18. BÖLÜM DERİNDEKİ AŞK

34 3 0
                                    


İnsanların hayatında fazlaca zararlı etkim olmaya başlamıştı. Kendi evimdeki kara bulutları şimdi herkesin etrafına saçmıştım ve Bora ile Loya'nın arasını açmaya başlamıştım.

Kısa süre sonra Bora'nın evden çıkıp gitmesi ile bağrışlar son bulmuştu ve ben de olduğum yerde dikilmeye devam etmiştim. Bora'nın da evden çıkıp gittiğini lojman binasından çıktığında fark etmiştim. Beni görmemesi için balkonda oturduğum yerime tekrar çökmüştüm.

Abi kardeş arasına belki de girmemem gerekiyordu, onlara en azından buna borçluydum sanırım. Hava soğumaya başlamıştı ama ben balkonda sessizce oturmaya devam ediyordum. Kısa süre sonra yan evin balkonunda bir hareketlilik oldu ve bakışlarımı çevirdiğimde Loya ile göz göze geldim.

"Esmer bu soğukta niye burada oturuyorsun?" diye soran Loya'ya sadece omuzumu silkmiş ve ağzımdan tek bir kelime çıkarmamıştım. O da sessizliğime eşlik etmeye karar vererek elindeki sigarayı yakarak derince içine çekmeye başlamıştı.

Olanları duyduğumu biliyordu. Çünkü o bir mit personeliydi ben ise bir askerdim. Onun mimiklerinden beni anladığını onun ise benim mimiklerimden anladığından çok emindim.

Bora aramızdaki negatifliği kardeşine yansıtma gereği duymuştu ama yapmaması gereken bir şey yapmıştı. Bir yandan ise ona kızamıyordum çünkü adamın sinirleri ve duygularıyla dalga geçer gibi oynuyordum sanki.

"Esmer ne kadarını duydun bilmiyorum ama abim em-"

"Loya o haklı. En başında seni bu duruma sokmamam gerekiyordu ama işte Deva için gözüm hiçbir şey görmedi." Diyerek ona baş selamı vererek içeriye girmiştim ve konuşmayı başlamadan sonlandırmıştım.

En iyisi bugünü biran önce bitirmek için uyumak şarttı. Hızla yatak odama giderek kendimi zorda olsa uyutmaya karar vermiştim.

Gece birkaç kâbusla boğuştuktan sonra yine de uyumayı başarabilmiştim. Güne çok erken başlamak zorunda da olmamakta benim açımdan çok iyi olmuştu, böylece biraz daha uyuyabilmiştim. Bugün karargahta içtimayı Bora alacaktı, bunu birkaç hafta önce planlamıştık.

Derin nefes alıp yattığım yerde hafifçe gerilerek yataktan doğrulduğumda komodinin üstündeki saati elime alarak saatin on biri geçtiğini görmüştüm. Esneyerek saati yerine bıraktığım gibi yatakta kalkmış ve kendime güzel bir duşa teslim etmek için banyoya atmıştım.

Suyun rahatlatıcı hissinin tüm vücudumu esir almasına bayılıyordum. Dün ki gerilimden kendimi kurtarmaya söz vererek uyuduğum gecenin ardından birazda olsa huzurlu uyanmayı amaçlamıştım ve sanırım uzun süre sonra ilk defa amacıma uygun uyanmıştım galiba.

Hayatımın zorlukları çok fazlaydı ama hepsini silmeye yemin etmiştim. Bu yeminimin içinde bir de Deva uyanmış olursa eğer her şeyin daha güzel olacağına kendimi inandırmayı başarmıştım.

Saç maskeme kadar her şeyi yapmış ve suyu kapatarak bornozumu üstüme geçirmiş, saç havlumu da saçlarıma sararak duşa kabinden yavaşça çıkmıştım. Aynanın karşısına dikildiğimde buharlaşan aynayı kolumla silerek kendime bakmıştım.

Gözaltlarım birazda olsa uyku gördüğü için toparlamıştı ve yüzüme birazda olsa renk gelmiş gibiydi. Sanki hayatımda bazı şeyler düzene giriyormuş gibi davranmama bu kadar istekli olduğumu bilmiyordum. Derince nefesimi vererek banyodan çıkıp odama yöneleceğim sırada kapımın çaldığını duymuştum.

Başta bu halim ile kapıyı nasıl açacağımı düşünmüştüm fakat timin karargahta olduğunu ve Bora'nın da içtima için gittiğini bildiğimden kapıyı ya Balca ya da Loya'nın çaldığını düşünerek açmaya gitmiştim. Kapıyı açtığım anda karşımda Bora'yı beklemiyordum ve onun da beni bu halde beklemediği gözlerinden okunuyordu. Biz birbirimize bakarken binanın içinde timin sesi yankılanamaya başlamıştı ve Bora da daha ben ne olduğunu anlamadan beni apar topar evin içine sokmuş ve kendi de postalları ile hızla içeri girip kapıyı kapatmıştı.

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin