'' BİLİNMEZLER SİLSİLESİ ''
Hayatta yaşanan bazı acılar tekrar yaşanır mıydı?
Bitmek bilmeyen bir dönencenin içinde dönüp duruyordum sanki.
Yaşam devam ettikçe acımın azalacağını, geçeceğini söylemişlerdi bana. Ama geçmiyordu. Niye benim acılarım her defasında ben buradayım diye gün yüzüne çıkıyordu. Bu hayata çok öfkeliydim, içimdeki her bir duyguyu öfke kaplamıştı, artık ne duygularımı hissedebiliyordum ne de benliğimi hissedebiliyordum. Çevremde tek bir insan barındırmaz olmuş, kimseye güvenmemeyi öğrenmiştim.
Babama bile.
İnsan öfkesiyle dolup taşarken ayakta sağlam kalabilir miydi?
Ben kaldım.
Öfkem her geçen gün beni ele geçirirken ben daha sağlam bastım. Ama tek farkla.
Bedenen ayaktaydım fakat ruhum çoktan kaybolmuştu. İnsan hayatta yaşadıkları kadar vardı, ben yaşamadıklarım kadar varım.
Hiçbir duygusu olmayan insan zamanla duygularını hatırlayabilir miydi?
Geçmişimin üstüne çoktan toprak atmıştım ben, şimdi o toprağın eşilmesine izin mi verecektim, kabuk bağlayan yaralarımı geri mi kanatacaktım, ruhumu tekrar tekrar mı teslim edecektim. Ya bunların yapılmasına izin verecek, kardeşimi yaşatacaktım ya da kardeşimi de bu hayata teslim edecektim. Hangisi ağırdı benim için?
Pandoranın kutusu açılıyordu, hissediyordum.
Düşüncelerimi bölen Bora nın telefonun sesi olmuştu. Telefonu açmak için köşeye gitmiş ve ciddileşmişti. Kısa sürede telefonu kapatıp yanıma geldi.
'' Esmer, komutan acil oraya dönmemiz gerektiğini söylüyor.'' Kısa bir sessizlik olduktan sonra
'' Ayrıca Deva da bizimle geliyor.''
Artık her şey gün yüzüne çıkacaktı bunu anlamıştım.
Deva nın odasının olduğu kata çıkmıştım, yola çıkmadan son kez kardeşimin elini tutmak, ona güç vermek istemiştim fakat dikkatimi odanın önündeki siyahlı adam dağıtana kadar. Bir sorun vardı.
Evet, sorun vardı!
Belimdeki silaha sarılmamla adamın beni fark etmesi saniyeler içinde gerçekleşmişti.
''DUR!!''
Hızla ters yöne kaçmaya başlamıştı. '' Sana dur dedimm!'' yangın merdivenlerinden inmeye başlamıştık o an aşağıdan bana ateş etmeye başlamıştı bile.
'' seni yakalarsam ne olacak biliyorsun dimi!, dur dedim sana şerefsiz!'' bir yandan bağırıyor diğer yandan hedefimi vurmak için ateş ediyordum.
'' Esmer Karahanlı! Herkes bir bedel öder!'' ,
'' Evet öder. Senin şuan ödeyeceğin gibi şerefsiz it!''
Hastanenin arka sokağında birbirimize açtığımız ateşten kaçarak koşuyorduk. Yolun sonunda onu bekleyen aracı gördüğümde en iyi bildiğim şeyi yaptım, nişan aldım ve onu omuzundan yaraladım fakat adamı yakalamama yetmemişti araç onu alarak hızla uzaklaşmıştı.
*******
''Başındaki derdi anlatacak mısın Esmer?'' ,
''Baş komiserim, kaçarken omzundan vurdum, o an baya sarsıldı ve olduğu yerde illaki küçükte olsa kan damlası filan vardır, ekipler buna dikkat etsin lütfen.'',
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNFERİT
Fiksi Umum"Bazı insanlar kendi kendine iyileşmek zorundadır, işte bende o insanlardan biriydim. Ben bu hayatta Münferit olandım."