Ben Esmer Karahanlı.
Ben yaşamın bilinmezliğine esir olan, belki de başkalarının bedellerini ödemek için dünya ya gelen Yüzbaşı Esmer Karahanlı.
Benim bu hayatta çok bilmediğim şeyler vardı. Bilinmezlikler içinde kaybolan, kendi bildiklerimle yolda yürüyen, düştüğümde elimi yine bir bilinmezin tuttuğu zorlu bir yaşamdan can bulan biriydim ben sadece. Bir kitapta okumuştum. "İnsan bildiğini sever, bilmediğine ise düşman olur. Çünkü bilinmezlik her zaman için insan yaşamını tehdit eder." diyordu. Bu cümle bana o kadar doğru gelmişti ki. Benim bu hayatta düşmanlığım sadece bilmediklerimden dolayıydı. Her bilmediğim şeylerde beni ve kardeşimin hayatına mal olan sırlardı.
"Esmer hırkayı koluna iyice sar zaten hastaneye gelmek üzereyiz."
Ne düşünerek kolumu dükkanın camından geçirmiştim bilmiyordum. Bora beni orda bulmasa belki de şokun etkisiyle kan kaybından ölebilirdim. Bora kolumu havaya kaldırmış ve hemen üstündeki hırkasıyla sararak beni hastaneye yetiştirmeye çalışıyordu. O kadar çok kan kaybetmiştim ki her an bayılabilirdim. Araba acilin önünde durmuştu ve Bora hızla araçtan inip kapımı açmıştı bile.
"Dikkat et, tamam, yavaş."
"Biri hemen buraya bakabilir mi?"
Yanımıza bir hemşire gelmiş bizi hemen bir sedyenin üstüne yerleştirmiş ve koridora çıkmış doktor çağırmaya çalışıyordu.
"Esmer iyi misin?" Bora halimden dolayı tedirgin olmuştu, iyi olduğumu bilsin diye kafamı sallamakla yetinmiştim. Kısa süre sonra hemşire yanında Han ile dönmüştü. gerçekten Hanı mı çağırmıştı bu hemşire?
"Esmer! Ne oldu Allah aşkına! Hemen dikiş atmamız lazım"
Han ismim ile hitap edince Bora şaşırmıştı ama soru sormak istememişti. Hemşire hemen dikiş setini getirdiğinde Han da söylenerek dikiş atmaya başlamıştı bile. Kısa sürede her şey bitmiş, kanama durmuştu.
"Esmer ne oldu anlatacak mısın?"
"Han gerçekten önemli değil, sadece dalgındım ve birden oldu işte, boş ver." Bora daha fazla dayanamamış olacak ki.
"Evet hep dalgınlıktan. Sen kolunu camdan geçirdin Esmer farkında mısın?"
"Ne!" Han acilin ortasında bağırınca herkes bize dönmüştü ama sonra o da fark edince ses tonunu düşürerek " Esmer ne diyor bu adam, ne camı, ne kolu!"
" Yalnız bu adam filan, hayırdır doktor!"
"Sen kimsin birader ya, konumuz sana bu adam demem mi yani"
Bora tam cevap verecekken araya girerek konun uzamasına engel oldum. "Han, Yüzbaşı Bora Erdim. Bora, Beyin Cerrahı Han Altındağ. Kardeşim için çağırdığım doktor ayrıca benim çok eski arkadaşım."
İkisi de sakince tokalaşmış birbirlerine baş selamı vermişlerdi. Sanki daha demin didişmiyorlarmış gibi. Bu erkekler gerçekten deliydi.
Yaşadığım anı nasıl unutacaktım bilmeden Deva nın odasına çıkmaya başlamıştım. Arkamda Bora ve Han geliyordu ama kimseden tek ses çıkmıyordu. Devanın odasının kapasının açtığımda Han:
"Esmer bir şey söyle" Hanın suratına döndüm ama diyecek tek kelimem yoktu ki benim, olsa da nasıl derdimi anlatacaktım ben
"Han bak hadi işine şuan sadece kardeşimi görmek istiyorum." Tam arkamı döndüğümde Han bağırmaya başlamıştı.
"Esmer! Derdin ne senin! Söylesene, acın varsa söyle, kendine zara vererek gelemezsin bir noktaya. Ben biliyorum senin neler yaşadığını! Sen böyl- "
![](https://img.wattpad.com/cover/356525056-288-k372135.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNFERİT
قصص عامة"Bazı insanlar kendi kendine iyileşmek zorundadır, işte bende o insanlardan biriydim. Ben bu hayatta Münferit olandım."