Selam millet yine ben geldim... Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Lafı fazla uzatmaya gerek yok keyifli okumalar.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Hayat tercihlerden ibaret lanet acımasız bir şeydir demiştim ya size daha önce neden biliyor musunuz? Çünkü seçtiğiniz yola göre kaderiniz şekillenir. O tercihler sizin kaderinizdir ve kader size bir kez daha tercih hakkı sunmazdı.
Benimse şuan önümde iki tercih hakkım vardı. Ya bu altı kişiden biri olacaktım ya da olduğum kişiyi unutmadan onlardanmış gibi davranacaktım.
"Min Yoongi geliyor musun?"
"Mecbur muyum?"
"Kesinlikle." Dedi acımasızca. Başka seçeneğim yoktu her türlü o silahı kullandırtacaktı. Zoraki bir şekilde ayağa kalktım. Sırıtarak başını salladı sonra da önümden yürümeye başladı.
Ellerimi ceplerime koyup arkasından yürümeye başladım. Evden çıkıp bahçeye geçti sonra da bir alt bahçeye indi. Alt bahçe yukardan daha güzeldi ve burda bir yer vardı.
Kararlı adımları gri yapıya ilerlerken etrafı inceleyerek arkasından yürüyordum. En sonunda iki katlı gri yapının kapısını açtığında şok olma sırası yine benimdi.
İçerde birçok model pist motoru normal trafiğe çıkış iznine sahip motor ve son model arabalar vardı. Taehyung ise mat siyah kaplamalı arabanın yanında durmuş bana bakıyordu.
"Orda öylece duracak mısın? Yoksa gelme zahmetinde bulunacak mısın?" Titrek bir nefes bırakıp yanına gittim ve o geçmem için ön yolcu kapısını açmıştı.
Naptığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve aldırmamaya çalışarak açtığı kapıdan arabaya bindim. Kapıyı tok bir sesle kapatıp kendi tarafına geçtiğinde emniyet kemerini takmakla meşguldüm.
"Napmaya çalışıyorsun Kim Taehyung?" Dedim mırıltı halinde.
"Bir şey yapmaya çalışmıyorum. Atış poligonuna gidiyoruz. En iyi öğreneceğin yere." Dedi benim aksime net bir sesle. Cevap vermedim. Çoğunluk yaptığımı yapmış sessiz kalmıştım.
"Neden hiç konuşmuyorsun?" Bakışlarımı yoldan çekip Taehyung'un yan profiline odakladım.
"Ne dememi istiyorsun?" Dedim fısıltı halinde.
"Babandan bu denli korkmanın nedeni ne?" Ona anlattıklarımı ne tarafıyla dinlemişti anlamıyordum.
"Bana bu konu hakkında soru sorma." Dedim tek düze bir sesle.
"Korkularınla yüzleşmek zorundasın. Aksi takdirde güçlenemezsin."
"Güçlenmek isteyen kim?"
"İstesen de istemesen de mecbursun..." Cümlesini yarım bırakıp arabayı yol kenarında bir yere park edip yeniden bana döndü.
"Çünkü hayat sana tercih hakkı sunmaz." Dedi. Ardından arabadan indi. Bende kemeri çözüp hemen arkasından indim.
En azından sık sık geldiğim poligona gelmemiştik. Giriş yapıp istediğimiz silahı aldık sonra atış kortunda yer aldık.
✵
Saat on buçuğa doğru bahsettikleri mekana gelmişlerdi ama burası büyük bir plazaydı. Almak istedikleri adamsa plazanın en üst katındaki dairede oturuyordu.
Elimdeki tüfeği omzuma asıp karşı plazmanın çatısına çıktım. Daire burdan daha net belli oluyordu. İnce tüller odanın içini gizlemeye yetmiyordu. Ama şöyle bir sorun vardı oda boştu ve ışığı daha onlar içeri girmediği hâlde yanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerini Kapat | TaeGi
ActionAşk neydi? Kimine göre yalan kimine göre dünyanın en güzel duygusu. Ama ben yalandan yanaydım. Aşk yalandan ibaret bir duyguydu benim için. Gördüklerim... Şahit olduklarım beni aşkın yalanına inandırmıştı. Peki bir çocuğun ruhunu öldürmek neydi? Bed...