Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tembellik Günü
♫⋆｡♪ ₊˚♬ ﾟ.
Dudaklarımda art arda hissettiğim öpücüklerle uyanırken ilk gördüğüm şey Chris'in mükemmel gülüşüydü. Cennete falan mı düştük, bu gerçek olamayacak kadar iyi çünkü?
"Günaydın."
Chris mükemmel olabilirdi ama ben şu an uykusunu alamamış tembel hayvan gibi hissediyorum. Dün sojuyu fazla kaçırınca sabah böyle olacağını tahmin etmem gerekiyordu, başım çatlıyor!
"Gün falan aymadı, yat uyu." diyerek boynuna sarılıp onu yatağa çektiğimde kahkahası kulaklarıma doldu. Tabii ki uyumam için beni rahat bırakmayacaktı, ne zannediyordum?
"Görmeyeli güçlenmişsin?" kollarını belime sardı, "Hadi kalk artık, sana kahvaltı getirdim. Üyeler vlog çekmek için erken çıktılar, baş başa kaldık madem biz de günü değerlendirelim."
"Sarılıp uyuyarak da değerlendirebiliriz."
"Mil." üstümden kalktı, "Birkaç lokma ye hiç değilse. Hem senin saatten haberin var mı?"
Birileri tatil günlerinde öğleden önce uyanmadığımı Chris'e söylemeli.
"Kaç?"
"On buçuk! Hadi kalk." sanki çok geçmiş gibi konuştuğunda gülmemek için kendimi zor tuttum. Şapşal ya. Şapşal ve sağlıklı.
On buçuktan önce uyanabildiği için benim tarafımdan taktir edildi şu an.
Yine de onu ikiletmemek için oturur pozisyona geçtim ve ellerimle saçlarımı düzelttim. Uyanır uyanmaz prenses gibi olanlardan değilim ama Chris'e karşı rahattım, bu yüzden hiç de çirkinim triplerine giremem. Beni her halimle seviyor gamzesini ısırdığım.
Kahvaltı tepsisini kucağına koydu ve elleriyle beslemeye başladı, hayatımın en güzel kahvaltısını yapıyor olabilirim ama bunun sahanda yumurta ya da taze salatalıkla hiçbir alakası yok.
Cherry domateslerden de yedikten sonra Chris'in uzattığı çatalı ittirdim, "Bence yeter bu kadar."
Kafasını salladı tepsiyi alırken, "Portakal suyunu iç bari." bardağı bana verip tepsi ile yataktan kalktı. Birkaç yudum alarak bardağı yarıladım ama daha fazla içebileceğimi zannetmiyordum. Nedensizce iştahsız hissediyorum. Aslında pek de nedensiz değil, soju bana yaramıyor. Ama en azından başım ve midem şimdi çok daha iyi durumda.
Chris yatağa döndüğünde yanında daha fazla paspal durmak istemediğim için makyaj çantamı alarak lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve saçlarımı tarayıp yüzüme gündüz losyonu sürdüm, en azından cildimi parlak gösterirdi. Çilekli lipbalm da sürdükten sonra lavabodan çıktım. Çantamı kenara bırakıp Chris'in yanına oturdum. Telefonuyla ilgileniyordu, yanına oturunca hemen kolunu omzuma attı.
