Yeniden Karşılaşmak
♫⋆。♪ ₊˚♬ ゚.
2 Yıl Sonra
Zincirini kırmış köleler gibi kaçan hevesim yüzünden hayatımda birtakım değişiklikler oluşmuştu.
Bu değişikliklerin beni kötü yönde etkilemediğini bildiğim için üzülmüyorum, fakat ya hala müziğe olan ilgim devam etseydi şimdi nasıl olurdu diye düşünüyorum. Sanırım şu anki durumumdan çok da güzel olmazdı. Orta düzeyde bir konservatuvar öğrencisi olurdum.
Şimdiyse birkaç dakika önce Hankuk Yabancı Diller Üniversitesi'ne kabul edildiğini öğrenen mutlu bir öğrenciden başka bir şey değilim.
Konservatuvardan vazgeçişim bir gecede olmamıştı, ama bir geceyle başlamıştı. İki sene önce apartmanın önünde Chris tarafından reddedilip odama dönerek ağladığım gece, aslında her şeyin değişeceğini biliyordum. Artık gitar ya da piyano çalmayı öğrenmek istemiyordum. Kimseye müzik de öğretmek istemiyordum. Bunun olacağı o gece ilk sinyallerini vermişti çünkü babamın aldığı klavyeyi bir deli öfkesi ile paramparça etmiştim.
Bunu yaparken kollarımı yaraladığım için hazır olan bahanem sayesinde de ailemi bir kazaya ikna etmiştim. Dolabımın üstünden bir şey almak isterken ayağımın kayıp klavyenin üstüne düştüğüm yalanına inanmışlardı.
Babam klavyenin tamir edilemeyecek kadar bitik bir halde olduğunu görünce yenisi alacağını söylemişti. Ben ise buna gerek olmadığını, çünkü artık piyano çalmaktan keyif almadığımı söylemiştim. Derslere sadece iki kere giderek buna karar veremeyeceğimi söyleyerek itiraz etseler de eninde sonunda benim dediğim olmuştu; piyano kursundan kaydımı sildirmiştik.
Babama bana gitar almasına da gerek olmadığını söylemiştim. Artık tutkuyla akustik melodiler dinlemiyordum ama hala ukulelemi çok seviyorum. Ara sıra bir şeyler çalıyorum hobi olarak.
O günlerin ardından tüm depresifliğimle derslere odaklanmaya başlasam da bir yandan kendimi dizi ve filmlere kaptırmıştım. O dönemlerde izlediğim Amélie, The 7 Lives of Lea, Pride and Prejudice, Call My Agent ve The Pianist gibi seriler sayesinde bende Fransa ve Fransızca aşkı oluşmuş, deli gibi bu ülkeye merak salmıştım. Böylece okuldan sonra Fransızca dersleri almaya başlayarak bir sertifika kazanmıştım. Ardından üniversitesi sınavına Fransızcadan girerek Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandım.
Kazandığımı biraz önce öğrendiğimiz için ailemin telefonları susmazken ben kendimi odama kapatmakta buldum çareyi. Onlar beni öve dursun, ben Sue'yi aramıştım. O da aynı üniversitenin İngilizce bölümünü kazanmış. Üniversitede de ayrılmayacak olmamız mutluluğuma mutluluk katarken salonda tanıdık bir ses duydum.
Hae teyzeydi bu.
Chris gittiğinden beri onlarla eskisi kadar yakın değildim, daha doğrusu olmamaya çalışıyordum. Yemek davetlerine bahane bularak evde kalıyor, onlar geldiğinde ise başka bir bahane ile dışarı çıkıyordum. Bana Chris'i hatırlatacak her şeyden uzak kalıyordum. Bana verdiği yunus pelüşü ve atkıyı da bir kutuya koyup dolabımın üstüne, en arkaya koymuştum. Göz ucuyla bile görmeyeceğime emin olduğum kutunun üstü toz içinde olmalı şu an...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleatory | Bang Chan
FanfictionMelodiler, ritimler, sözler ve notalar; bir de benim küçük ukulelem. 27.12.2023 ©adoyyakli