Selam nabersiniz millet... Olaylara fazla hızlı giriş yapmış olabilirim... Umarım hoşunuza giden bir bölüm olur. Keyifli okumalar.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Gözlerimi her ne kadar açmış olsam bile açmamışım gibi karanlıktaydım. Hiçbir şey görünmüyordu. Başımda belli belirsiz bir ağrı vardı. Kollarım arkamda bağlıydı.
Bulunduğum yerse buz gibiydi. Çenemin soğuk yüzünden titrediğini yeni yeni fark ediyordum. Dişlerimi kenetleyip titremelerimi biraz daha aza indirgemeye çalıştığımda kapı açılmıştı. Ama ışık yanmamıştı.
Oyununa oyunla karşılık vermemde sorun yoktu. Onun kim olduğunu zaten biliyordum onun bilmediği şeyse benim kim olduğumdu. Yüzüme vuran ılık nefesiyle başımı biraz daha geriye çektim.
"Konuşmayı düşünüyor musun küçük katil?" Dedi en sonunda sessizliği bölerek. Bir süre daha sessiz kaldım. Sonra hissizce konuştum.
"Ne istiyorsun?" Titremelerim arasında böyle düzgün cümle kurduğum için kendime de şaşırıyordum.
"Babanı neden öldürdün?" Ölmüş müydü? İyi de ben o silahı tutarken lanet olası ellerim titriyordu. Tekrar aklıma gelen geçmişim yüzünden sessizliğe gömüldüm gözümden arka arkaya damlayan yaşlara izin verdim.
Benim sessiz kalışım üstüne tekrar o konuşmaya başladı.
"Cevap verecek misin!?" Ben yine konuşmadım. Kim nasıl anlatırdı o olayı. Benim dilim varmazken o korkunç olayı yaşamış olmama rağmen kendime kabul ettiremezken kalkıp bu katile nasıl anlatabilirdim...
"Peki biraz daha burda kal. Belki o zaman anlatırsın babanı neden öldürdüğünü. Ha tabi soğuktan ölmezsen..." Uzaklaşan adım sesleriyle gözlerimi yumdum ve hiç beklemediğim bir anda konuşmaya başladım.
"On beş yaşında falandım..." Adım sesleri tekrar yaklaşıp karşımda durdu. Dudaklarımı ıslatıp devam ettim.
"Tarih yirmi yedi Şubat iki bin on dokuz..." Diye devam ettim.
"Babam... Hep olduğu gibi eve o günde sarhoş bir şekilde geldi. Yine o iğrenç kelimelerini telaffuz etti. Duymamazlıktan gelmeye çalıştım. Annem olmadığı için ona engel olup beni koruyabilecek biri yoktu.
Odama kaçtım. Kapıyı kapatacağım sırada engel oldu... O gece kendi babam tarafından istismara uğradım. Yine duyan olmadı. Her gün olduğu gibi herkes kulaklarını tıkamıştı.
Sabah da babamın beylik tabancasıyla babamı vurdum. Nereye ateş ettiğime bakmadım. Silahı atıp evden kaçtım. Söylesene sen olsan napardın? Sen alkolik sana istismarda bulunan seni döven bir baba ister miydin?
Kendimi korumak zorundaydım. Seni koruyacak biri yoksa kendini korumayı öğrenmek zorundasın. Benim de başka çarem yoktu. Yapmam gerekiyordu bende yaptım."
Sesim artık tamamen kısılmıştı. Gözümdeki yaşlar yerini sürekli yenilerine bırakıyordu. Uzun bir sessizlik olmuştu bu karanlık odada. Ne o ne de ben konuşuyordum.
Ancak bir anda bağırmasıyla sessizlik bozulmuştu.
"Orospu çocuğu!" İstemsizce yerimden sıçramıştım. Ve tam o sırada içeri başka biri daha girmişti.
"V! Öldürmedin mi?"
"Öldürmedim hyung çık şimdi." Dedi sertçe.
"V sakın bana bu çocuk ölmeyecek deme."
"Ölmeyecek Moon. Bir sıkıntı mı var?"
"Saçmalıyorsun. Babasının katili bu çocuk."
Ya da değildim. Nerden emin olabiliyorlardı ki. Sadece öldüğü düşünülüyordu. Çünkü ne öldüğüne ne de yaşadığına dair elimizde bir kanıt vardı. Her yere öldü olarak kayıt geçilmişti sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerini Kapat | TaeGi
ActionAşk neydi? Kimine göre yalan kimine göre dünyanın en güzel duygusu. Ama ben yalandan yanaydım. Aşk yalandan ibaret bir duyguydu benim için. Gördüklerim... Şahit olduklarım beni aşkın yalanına inandırmıştı. Peki bir çocuğun ruhunu öldürmek neydi? Bed...