkildim.

Benim irkildiğimi görünce anlık olarak tereddüt etse de elini sert bir şekilde yanımdaki duvara indirdi.

"Utku.." diye mırıldandım gözlerine bakarken.

Göz temasını kesmedi ama kaşları daha çok çatıldı. Diğer eliyle çenemi sertçe kavradı. O kadar sert kavramıştı ki gözlerim doldu.

"Kes amına koyduğum sikicem belanı şimdi!" Diye bağırdı yüzüme doğru.

Bütün bedenim titrerken çenemi sanki olabilirmiş gibi daha da sert kavradı. Canımın acısı çok daha fazla hissedilirken dolu gözlerime yüzüne baktım.

Dişlerini sıkıyordu hala.

"Telefonunu ver."

Kaşlarım çatılırken aniden yüzüme vurmasıyla acıyla bir ses çıkardım. Kafam yana doğru savrulurken gitmeme izin vermedi. Bedeniyle benim bedenimi sıkıştırdı.

"Çıkar lan telefonunu!"

Bağırmasıyla hızla cebimdeki telefonu çıkarıp ona uzattım. Elimi çeker gibi telefonu benden aldı ve tek eliyle çenemi geri tutarken diğer eliyle telefonun ekranını açtı.

"Şifre?" Dedi beni boğmamak için zor duruyormuş gibi bir sesle.

"1989"

Kaşlarını çatıp bana baksa da nedenini sormadan şifreyi girdi ve telefonumda gezinmeye başladı.

Nefesim hala hızlıyken yanağımın ve çenemin acısıyla ona bakmaya devam ettim.

Bir yandan da çok kötü hissediyordum. Bana böyle davranıyor olması.. gerçi ne bekliyordum ki?

Uzun süre telefonumda gezindi bu süre içerisinde çenemi asla bırakmadı. Artık çenemi hissedebildiğimden bile emin değildim.

En sonunda gözleri beni buldu. Hala çok sert bakıyordu. Yüzümde gezindi. Çenemdeki baskıyı azaltınca resmen sevinçten ağlayasın geldi çünkü canım yanıyordu.

"Bak bana." Dedi sert bir sesle. Gözlerim hemen gözlerini buldu.

"Bittin oğlum sen. Hayatın bitti bundan sonra. Benim ellerimde her şey." Dedi tehlikeli bir sesle. "Anladın mı lan!?"

Tekrar bağırınca korkuyla başımı salladım hızla.

"Aferin." Yanağıma vurdu iki kere hafifçe.

Gözleri anlık olarak üzerimde ve etrafta gezindi. Benim bedenim hala bir yaprak gibi titrerken sert gözleri beni tekrar buldu.

Ben ağzımı açıp bir şeyler söyleyemeden suratıma hızla geçirdiği yumrukla kendimi tutamayarak yere oturdum.

Canım o kadar yanmıştı ki göz yaşlarımın akıp gittiğini hissettim. Hem kalbim hem de yüzüm deli gibi acıyordu ve ben hangisi daha fazla acıyor diye düşünememiştim.

"İbne." Dedi tükürür gibi ve geldiği kapıdan hızla çıktı.

Çarpan kapı irkilmeme sebep olurken dizlerimi kendime çekip acıyan çenem ve kanayan burnumla çıkıp gittiği kapıya baktım bir süre.

Ağlamam histerik hıçkırıklara dönerken hissettiğim hayal kırıklığı ve üzüntünün hadde hesabı yoktu. Bitmiş gibi hissediyordum.

Ve cidden hayatım onun elindeydi.

Mahvolmuştum.

—

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elma Suyu /Texting/ BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin