Bora'dan...
Saat gece yarısı üçtü.
Şafak sökmesine tam iki buçuk saat vardı. Tim ile birlikte hedefe varmış, belirli aralıklarla konumlanmış, sessizce karargâhtan gelecek emiri beklemeye başlamıştık.
Bu operasyonda eksiktik. Timin diğer komutanı olan Esmer yoktu. Oradan bakılınca bu durumun suçlusu ben gibi gözüküyor olabilirdim ama gerçek öyle değildi. Bu gerçeği de sadece Kerem Albay ve ben biliyorduk.
Timdeki askerlerimin bana karşı tavırlı olduklarını biliyordum ama onlar bana hissettirmemeye çalıştıkları için bende ağzımı açıp tek kelime etmiyordum. Özellikle Cesur bana fazlasıyla kızgındı. Onun kızgınlığı Esmer'in yıllar önce onu ipten son anda çekmesinin vicdan azabıydı. Esmer onu ipten almıştı ama o şimdi komutanına vefa borcunu ödeyemiyor, onu görevlere döndürmeye yetkisini kendinde bulamıyordu.
Birkaç dakikanın ardından kulaklıktan cızırtılar gelmeye başlamış ve daha sonra kulağıma Esmer'in sesi dolmuştu.
"Yırtıcılar, yuva konuşuyor!"
"Yırtıcılar dinlemede yuva! Emriniz nedir?" diye sorduğumda Esmer bir süre sessiz kalmıştı. Şuan bize emir vermek ve bizleri kurşunların önüne atarken kendisinin orda kalmasını sindiremiyordu. Ama emiri vermek zorundaydı.
"Yırtıcı, atış serbest! Öğretmeni sağ salim yuvaya bekliyoruz!" diyen Esmer'e,
"Emir anlaşıldı yuva! Harekete geçiyoruz!" dedikten sonra time konuşmaya başlamıştım.
"Yırtıcılar harekete geçiyoruz herkes konumunu korusun!"
"Emredersiniz komutanım!" dediklerinde yavaşça olduğum yerden kalkarak mağaraya yakın bir yere geçmiştim.
"Yırtıcı 3 ve yırtıcı 7 yerlerinizi aldınız mı?"
"Yırtıcı 3 yerinde"
"Yırtıcı 7 de yerinde" diyen Karan ve Gökmen'in cevaplarından sonra mağaraya doğru yüksek sesle bağırmaya başlamış, operasyonu başlatmıştım.
"MAĞARDAKİLER! ETRAFINIZ SARILDI, TESLİM OLUN!"
Mağarada aynı saniyelerde hareketlilik başlamıştı. Teröristler etrafta bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturmaya başlamıştı. İkazımı son kez tekrar etmek için bağırmıştım.
"Mağaradakiler son kez söylüyorum! Teslim olun ve öğretmeni bize teslim edin!"
"Komitann dağ havası sana yaramamış heral! Öğretmeni size teslim edecek olsaydık değee buralara getirmezdik!" diye bağıran kişiyle dişlerimi birbirine sürtmeye başlamıştım.
"Komutanım bu şerefsizlerin ne zaman teslim olduğunu gördük!" diyen Asaf haklıydı. Kısa süre sonra sıcak temasa geçmiş mermiler havada uçuşur hale gelmiştik.
"Karan ve Gökmen görüş bildir!"
"Komutanım mağaranın girişinde beş kişi var, sol tarafta ise üç saydım!" diyen Karan'ın sesine Gökmen eklenmişti,
"Komutanım sağ tarafta daha fazlalar, on kişi saydım!"
"Demir sağ tarafa kendini ele vermeden düzenek hazırlamaya çalış, Cesur sende Demir ile hareket et!" dediğimde ikisinden de cevap gecikmemişti.
"Emredersiniz komutanım!"
"G*t beyinliler öğretmeni sağ tarafta korudukları sanmamızı istiyorlar, salak lan bunlar!" diyen Efe'ye tüm tim gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNFERİT
Ficción General"Bazı insanlar kendi kendine iyileşmek zorundadır, işte bende o insanlardan biriydim. Ben bu hayatta Münferit olandım."