Şehirden Uzak
♫⋆。♪ ₊˚♬ ゚.
"Tanrı, göğü yıldızlarla süslemiş bizim için; ama şehir ışıkları yüzünden onları göremiyoruz bile."
Yanımda uzanan Chris'in bakışlarının bana döndüğünü hissedebiliyordum ama gözlerimi karanlık gökyüzünden ayırmadım, daha doğrusu şehrin çeşitli ışıkları yüzünden adam akıllı kararmayan gökyüzünden.
"Keşke Seoul'ün bütün elektriği birkaç saatliğine kesilse."
Gülümsediğini hissettim bu sefer, kafamı ona çevirdim. Başımın altındaki hırka sayesinde kiremitler kafama batmıyordu ama Chris başının altına kollarını koyduğu için pek de rahat olmadığını tahmin edebiliyordum. Zaten ben uyuyamayınca benimle birlikte çatıya çıkıp yıldızları izleyerek uykusundan fedakarlık yapmıştı, tabii yıldızları göremiyorduk orası ayrı.
"Dikkatli bakarsan birkaç tanesini görebilirsin, hepsini görmenin verdiği mutluluk başkadır tabii ki ama bunun için Seoul halkını elektrikten mahrum etmeye gerek yok."
"Ne yapacağız o zaman?"
"Sen bana güven, halledeceğim. Aslında yıldızları bu kadar sevdiğini bilmiyordum, bilseydim daha önceden ayarlardım."
Aklıma gelen çocukluk anılarımla tebessüm ettim.
"Ben küçükken Laura'nın Yıldızı diye bir çizgi film vardı. Laura yere düşüp kırılan kocaman bir yıldızı tamir ederek tekrar gökyüzüne gönderiyordu ve böylece çok yakın arkadaş oluyorlardı. Laura bütün derdini veya gün içinde olan biteni anlatmak için heyecanla gece olup yıldızların görünmesini bekliyordu. O zamanlar böyle bir şeyin gerçek olabileceğine inanmıştım, kendime bir yıldız seçmiştim çocuk aklımla."
Chris küçük bir kahkaha attı, "Çok tatlı."
Ben de güldüm ve devam ettim, "Dedemler bana ukulele almadan önce en yakın arkadaşım yıldızlardı. Çoğul konuşuyorum çünkü her gece yıldızımı kaybedip başka bir tanesini seçiyordum." dediğimde bu sefer daha yüksek sesle gülmüş ve yanağımı sıkmıştı. Ona çocukluk anılarımdan fazla bahsetmediğim için ne kadar hoşuna gittiğini anlayabiliyordum.
"Sonra onuncu yaş günüm geldi ve biricik ukulele ile tanıştım, yıldızları unuttum. Ama tek sebep bu değildi."
"Neydi? Ukulelene kavuşunca yıldızları satmanın güçlü bir sebebi olmalı." dalga geçtiğini bilsem de gülemedim, zamanın akışına kızıyordum içimden.
"Büyüdüm Chris... Büyüdüm, Laura'nın Yıldızı final oldu, Seoul caddeleri daha da ışıklandı; hiçbir şey eskisi gibi kalmadı. Artık gökyüzüne bakınca şehir ışıklarının aydınlattığı bir gece manzarası vardı."
Onun da gülüşü yavaşça kaybolurken tekrar gökyüzüne baktım, "Şuraya baksana... Sanki yıldızlar şehrin tüm kalabalığından, gürültüsünden saklanmak ister gibi göstermiyorlar kendilerini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleatory | Bang Chan
FanfictionMelodiler, ritimler, sözler ve notalar; bir de benim küçük ukulelem. 27.12.2023 ©adoyyakli