Bağlandı
♫⋆。♪ ₊˚♬ ゚.
Dün film gecesi yapamasam da bu sabah mükemmel bir enerji ile uyanmış ve sabah duşumu alıp maske yapmıştım. Saçlarıma da tamamen keyfi olarak maşa yaptığım için Karmen gibi lüle lüle saçlarla evin içinde gezerken bir de karamelli frappe yaparak kendimi ödüllendirdim.
Dün geceden beri içimde acayip bir mutluluk var. Sanki Chris ile ilk tanıştığımız günlere geri dönmüştüm. Hatta o günlere kıyasla çok daha
iyiydik çünkü ilişkimiz artık abi-kardeş durumundan kurtulmuştu!Tamam belki sevinmek için çok erkendi ama şu birkaç gündür yaptıkları, söyledikleri benim için çok özeldi.
Frappenin üzerine kremşanti de ekleyip salondaki geniş koltuğa yayılarak Weekly Idol izlemeye başladım. O esnada aniden televizyonla arama hatta dibime giren YEŞİL SURATLI Sue yüzünden çığlık atarak geri çekildim. Tanrım... Ödüm koptu!
"Ne yapıyorsun be!?"
"Ne içiyorsun? Bana da ver." elini uzattığında bardağı ona verip oturması için kenara çekildim. Yanıma oturdu, içecekten birkaç yudum aldıktan sonra geri verdi ve yüzüme dik dik bakmaya başladı, "Saçların..."
Kaşlarımı çattım, "Kötü mü olmuş?"
"Hayır, çok güzel olmuş ama maşa yapma zahmetine girip de evde oturacak kadar seviyor musun gerçekten bu hayatı?"
Gülümsedim, "Heheh, hayat ara sıra benim de yüzüme gülüyor." suratındaki yeşil şeyle bakmaya devam ettiği için gülmeyi keserek, "Ay bu ne suratındaki? İğrenç görünüyor!"
"Kil maskesi yaptım, cilde iyi geliyor. Senin o kağıt maskelerinden daha iyidir."
"En azından ben bakım yapacağım diye insanları korkutmuyorum. Resmen salonun ortasına koca bir Shrek girdi sandım!"
Maskesi yüzünden hafif bir kahkaha atarak arkasına yaslandı. Etrafa baktım, "Sua unnie nerede?"
"Markete gitti, birkaç eksik varmış. Sen niye hafta sonu bu kadar erken kalktın?"
Elimdeki bardağı masaya bırakıp heyecanla ona dönerek bağdaş kurdum, "Uyuyamadım! Çok tuhaf hissediyorum, eski günlerdeki gibi..."
İmalı bir şekilde, "Hm? Ne oldu ki?" dediğinde ona dün olanları kısa bir özet geçtim ve best MilChan shipper olan Sue'nin gözlerinden kalpler çıkmasını sağladım. Cidden anlattıklarımı dinledikten sonra benden bile daha mutlu görünüyordu.
"Ya bu iş oldu be! Çıkma teklifi yakındır, söyleyeyim."
Yüzümü buruşturdum, "Çıkma teklifi nedir ya? Bir şeyler oluyor işte, ben de bilmiyorum. Sanırım geçmişi telafi etmeye çalışıyor."
"Etsin etsin, iyi olur. Ama hep ondan bir adım beklemek yerine sen de bir şeyler yap bence."
"Ne yapabilirim ki ben?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleatory | Bang Chan
FanfictionMelodiler, ritimler, sözler ve notalar; bir de benim küçük ukulelem. 27.12.2023 ©adoyyakli