Kitap

29 20 0
                                    

Lale kafasındaki düşüncelerle kardeşlerini almak için okulun yolunu tuttu. Artık kararlıydı, kimsenin ona böyle davranmasına izin vermeyecekti. Çok çalışacak, gerekirse diğerlerinden on kat daha fazla çalışacaktı. Öyle başarılı olacaktı ki insanlar bir daha ona acımaya cesaret edemeyeceklerdi. Çok iyi anlamıştı ki insanlar, karşısındakine saygı duymak için sadece paraya ve sosyal statüsüne bakıyordu. Kimse ah canım sen ne iyi kalpli birisin demiyordu. Güç paraydı, güç kariyerdeydi. Bak Serra'ya yürüdüğü zaman yeri titretiyordu çünkü güçlüydü çünkü para ondaydı. Ama Serra da hak etmeden bu gücü elde etmişti. Mehmet ile evlenmesi ona bütün kapıları kolayca açmıştı. Lale bir kez daha Serra'ya sinirlendi. Kendisinin çırpınarak başaramadıklarını Serra gibiler bir el şıklatmasıyla elde edebiliyordu...

Bunları düşünerek evinin yanındaki markete girdi. Biraz un ve birazda çocukların en sevdiği olan makarnadan aldı. Kasada ücreti ödeyip, poşete para vermemek için el çantasına bir güzel sıkıştırdı aldıklarını. Akşama makarna yapıp Ali ve Umut'u sevindireceği için çok mutluydu. Bu mutlulukla okulun yolunu tuttu. Çocukların sesi daha okula gelmeden birkaç sokak öteden duyuluyordu. Arı kovanının içindeki uğultu gibiydi. Lale bu sesi severdi çünkü bu ses ona mutluluğu tanımlardı. Çocuk sesinden ve çocuk kahkahasından daha güzel bir şey var mıydı?

Son zilin sesiyle bütün çocuklar kapıya doğru koşturmaya başladı. Lale önce Ali'yi gördü, kalabalık arasında kardeşini arıyordu. Lale ''Ali buradayım!'' diye seslendi. Az sonra Umut koşarak yanlarına geldi. Beraber eve doğru yürüdüler. Eve yaklaştıklarında Lale çantasının derinliklerinde olan anahtarını arıyordu. Makarna paketini çıkartınca anahtarı ancak görebildi. Anahtarı anahtar deliğine sokmak için yönelmişti ki kapının tam önünde beyaz bir paket gördü. Eğilip paketi aldı, kapıyı açtı ve içeri girdiler. Bu sırada çocuklar makarnayı çoktan görmüş ve aralarında ketçaplı mı yoksa yoğurtlu mu yiyeceklerini tartışıyorlardı. Lale diğer odaya gidip beyaz paketi açmaya başladı. İçinden normal boyutlarda olan bir kitap çıkmıştı. Ancak bu kitap bir yayın evinden çıkmış gibi durmuyordu. Daha çok matbaada bastırılmış sonra da kendi imkanlarıyla sayfaları birbirine tutturulmuş gibiydi. Kitabın kapağında büyük harflerle SON YAZ yazıyordu. Sanki binlerce kişi okumuş gibi yıpranmıştı. Lale tam kitabın kapağını açtı ve okumaya başlayacaktı ki içeri Umut girip ''Makarnayı hemen yap, lütfeeen. Çok acıktım ve canım çok makarna çekti!'' diye bağırdı. Onu kıramayan Lale hemen elindeki kitabı çekmecesine koydu ve kimin bunu kapısına koyduğunu merak ederek mutfağa gitti. Acaba başka birine bırakılacakken kendisine mi bırakılmıştı? 

Son YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin