Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşırı Düşünmek
♫⋆｡♪ ₊˚♬ ﾟ.
|Bang Chan|
Hayatım boyunca belli başlı hedeflerim oldu. Her zaman bir sonraki planım hazırdı, ne yapmak istediğim belliydi, nereye gitmek istediğimi biliyordum. Düzenli bir yaşam için daha ortaokuldayken işleri yolunda ilerletmeye başladım. Şimdilerde bu düzen yavaş yavaş bozulsa da şikayet ettiğim bir durum yoktu.
Daha geç uyumaya başlamıştım, çalışma saatlerim gün doğumunu buluyordu. Uykusuzluk gibi bir problem oluşmuştu hayatımda. Ama iyi bir gelecek için bazı şeylerden fedakarlık yapmak gerekiyor işte. Ben de her zaman yaptığım gibi olaylara pozitif yaklaşıyorum ve bu iyi hissettiriyor. Bu yüzden kendime koyduğum hedeflere ulaşmak için biraz yorgunluk ve uykusuzluğun beni yenmesine izin vermek istemiyorum.
Avustralya'dayken de eğitim hayatımı ve müziği her şeyin önünde tuttum. Tüm bunlar; benim, yazdığım pek çok şarkının ana fikri olan aşk kavramından uzak kalmama neden olmuştu. Aşkı bizzat yaşayamadım, yaşamak için vaktim de yoktu. Zaten aşk şarkısı yazmak için aşık olmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Bu sadece hissiyat ve yeteneğe bağlıydı.
Bana göre aşk yanlış ya da saçma bir şey değildi elbet, sadece acı verici olduğunu düşünüyordum.
Bunu özellikle iki yıl önce birinin gözlerinde gördüm...
Kim Miley... Ah, hayır üzgünüm; Kim Mil.
Mil'e, onunla aramızda bir şey olamayacağını açıklarken oluşan yüz ifadesini asla unutamıyorum. Göz bebekleri titremiş, utançtan yanakları kızarmış, zorlukta yutkunmuş ve gözleri dolmuştu. O an belki benden nefret etse de onun için gerçekten çok üzülmüştüm. Beni acımasız biri olarak görmemesi için elimden gelen en yumuşak konuşmayı yapmaya çalışsam da biliyordum ki reddetme konuşması hiçbir zaman iyi hissettirmez.
“Senin için asla ukulele çalmayacağım.”
O kadar kötü hissetmiştim ki, bu cümlenin altında yatan anlam her şeyden daha acı vermişti. Bana benim en sevdiğim şarkıyı çalmak için çalışacağını söylemişti çünkü özel bir an olsun istemişti, bu yüzden de en sevdiğim şarkıyı bulmak için bana zaman vermişti. Bunu çok sonradan anladım, Mil'i görmeyeli aylar geçtikten sonra. O zamanlar sadece tatlı bir kız çocuğuydu benim için, hareketlerinden anlayamamıştım hislerini. Müzikten başka bir şeyle ilgilenemiyordum ki.
Her şey o masum öpücük ile ortaya çıkmıştı.
Sadece gözlerimi dinlendiriyordum. Film bitince Mil'in heyecanla konuştuğunu duysam da o an gözlerimi açmak istememiştim nedensizce. Aslında aklımda sadece eğlenmek vardı. Ama Mil'in dokunuşlarını hissettiğimde tuhaf hissetmiş, gözlerimi açmamam gerektiğini düşünmüştüm.
