1.BÖLÜM
'' TUTUNACAK SON DAL''
Acı...
Hayatım boyunca bu üç harf tek hece olan kelimeyi iliklerime kadar yaşamak zorunda kalmıştım. Zor süreçlerden, düşe kalka gelmiştim bu yaşıma. Hep acı çekerek hep kaybederek gelmiştim. Sevdiğim kim varsa kaybetmiştim ben. Hiçbir zaman yanımda biri olamamıştı, ne büyürken ne de büyüdükten sonra. Bu hayatta tek bir dalım kalmıştı tutunacak ama onu da koruyamamıştım, yine kaybediyordum. Kız kardeşim elimden kayıp gidiyordu ama ben put gibi komutanımın karşında durmaya devam ediyordum.
Esmer ?...
Esmer?..
Komutanın bana seslendiğini çok geç idrak etmiştim.
'' emredin komutanım!'' ,
'' Esmer iki gün izinlisin git kardeşinin durumunu öğren, Bora da seninle gelecek''
Bora' nın benimle gelmesine ne gerek vardı diye düşünüyordum.
'' komutanım Bora yüzbaşının gelmesine gerek...'' ,
'' Ne dediysem o yüzbaşı Esmer, biran önce yola çıkın!''
Bora ile ikimiz aynı anda '' Emrederseniz komutanım!'' diyerek odadan çıkmıştık.
İstanbul için yola çıkmıştık bile yol uzundu ama biz bu hızla gitmeye devam edersek kısa sürmesi olasıydı. Arabayı ben kullanmak istemiştim ve Bora buna itiraz edemeden kendisini aracın yan koltuğunda bulmuştu bile.
'' Esmer sence hızın çok fazla değil mi?'' pür dikkat yola bakan bakışlarım kısa bir süre Bora ya dönmüş ve tekrar yola odaklanmıştım. İçim de kopmaya yüz tutmuş fırtınayı bastırmakta zorlanırken bir de birilerine laf yetiştirmek istemiyordum.
'' kime diyorum Esmer!'' bu sefer sesi çok yüksek çıkmıştı, sinirlerimi germekten başka bir işe yaramayan biri neden benimle geliyordu ki.
'' sanaaa, arabayı çok hızlı sürdüğünü söylüyorum yüzbaşı Esmer!!''
Bora bu sefer sınırı aşmıştı, hızla arabayı kenara çekip ona dönerek '' İn arabadan, hemen!'' diye bağırdığımda o da sinirlenmişti ama yerinde durmaya devam ediyordu.
Hızla arabadan inip onun olduğu yere yürümüş, kapısını açıp yakasından tutarak dışarı çıkarmıştım. Bora sinirli, ben sinirli karşılıklı duruyorduk. Karşımdaki kişinin de asker olduğunun, istese kendisinin yakasına yapışmama izin vermeyeceğinin farkındaydım aslında. Ama Bora şaşırtacak derecede hiçbir şey yapmıyordu, kesinlikle aklında bir şey vardı.
'' Benimle gelmek zorunda değildin, anladın mı? , madem geldin o çeneni kapatacaksın yüzbaşı Erdim!'' aramızda ki bir adımlık yer bir den kapandı ''Bu sinirin bana mı gerçekten Karahanlı, yoksa kardeşine mi? Söylesene'' Bora nın ne demek istediğini anlamıyordum oysa ki o devam ediyordu.
'' Kardeşinin ne halde olduğunu bildiğinden beri tek bir göz yaşı dökmedin Esmer, askersin anladık, duygusuz olduğunu biliyordum ama bu kadar olduğunu bilmiyordum. Sen acılardan zevk alan biri ha...''
Boranın cümlesi tamamlanmadı çünkü hiç beklenmediği bir şey yaşanmıştı, ben Bora nın yüzüne çok kuvvetli yumruğumu indirmiştim. Bora yumruğun etkisiyle yerinde sarsıldı ama benim arabayla arasında kalmam saniye sürmemişti. Gözleri sinirden kıpkırmızıydı.
'' Gerçekler gün yüzüne çıkınca sindiremedin dimi, sen acınacak bir haldesin Esmer!''
*********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNFERİT
Narrativa generale"Bazı insanlar kendi kendine iyileşmek zorundadır, işte bende o insanlardan biriydim. Ben bu hayatta Münferit olandım."