15. BÖLÜM YALNIZLIĞIN ŞEFKATİ

51 5 1
                                    


Bu hayatta babası annesini öldürmüş bir kız çocuğu oldunuz mu?

Annenizin sonunu babanızın elleriyle yazıldığı oldu mu peki?

Benim oldu.

Gözlerimin gördüklerine inandım, duyduklarıma bile inanmamıştım. Hayat gördüklerimizin çerçevesinde canlanan bir akış değil miydi?

Bende akışa şahit oldum işte. Gözlerim annemin sonunun yazıldığı akışı benim hayatımda canlandırdı. Annemizi kaybettiğimiz gün aslında babamızı kaybetmiştik biz. Artık kimsesiz kız çocuklarıydık.

Bora'ya söylediğim gerçekle orada birkaç saniye asılı kalsam da tek bir kelime etmeden öylece ona arkamı dönerek karargâhın bahçesinin içinde bulunan lojmana doğru adımlamıştım.

Gerçek artık sadece bende değildi. Bora da gerçeğime çekilmişti ve ben bu gerçeklerle nasıl ilerleyeceğimi bile bilmiyordum.

Hangi ara evime geldim, koltuğuma oturdum, camdan bulutların arasında bir gözüken bir kaybolan ayı izliyordum bilmiyordum. Tüm gerçekler bende kaybolmuştu sanki.

Yatak odama ilerlemeye başlamıştım. Üstümdeki üniformayı bir çırpıda çıkarmış yatağımın üstüne düzgünce bırakmıştım. Duş almaya mecalimin olmadığının farkında olduğumdan dolaptan önüme çıkan ilk ev kıyafetlerimi üstüme geçirmeye başlamıştım. Saçlarımı da sıkı sıkı atkuyruğu yaptığım lastikten kurtarmış, saçlarımı özgürlüğüne kavuşturmuştum.

Bir süre etrafa boş boş baktıktan sonra mutfağa gidip kahve yapmaya karar vermiştim. Kaç gündür doğru düzgün yemek yiyordum bilmiyordum. Karnımın aç olduğunu bile hissedemiyordum, gece gündüz sürekli kahve ile besleniyordum.

Sütsüz, şekersiz, sert bir kahve...

Tıpkı hayatıma benzeyen bir kahve modeli...

İçini sıcak filtre kahvem ile doldurduğum kupama ellerimi sararak yavaşça koltuğuma yerleşmiştim. Koltuğun üstünde duran telefonumu elime alarak evdeki ses sistemine bağlayarak gözlerimi kapatmış ve elimin değdiği ilk şarkıyı açmıştım.

Evin içinde Selçuk Balcı'dan Anlatamam Derdimi yankılanmaya başlamıştı.

Anlatamam derdumi da denizun dalgasina
Anlatamam derdumi da denizun dalgasina
Alup götürdü yari da bakmadi arkasina
Alup götürdü yari bakmadi arkasina

Gözlerumdeki yaşi da mendil kurutamadi
Bu nasil sevda idi yürek unutamadi
Gözlerumdeki yaşi mendil kurutamadi
Bu nasil sevda idi yürek unutamadi

Duman dağdan yukari da yarini mi arıyor
Duman dağdan yukari da yarinimi arıyor
Ben yari saramadum da duman daği sarıyor
Ben yari saramadum duman daği sarıyor

Şarkının her bir sözü yankılandıkça gözlerimdeki gözyaşlarına yenileri eklenmeye devam ediyordu. Acılarım, kaybettiklerim ve kaybedeceklerim beynimin içinde dört dönerken ben bu hayatta nasıl dik duracaktım, onu düşünüyordum.

Her ayağa kalktığımda sırtıma başka ağır darbeler alıyor ve yere geri kapaklanıyordum. Bu zamana kadar kimse beni düştüğüm yerden kaldırmamışken şimdi niye kaldırılmayı bekleyen bir duygu içinde yaşıyordum ki.

Yaşadıklarımda yaşattıklarımda ağırdı. Herkes için, benim için hep ağır olacaktı.

Bundan emindim.

Bugün yıllarca önüme düşmesini beklediğim isim önüme düşmüştü ama bu benim beklemediğim zaman dilimin olmuştu. Yılların intikamını almak istediğim adamı şimdi bu aileye sahipken öldüremezdim.

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin