Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Büyük Hayal
♫⋆｡♪ ₊˚♬ ﾟ.
|Bang Chan|
Üzerinde çalıştığım yeni bir beat vardı. Aylardır istediğim gibi olmadığı için birkaç değişiklik yapmış ve sözleri ilk defa dün gece yazmıştım. Bunun sebebini ise biliyorum: Kim Mil.
Bugün ona en baştan başlamayı teklif ettiğimde gözlerindeki bakış benim için ilham kaynağı olmuştu. Sözleri yazarken de yüzü aklımdan çıkmıyordu. Bu şarkı onun için miydi bilmiyorum ama onun sayesinde olduğu kesindi.
Her şey kafamda oluşmuş olsa da beni rahat bırakmayan canım ev arkadaşlarım yüzünden çalışamıyordum. Sorulara dayanamayıp gitarımı kenara bıraktım ve Changbin'e döndüm, "Anlattım ya, neyini anlamıyorsun?"
"Nah anlattın! Mil ile en baştan başlamaya karar verdik dedin. Ulan sizin bi' ilişkiniz yoktu ki en başına dönesiniz? Yine arkadaş ayağı mı çiziyorsunuz onu anlamadım?"
Min Ho, "Al benden de o kadar! Şunu doğru düzgün anlatsana"
Derin bir iç çektim, "Bilmiyorum tamam mı? Ona karşı ne hissettiğimi bilmiyorum ama ondan uzak kalmak istemiyorum. Belki de sadece arkadaşlığımızı özlemişimdir, eski günlerdeki gibi olmak istiyorumdur? Geçmişi silip iki arkadaş gibi baştan başlayacağız işte."
"Ya hala sana aşıksa? Eğer sen ona karşı bir şey hissetmiyorsan bir kez daha onu inciteceksin. Bu sefer bok arkadaş olursunuz, söyleyeyim. Haksız mıyım Min Ho?"
Min Ho kafasını salladı, "İlk defa Changbin'e katılıyorum. Mil bu süreç içerisinde senden hoşlanmaya devam eder de sen hala hiçbir şey hissetmiyor olursan büyük sıkıntı çıkar... Ama iyi tarafından bakmak lazım: ondan uzak kalmak istemediğine göre sende de bir şeyler var."
Yutkundum, "Bilmiyorum... Ben de bunu anlamak için baştan başlamak istiyorum ya zaten. İki yıl boyunca onu merak ettim, endişelendim. Ne hissettiğimi bilmiyorum ama onunla olmayı seviyorum. Bu yeni bir şey değil çocuklar, biz eskiden de birlikte çok eğlenceli vakit geçirirdik bilirsiniz. Her şey olması gerektiği gibi ilerliyor sadece."
Min Ho derin bir iç çekti, "Evet, yakındınız... Umarım her şey yoluna girer dostum, ikiniz için de iyi şeyler olmasını istiyorum artık."
"Sağol kardeşim, umarım..."
Changbin, "Peki yarın ne yapacaksınız?"
Gülümsedim, "Boys' Revolution hayranıymış, Mil'i onlarla tanıştıracağım."
"Çakala bak kızı nereden tavlayacağını iyi biliyor." diyen Changbin'in kas torbası omzuna sertçe vurdum, "Ne tavlaması lan!?"
İkisi de üstüme gülerken gözlerimi devirdim. Amacım Mil'i tavlamak değildi! Yani... Değil işte ya! Sadece onunla eskisi gibi keyifli vakit geçirmek istiyorum, bu tuhaf bir şey değil ki? Of... Bilmiyorum!
