52: Para Meselesi

434 42 7
                                    





Doruk



"Kanka bi ara cidden nihal gibi sınavın ortasında bayılasım geldi kendimi zor tuttum Allah çarpsın"

Sınavdan çıkmamızın üstüne bir de hava Lut çölündeymişiz gibiydi. Güneşin kafamı delerek beynime işlediğini hissederken öbür taraftan beynime mal mal konuşmasıyla işleyen Efe'yi dinliyordum.

"Hayır bi de Türkçedeki paragraflar amıma koydu gerçekten. Ben bu gidişle üniversiteye yerleşmeyi bırak kapısından geçemeyeceğim."

"Boşver be kanka.. ülkenin A101 kariyerine de ihtiyacı var."

Efe dediğim şeyle yürürken güldü.

"Onun için bile üniversite mezunu olmak gerekiyor valla."

Benim sınavın ise gerçekten çok iyi geçmişti. Tabi bunu dile getirip nazara gelmek istemiyordum çünkü millete bok gibi geçti dersem daha iyi bir sonuç elde edeceğime dair bir inancım vardı.

Efeyle beraber biraz daha yürüdük. Zaten sınava girdiğimiz okul bizim mahallenin oldukça yakınında olduğu için ikimizde ailelerimizin yanımızda olmasını istememiştik. Ben zaten sırf bu yüzden efelere kaçmıştım çünkü annem susmak bilmiyordu.

"Kanka çabuk!!"

Efenin yolun ortasında aniden bağırmasıyla düşüncelerimden resmen sıçradım. Hızla yanımdaki kumral çocuğa döndüm.

"Ne var oğlum??"

"Kanka çabuk Utku'yu ara! Çıkınca ara demişti 2 dakika geçti çıkalı!"

"Efe amına koyayım senin.." diye mırıldandım korktuğum için. Efe mallığından bana bakmaya devam ederken kendi kendime söylenerek yürümeye devam ettim. Telefonları yanımıza bile almamıştık evden sadece kimlik ve belgeyle çıktığımız için gerek kalmamıştı.

"Ne var ya.. sonra bana kızar falan Allah korusun." Diye cevap verdi yürümeye başlayan Efe.

"Üç dakika aramadım diye gebermez herhalde kanka." Dedim alayla ama aniden ya geberirse düşüncesi beynimi istila etti.

Allahım, sevmek böyle bir şey miydi?

Efelerin evi mahallenin çıkışında kaldığı için kolaylık olsun diye otların içinden geçerek arkadan dolanırken aklıma buranın Serhat abinin deposuna ne kadar yakın olduğu geldi. Yani en azından üç dakika falan sürerdi. Yanımdaki efeye baktım direkt olarak ve kolunu tuttum durması için.

"Efe, acaba iki dakika Utku'nun yanına mı uğrasak?"

Efe sorumla beraber önce etrafa bakındı sonra da bana döndü.

"Ya kızarsa çat kapı geldik diye?"

Kaşlarını çattım direkt olarak.

"Niye kızsın? Sevgilisiyim ben."

"Doğru azarı ben yerim."

Gözlerimi devirdim direkt olarak. Sonra ise Utku'ya acaba habire ziyaret ederek kötülük mü yapıyorum diye düşündüm. Sonuçta götünü yırtıyordu resmen para kazanmak için, doğru düzgün uyumuyordu bile ve ben boşu boşuna onu rahatsız etmek istemezdim. Hem özlemim hem mantığım çatışmaya başlarken ofladım ve kararımı verip depoya doğru efeyi peşimden sürükledim.

"Sadece bakacağım kapıdan, beni görmeyecek bile."

En azından yüzünü görmek istiyordum çünkü deli gibi özlemiştim. Birkaç gün sonra zaten boş günü olacaktı ama kalbime söz geçiremiyordum sanırım cidden aşkımdan dağları delmeme az kalmıştı.

Elma Suyu /Texting/ BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin